Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Yörük,
helal sertifikasını Diyanet'in onaylamasını talep etti.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yörük, Türkiye'de verilen helal
ürün sertifikasının uluslararası geçerliliğinde sorunlar yaşadıklarını belirterek, "
İslam ülkelerinin çoğu, Türkiye'den
ihraç edilen malı kabul etmiyor ve gümrükten sokmuyor. Sertifikanın Diyanet tarafından onaylanması talep ediliyor." dedi. SETBİR
sektör buluşması, Bursa'da
Hilton Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıya; Gıda,
Tarım ve
Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker,
Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan,
Vali Şahabettin Harput, SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yörük,
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı
Muharrem Yılmaz'ın yanı sıra sektör temsilcileri katıldı. SETBİR Başkanı Yörük,
Türk Standartları Enstitüsü (
TSE) tarafından verilen helal ürün belgesinin yeterli bulunmadığını söyledi. Yörük, "TSE'nin, bir an önce helal sertifika konusunda akreditasyonu sağlaması gerekiyor." dedi.
Türkiye'nin, kendine yetecek
kırmızı eti üretmesi gerektiğine işaret eden Yörük,
üretim yetersizliği ile yapılan ithalatın endişe doğurduğunu dile getirdi. Yörük, kırmızı et üretimini artıracak önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. KDV oranının et, süt ve yem sektöründe, hem perakende hem toptan satışta yüzde 1'e düşürülmesinin önemli bir adım olacağını anlatan Yörük, şunları aktardı: "Ayrıca şu andaki uygulamada olduğu gibi, toptan etteki yüzde 1 KDV oranı ile perakendedeki yüzde 8 arasındaki 7'lik fark, il
legal çalışma dünyasına son derece cazip gelmektedir. Bu durum, legal çalışan firmaların üzerinde ciddi bir
finans yüküne ve haksız rekabete yol açmaktadır. Diğer yandan, özellikle kırmızı ette, ülke tüketiminde daralma mevcuttur. Kayıt dışı üretimin engellenmesi tüm sektör için son derece önemli. Kayıt dışı üretimin önlenememesi ve
hayvan hareketlerinin arzu edildiği kadar
kontrol altında tutulamaması nedeniyle, sadece sektörümüzde değil,
toplumumuz da ciddi bir
gıda tehdidi altındadır."
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı
Muharrem Yılmaz da yıllarca konuştukları sorunların ortadan kaldırıldığını söyledi. Yılmaz, üreticinin desteklenmesi tedbirlerini çok olumlu bulduklarını, sıfır faizli kredilerden ve çeşitli imkânlardan yararlanan sektörün hızla geliştiğini dile getirdi. Sektör adına ulusal süt konseyinin hayata geçirilmesinin çok önemli bir kazanım olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Hep en büyük sorun diye yıllarca bunları söyledik. 1998'den beri konuşmadığımız yer kalmadı. Bunları söyleyen biri olarak ben bugün bu sorunun halledilmiş olduğunu sizlerle paylaşmayı bir görev bildim ve bu sebeple de iki bakanıma teşekkür ediyorum." diye konuştu. Süt ve süt ürünleri aleyhine bazı kesimler tarafından anlaşılmayan bir
propaganda yapıldığını belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hangi toplum daha çok süt içti diye ömrü kısaldı, boyu kısaldı? Hangi toplum bizden daha fazla süt tüketiyor da bizden daha fakir? Bütün gelişmiş ülkelerde süt üretimi daha fazla. Biz daha yolun yarısındayız. Süt ve süt ürünlerinin tüketiminin sorgulanmasına sebep olacak toplumu ürkütmeye yönelik söylemlerden kaçınılmasını
tavsiye ediyorum."
Et ve Süt
Müdahale Kurumu kurulacak
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker ise Et Balık Kurumu'nun fonksiyonlarını değiştirerek et ve sütte
fiyat çok yükseldiği zaman, piyasaya arzı artıracak tedbirleri alıp, yani fiyatlar düştüğü zaman bunu engelleyecek bir mekanizma kuracaklarını bildirdi. Et ve Süt Müdahale Kurumu kuracaklarını dile getiren Eker, meraları kiralayan insanların buraya tesis yapmasının önünü açacak yasanın Bakanlar Kurulu'nda kabul edildiğini ifade etti. Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan da Türkiye'nin 29 olan yaş ortalamasına karşın
Avrupa'nın yaş ortalamasının 45 olduğunu belirterek, "Öyle bir coğrafya ki insanları da yaşlanmış hatta üstüne yetmemiş inekleri de şu anda yaşlanmış bir Avrupa var karşımızda." dedi. Geçen yıl bir önceki yıla göre et ve süt ürünlerindeki ihracatın yüzde 69, süt ürünlerinde yüzde 43 artış olduğuna dikkat çeken Çağlayan, "Türkiye, Avrupa ülkelerini her alanda geçecek duruma gelmiştir. 4 saatlik uçuş mesafesindeki 56 ülke var. Tam 23 trilyon dolarlık
milli gelir var. Bu, Türkiye için önemli bir fırsattır. Avrupa Komisyonu'nun yaptığı araştırmaya göre, Avrupa'da önümüzdeki 10 yılda bir milyon 600 bin şirket kapanacaktır, önünü göremediği için. Artık Türkiye'de firmalarımız Avrupa firmalarını satın almaya, ortak olmaya başlamıştır."