Sektör olarak bir
takım tereddütleri olduğunu belirten Aydın, "Bir bağımsız üye, 9 üyeye bedel olmamalı.
Bağımsız üyeye özel statü verilmesini doğru bulmuyoruz." dedi.
Sermaye Piyasası Kurumu'nun (SPK) halka açık şirketlerin
yönetimine 'bağımsız üye' alınmasını şart koşan Kurumsal Yönetim İlkeleri,
bankacıları da tedirgin etti. Bu konudaki endişelerini SPK ile paylaştıklarını söyleyen
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı
Hüseyin Aydın, ağırlıklı olarak 'bağımsız üyelere diğer yönetim kurulu üyelerine tanınmamış bir takım özel statülerin verilmesine' karşı olduklarını vurguladı.
TBB yönetimi, Türkiye ekonomisi ve bankacılık
sektöründe yaşanan güncel gelişmeleri değerlendirmek üzere
Grand Hyatt Otel'de gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıya; aynı zamanda
Ziraat Bankası Genel Müdürü olan Birlik Başkanı Hüseyin Aydın'ın yanı sıra
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali,
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil,
Yapı Kredi Genel Müdürü
Faik Açıkalın,
Halkbank Genel Müdürü Süleyman
Arslan, TEB Genel Müdürü Varol Civil,
Şekerbank Genel Müdürü
Meriç Uluşahin, Eurobank Tekfen Genel Müdürü
Mehmet Sönmez,
HSBC Genel Müdür Yardımcısı Murat Şarsel,
Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Adnan Yayla ve
Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Bora Böcügöz de katıldı. Aydın, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Aydın'a ağırlıklı olarak bankalar birliğinin gündemindeki, 'pozitif çek bilgilerinin paylaşılması, MB bünyesindeki risk merkezinin birliğe geçişi, Basel II kriterlerinin uygulanması, ipotekli konut finansmanında ikinci piyasanın oluşturulması ve SPK'nın yönetim kurullarına bağımsız üye şartı getiren kurumsal yönetim ilkeleri' ile ilgili sorular yöneltildi.
Hüseyin Aydın, Kurumsal Yönetim İlkeleri konusundaki sorulara karşılık, çekincelerini SPK ile de paylaştıklarını ve SPK Başkanı'nın kendilerine hak verdiğini anlattı. Aydın, şunları söyledi: "Yönetim kurulu üyelerinin niteliklerinin
BDDK tarafından belirlendiği bir ortamda, sadece SPK değil de BDDK ile beraber bir
düzenleme mümkün müdür?' İkincisi, 'bu tarz düzenlemeler bankaların halka açılmasına engel teşkil edecek bir husus içermekte midir?' Üçüncüsü, 'bağımsız üyeler için belirlenen kriterler kolay bulunabilir, bankaların performansına halel getirmeyen bir yapıda olabilir mi?' gibi birtakım görüşlerimiz oldu.
Bankacılık sektörü olarak, Batı'da, AB'de, ABD'de uygulanan normların, kriterlerin Türkiye'de uygulanmasına asla karşı değiliz. Ama bağımsız üyelere diğer yönetim kurulu üyelerine tanınmamış birtakım özel statülerin verilmesi söz konusu. Ağırlıklı olarak bu bölüme sektör olarak karşı olduğumuzu ifade edebiliriz. Örneğin, 1 bağımsız üye, 9 üyeye bedel olmamalıdır. Bağımsız üyeye özel statü verilmesini doğru bulmuyoruz."
TBB Başkanı, Türk
Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu'na ilişkin bir soru üzerine, söz konusu kanunların çağdaş yasalar olduğunu ve bu yasaların uygulanmasından yana olduklarını dile getirdi. Bununla birlikte söz konusu düzenlemelerde de faaliyetlerini negatif etkileyecek hususlar bulunduğunu, bunlarla ilgili çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmaları Adalet Bakanlığı'na ilettiklerini belirtti. Kredi
kartları aidatlarının alınmaya devam edileceğini ancak, kart kullanıcısının
ücreti
ekonomik olan banka kartını
tercih etme seçeneği bulunduğunu kaydeden Aydın, "Bir iş yapıyoruz ve yaptığımız iş karşılığında ücret almamız, buralar ticarethanedir, tabii
doğaldır. Bazı şeyleri bedava yapmak gibi bir lüksümüz yok." şeklinde konuştu. Risk merkeziyle ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini, konuyla ilgili yönetmeliğin her an Resmi Gazete'de yayımlanabileceğini dile getiren Aydın, merkezin
hizmetlerini ücret karşılığı vereceğini, bir hizmet veriliyorsa bunun
fiyatlamasının doğal olacağını ve cari giderleri karşılayacak bir fiyat politikasının belirleneceğini anlattı. Sektörün 'net
faiz marjı'nı muhafaza ederse 2011'e kıyasla yüzde 10'luk kar artışı yakalayabileceğini dile getiren Aydın,
Merkez Bankası'nın faiz koridorunu daraltmasını da 'olumlu' bulduklarını aktardı.
Bankacılık sektöründe alan da olur satan da
TBB Başkanı Hüseyin Aydın,
kriz dolayısıyla bankacılık alanında satın alma fırsatlarının doğup doğmadığının sorulması üzerine şunları söyledi: "Satış ve satın almalara dair bankalar açısından hala bakir alanlar var. O yönüyle Türk bankacılık sektörüne yatırım devam edecektir.
Yatırımlar devam ettikçe alan da satan da olabilir. Aynı şey, bizim bankalarımız için
yurt dışındaki iştahı, oradaki beklentiler ve fiyat durumları dikkate alındığında satın almalar olabileceği gibi
satışlar da olabilir."