Türk Yapısal Çelik Derneği Başkan Yardımcısı Yener Gür'eş, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Van'da meydana gelen 7,2 şiddetindeki depremde
betonarme binaların büyük
hasar almasına rağmen, çeliğin kullanıldığı yapıların sağlam kalmasının ardından çelik kullanımına ilginin yükseldiğini söyledi.
Özellikle yeni inşa edilen kamu binalarında betondan ziyade çelik yapıların daha fazla
tercih edilmeye başlandığını vurgulayan Gür'eş, yaklaşık 20 yıldan beri çelik kullanımın artırılması için uğraştıklarını ancak bu kullanımın depremden sonra yükselişe geçtiğini ifade etti.
Son yıllara kadar
Türkiye'deki inşaat geleneklerinde çeliğin kayda dahi alınmadığını savunan Gür'eş, ''Yani birçok yerde değerlendirilmiyor. Aslında getirdiği çok ciddi avantajlar var'' dedi.
Çelik yapıların betonarmelere göre çok kısa sürede inşa edildiğini dile getiren Gür'eş, şunları kaydetti:
''Bu tür yapıların taşıyıcı sistemi, betonarme yapılara nazaran yaklaşık yüzde 10 daha hafif. Bir depremin bir binaya etki kuvveti, kütleyle depremin ivmesinin çarpımına dayanır.
Depremin ivmesini değiştiremezsiniz ama eğer binanın kütlesini azaltırsanız, azalttığınız ölçüde depremin binaya etkisi de azalacaktır. Çelik yapılarda bu etki oldukça azaltılabiliyor. Bu avantajlardan istifade edilmeli.''
Van depreminin kendileri için ilginç bir deneyim olduğunu belirten Gür'eş, depremin ardından çelik yapıların öneminin fark edilmeye başlandığını bildirdi.
Kamunun, sonunda çeliğin gücünün farkına vardığını anlatan Gür'eş, ''Memnuniyetle söylüyorum ki, başta Sayın
Başbakan olmak üzere ilgililer, ilk defa çelik yapıları tetkik ettiler. 'Bu yapılar kullanılabilir' dediler.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bizi davet ettiler. Orada bir toplantıya katılıp, görüşlerimizi aktardık. Gönüllü danışmanlık vermeye hazır olduğumuzu belirttik. Örnek bir okul projesi verdik'' diye konuştu.
Gür'eş, Van depreminin ardından Türkiye'de ilk defa kamunun, çelik yapıya karar verdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''İlk defa bu depremden sonra
telefon açtılar. 'Derhal bina yapmamız lazım, bunu çelik yapacağız. Türkiye'de bunu yapabilecek kimse var mı?' diye sordular. Mesela Van'da şu anda bir adet beton santral çalışır vaziyette. O da sınırlı şartlarda çalışıyor. Ancak çelik yapılarda sadece zemin betonunu döküyorsunuz. Geri kalan her şeyi fabrikada imal ederek, gelip yerine monte ediyorsunuz. Bu nedenle Ocak ayında üyelerimizden biri Van'da bir okul hizmete açtı. Önümüzdeki günlerde yine bir başka okul açılacak. Ayrıca
Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğünden talep aldık. Bunların hepsi çelik, yapımı kolay, depreme çok daha dayanıklı yapılar.''
-''Türkiye çelik imalatçısı durumuna geldi''-
Türkiye'nin şu anda
Afrika,
Orta Doğu, Orta
Asya,
Rusya ve Balkanların çelik imalatçısı durumuna geldiğini anlatan Gür'eş, şunları kaydetti:
''Dünyada şu anda aklınıza gelebilecek tüm çelik yapılar, Türkiye'de yapılabiliyor, tasarlanabiliyor. 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de bir milyon 100 bin ton seviyesinde çelik işlendi. Türkiye'de yapısal çelik kullanımı her yıl artıyor. Geçtiğimiz yıl 500 milyon dolarlık çelik inşaat malzemesi ihracatı yaptık. Bu yeterli değil ancak, şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye'den ihracat talepleri oldukça artmış durumda.
İhracatımızın 5 milyar dolara çıkmaması için hiç bir neden yok. Sadece biraz desteğe ihtiyaç var.''
Gür'eş, ihracatın birtakım nedenlerle artmadığını belirterek, ''Teminat zorlukları gibi finansal engeller var. Bu sorunların çözülmesi için kamuyla görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle
Ekonomi Bakanlığı bu konuda çok ciddi yaklaşım içerisinde. Bu sıkıntıların giderilmesinin ardından yapısal çelik ihracatında da Türkiye hak ettiği yere gelecek'' diye konuştu.