Bağımsız BDDK görevini yapıyor

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun bağımsız ve dik duruşunu her zaman desteklediklerini söyledi.

Bağımsız BDDK görevini yapıyor

Türk bankacılık sektörünün bu kadar ileri gitmesinde BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ve ekibinin titiz çalışmasının etkili olduğuna değinen Babacan, "Bu benim arkadaşım, filan aileye özel kurallar uygulayalım, demezler." dedi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun bağımsız bir kurum olduğunu belirterek, "Doğrusu neyse, gözlerini kırpmadan yapıp geçerler. Hatır gönül işi olmaz." dedi. Bankacılık sektörünün bu kadar ileri bir noktaya gelmesinde ve son krizde Türkiye'deki bankaların sapasağlam ayakta durmasında BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ile ekibinin titiz çalışmalarının etkili olduğunu kaydeden Babacan, "Bizim BDDK kurumumuz, bağımsız bir kurumdu. 'Şu benim arkadaşımdı', 'şu dostumdu', 'şunlara biraz farklı bir şeyler yapalım', 'şu aile çok farklı bir ailedir, onlara farklı kurallar uygulayalım'. Böyle bir şey yok. Kurallar açık şekilde ortaya konmuş ve istisnasız bir şekilde bütün bankalara uygulanır. Biz de BDDK'nın bağımsız ve dik duruşlarını hep destekleriz." diye konuştu. Arap Bankalar Birliği, Türkiye Bankalar Birliği ve Dünya Arap Bankacılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen Arap-Türk Bankacılık ve Finans Forumu'na katılan Babacan, Türkiye'de günlük geliri 1 doların altında olan nüfus kalmadığını kaydetti. Günlük geliri 2,15 doların altında olan nüfusun toplam nüfusa oranının binde 2'ye düştüğünü anlatan Babacan, "2002 yılında günlük gelir 4,3 doların altında olan nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 30 iken, bu oran 2009 yılında yüzde 4'e indi. Yoksulluk oranlarındaki düşüş, Türkiye'nin kalkınmasının yoksul kesime olumlu şekilde yansıdığını göstermekte." dedi. Türkiye'de hükümetin 2002-2007 döneminde önemli reformlar yaptığını ve kriz dönemine sağlam bir yapıyla girdiğini söyledi. Meksika'daki G-20 Zirvesi'nden önceki gün dönen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, katıldığı toplantılarda küresel finansal krizin giderek derinleştiğini gözlemlediğini dile getirdi. Avrupa ve Amerika merkez bankalarının karşılıksız para basarak krizi ötelediğini ifade eden Babacan, krizi bitirecek asıl kalıcı önlemi ancak hükümetlerin alabileceğini belirterek, şunları dile getirdi: "Kalıcı çözüm için pek çok ülkede ciddi bütçe tedbirleri gerekiyor. Gelir gider dengelerinin yeniden kurulması gerekiyor. Pek çok ülkede yapısal reformların gerçekleştirilmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde yapısal reformlar artık ertelenemeyecek kadar aciliyet kazanmış durumda." Ali Babacan, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında güç birliğini artırmayı temenni ettiklerini, bankaların burada can suyu olacağını sözlerine ekledi. Arap Bankalar Birliği Genel Sekreteri Wissas H. Fattouh, "Biz KOBİ'lere Arap bölgesinde daha fazla yardımcı olmak zorundayız. Arap Birliği olarak var gücümüzle destek vermek mecburiyetindeyiz. Bu anlamda Türk bankacılık sektöründen faydalanmalıyız. Bankalarımız Türkiye ile en başta sıkı dostluklar kurmalı. Çünkü Türkiye ile işbirliği uzun vadede birçok anlamda coğrafyamıza kâr getirecektir." dedi. Fattouh'a destek veren Arap Bankacılar Birliği (ABB) İcra Kurulu Üyesi Dr. El Hadi Chaibainou da "Türkiye ekonomisinin imajı hem bölgede hem dünyada artık epey muteber. Türkiye ile Arap coğrafyasının işbirliği, geçmiş tarihimize yakışmamaktadır." diye konuştu. 'İlk 10 arasında Arap bankası görmek istiyoruz' Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Türk bankacılık sektöründe 2012 yılında aktiflerde yüzde 20, kredilerde yüzde 15-20 oranında büyüme beklediklerini açıkladı. Arap bankacılara hitap eden Bilgin, kârlılığın 2011 yılı ile yaklaşık aynı tutarda olacağını tahmin ettiklerini dile getirdi. 200 bin personel, 10 bin 500 şube ve 700 milyar dolarlık aktif büyüklüğe sahip Türk bankacılık sektörünün özellikle Batı'da kredi piyasaları kurumuşken, canlı ve dinamik görüntüsünü ısrarla sürdürdüğüne değinen Bilgin, "Bilançolarımız şeffaf. Hiç tehlikeli türev ürünümüz yok. Yetenekli bankacılık personeli ile geleceğe umutla bakıyoruz." dedi. Kuveyt Türk'ün 2011 konsolide kârının yüzde 40'ını Türkiye operasyonlarından sağladığını, Albaraka Grubu'nun da kârının yüzde 45'ini Türkiye'den elde ettiğini vurgulayan Bilgin, "48 banka Türkiye'de faaliyet gösteriyor. İlk 10 banka yüzde 90 pazar payı sahibi. Ancak bu bankalar arasında hiçbir Arap kökenli banka yok. Bu anlamda cesaret göstermenizi istiyorum." diye konuştu. Bilgin, 49. bankanın Lübnan menşeli Bank Audi olacağını kaydederken Bank Audi Baş Finansal Sorumlusu ve Strateji Müdürü Freddie Baz, Türkiye'de lisans almalarından bu yana 4 ay geçtiğini ve planladıklarından daha iyi bir noktada olduklarını belirterek, "İşletim lisansını alabildik. Türkiye ile ilgili çok olumlu düşüncelerimiz var." dedi. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın da, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 10 yılda 5 milyar dolardan 34 milyar dolara yükseldiğine dikkat çekti. Arap Bankalar Birliği'ne üye ülkelerde Türkiye'de yerleşik bankalara ait 14 şube bulunduğunu, Türkiye'de ise bu ülkelere ait 7 banka olduğunu, bu bankaların sektördeki payının yüzde 3,5 düzeyinde olduğunu bildiren Aydın, bölgenin yüksek bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu söyledi. 2011 yılında Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye girişi için de Arap ülkelerinden gelen yatırımların payının yüzde 2 civarında olduğuna dikkat çekti.
<< Önceki Haber Bağımsız BDDK görevini yapıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER