Konu hakkında EMO
İzmir Şubesi’nde
basın toplantısı düzenleyen
Özcan Uğurlu, elektrik alanında yanlış politikalar uygulandığını, bu durumun ise vatandaşın cebine yansıdığını anlattı.
2012 yılının ilk üç ayı için konut kullanıcılarının çıplak elektrik fiyatlarına yüzde 12,8 zam yapılmasının ardından
EPDK tarafından 1
Nisan–1 Haziran 2012 tarihlerini kapsayacak şekilde yeni elektrik zam oranları açıklandığını aktaran Uğurlu, elektrik
tarifelerinin üç ayda bir güncellenmesi adı altında alınan bu karar çerçevesinde konut kullanıcılarının çıplak elektrik fiyatına yüzde 12,76 oranında zam yapılarak, 16,1
kuruştan 18,2 kuruşa yükseltildiğini kaydetti.
Çıplak elektrik fiyatındaki yüzde 12,76 oranındaki artışa rağmen tarifede yer alan dağıtım bedeli kısmen düşürülerek, zammın yüzde 9,26 olarak yansımasının sağlandığını belirten Uğurlu, bu durumun ise çift haneli zam yapılmadığı yönünde kamuoyundan gizleme politikası olduğunu iddia etti.
Konutlar için 18,2 kuruşa yükselen çıplak elektrik fiyatına
kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, perakende
satış hizmet (PSH) bedeli, iletim bedeli ile birlikte diğer fon ve vergiler de (TRT Payı,
Enerji Fonu, Belediye Tüketim Vergisi, KDV) eklendiğinde, 1 kWh elektriğin tüketiciye yansıyan fiyatının 33 kuruşa yükseltildiğini öne süren Özcan Uğurlu, “Bu durumda asgari elektrik ihtiyacı üzerinden hesaplama yapıldığında, yaklaşık 234 kWh‘lik aylık
tüketimi olan bir ailenin elektrik faturasının, 70 TL’den 76 TL‘ye yükseleceği görülecektir. Konutlardaki kadar olmasa da sanayi ve ticarethane tarifelerine de yapılan zamlar,
ürün ve hizmetlerin maliyetlerine dolaylı olarak yansıyacak, bu durumda halkımız zammı sadece elektrik faturalarında değil, hayatın her alanında hissedecektir.“ dedi.
Elektrik enerjisinin özelleştirilmesiyle birlikte kayıp ve kaçak oranlarının düşeceği yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden EMO İzmir Şube Başkanı Özcan Uğurlu, “
Kayıp ve kaçak oranlarının düşeceği söylemlerinin aksine, EPDK tarafından 2011-2015 yıllarını kapsayan yeni beş yıllık tarife döneminde
hedef kayıp kaçak oranlarında artış öngörülmüş ve bu durum derhal elektrik fiyatlarına yansıtılmış, konut kullanıcılarından kilovat saat (kWh) başına kesilen kayıp ve kaçak bedeli ise yüzde 9,93 zamlandırılarak 2,7 kuruş olmuştur.
Kayıp kaçak miktarının azaltılması dağıtım şirketinin görev ve sorumluluğunda olmasına karşın kayıp kaçak bedelinin arttırılarak vatandaşın sırtından dağıtım şirketlerine haksız
kazanç aktarılmıştır. Henüz 2010 yılı verileri dahi kamuoyu ile paylaşılmamışken kayıp ve kaçak bedelinin neye göre tarifelere yansıtıldığını anlamak mümkün değildir. Kayıp ve kaçak kalemi bugün şirketlerin
soygun aracına dönüşmüş, EPDK ve AKP iktidarı bu soyguna yasal zemin hazırlamışlardır.” şeklinde konuştu.
Atatürk Barajı’nın her biri 300 MW olan sekiz ünitesinden sadece ikisinin çalıştırıldığını aktaran Uğurlu, altı ünitenin boş bekletildiğini,
özelleştirme kapsamındaki diğer şirketlerin zarar etmemesi adına kamunun zarar ettirildiğini ileri sürdü.
Nükleer enerji konusuna da değinen Uğurlu, nükleer tesislere karşı olduklarını belirterek, bunun yerine ülkenin kendine özgü şart ve ihtiyaçlarına göre kamu eliyle enerji planlaması yapılmasını ve özelleştirmelerden vazgeçilmesini istedi.