Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çatalhöyük'teki arkeolojik kazıların, İç Anadolu'da binlerce yıl önce
buğday üretimi yapıldığını ve basit öğütme tekniklerinin kullanıldığını ortaya koyduğunu belirtti.
Eskiden beri büyük bir buğday üreticisi ve tüketicisi olan Türkiye'de değirmenlerin en
küçük beldelere kadar yayıldığını, un üretiminde değirmenden
fabrikaya geçişin ise daha hızlı yaşandığını ifade eden Akgün, ''1950'den önce sayıları 40 binden fazla olan taş değirmenler zamanla azalmış, yüksek kapasiteli üretim yapan un fabrikalarının sayısı hızla artmıştır'' dedi.
-UN ÜRETİM KAPASİTESİ 32,5 MİLYON TON-
Akgün, artan fabrika sayılarının atıl kapasite sorunu yaratmaya başlaması nedeniyle DPT'nin 1983'te un üretimine yönelik yatırımlara sağlanan
teşvikleri kaldırdığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Ancak
makine yenileme yatırımlarına
destek sürdü. Bu tarihten itibaren azalan yeni yatırımlar, 1985'ten itibaren kalkınmada öncelikli yörelerde yatırımların tekrar teşvik edilmesiyle canlanmaya başladı. Nitekim 1977 yılında 5,9 milyon ton/yıl buğday kırma kapasitesine sahip 307 un fabrikası varken, 1986 yılında buğday kırma kapasitesi 13,8 milyon ton/yıla ve fabrika sayısı da 584'e yükselmiştir. 1990'lı yıllarda fabrika sayısı 700'e yaklaşmış ve buğday kırma kapasitesi ise yıllık 22 milyon tona ulaşmıştır.''
Türkiye'de bugün toplam un üretim kapasitesinin 32,5 milyon ton olarak tahmin edildiğini anlatan Akgün, ''Fiili üretim ise yaklaşık 14,5 milyon tondur. Bu haliyle mevcut üretim kapasitesi, Türkiye'deki toplam un tüketimin 3 katına yaklaşmaktadır.Ayrıca Türkiye'nin mevcut un üretim kapasitesi, tüm dünyada 11 milyon ton olan un ticaretini karşılayabileceği gibi, 7,5 milyon tonluk kapasite fazlası da yaratmaktadır'' diye konuştu.
Türkiye'nin un sektöründeki bu kapasite fazlasının tüm Türkiye'yi yakından ilgilendiren çok önemli sorunlara da neden olduğunu dile getiren Akgün, bunların açık yüreklilikle dile getirilerek, çözüm aranması gerektiğini bildirdi.
Akgün, Türkiye'deki un sanayisi sektöründe faaliyet gösteren
firma sayısının ABD ve
Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında oldukça yüksek olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle pek çok fabrikanın düşük kapasiteyle çalışmak zorunda kaldığını belirtti.
-KAPASİTE KULLANIM ORANI DÜNYADA YÜZDE 65 İKEN TÜRKİYE'DE YÜZDE 45'LERDE-
Kapasite kullanım oranlarının ABD'de yüzde 90'larda olduğunu, İngiltere'de yüzde 100'e yaklaştığını anımsatan Akgün, ''Dünya ortalaması ise yüzde 65'lerdedir. Türkiye'de ise bu oran yüzde 45'leri ancak bulmaktadır. Ekonomik bir faaliyet olarak ve işletmecilik mantığı açısından değerlendirildiğinde, Türk un sanayisinin mevcut yapısı rasyonel ve rantabl görünmemektedir'' dedi.