Yargıtay 6. Dairesi, uzayan kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle açılan icra
davasında, kira
sözleşmesinde miktar ve tarih belirlenmediği sürece borcun kefilden alınamayacağına hükmetti. Daire, sözleşmede aksi belirtilmedikçe, kefilin sorumluluğunun sözleşme
imzalandıktan sonra 1 yıl olacağına karar verdi.
İstanbul'da bir ev sahibi, kirasını ödemediği gerekçesiyle 1 yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak
kiracısından 31 bin 200 lira kira bedelinin ödenmesi ve kiracının tahliyesi talebiyle dava açtı.
İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi, kiracı ve kira sözleşmesinde adı geçen kefili hakkında icra takibi başlatılmasına ve kiracının tahliyesine karar verdi.
Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine
dosya Yargıtay 6. Hukuk Dairesinde görüşüldü.
Daire, yerel mahkemenin kiracının tahliyesi ve alacak borcun kiracıdan alınmasına ilişkin kısmını onadı, alacağın kefilden tahsiline ilişkin kısmını ise bozdu.
Dairenin kararında, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2006 yılında verdiği bir karara yer verildi.
Hukuk Genel Kurulunun gerekçesinde, kefilin, sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kiracının ödemekle yükümlü olduğu kirayı, ev sahibine karşı sorumlu olduğunun vurgulandığı ve sözleşmenin uzaması halinde kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için "kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin" sözleşmede açıkça belirtilmesi gerektiğinin belirtildiği kaydedildi.
Kurulun, kefilin sözleşmedeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmesinin şart olduğu sonucuna vardığı vurgulandı.
Kararda, "Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir" denildi.
Bu nedenle, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde, kefilin sorumlu olacağı süre ve miktarın gösterilmediğine işaret edilen kararda, kefilin sorumluluğunun sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 1 yıl süreyle sınırlı olduğu, bu nedenle kefil hakkında kira alacağına hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtildi.