Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı, 2012 ve 2013 yılı enflasyon tahminlerini açıkladı.
Başçı, enflasyon
hedefini yukarı yönlü güncellediklerini belirtirken, yüzde 70 olasılıkla 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,1 ile yüzde 7,9 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere yüzde 3,3 ile yüzde 6,9 arasında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı,
Türk Lirası simge yarışmasıyla ilgili birkaç aşamalı süreç olduğunu, bu sürecin önemli bir kısmının tamamlandığını ve şu anda yetkili kurumlarda değerlendirildiğini belirterek, ''Ben tahmin ediyorum
Şubat ayı içerisinde onunla ilgili kamuoyuna güzel bir duyuru yapacağız'' dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Toplam yatırım pastası içinde gelişmekte olan
ülkelerin payında bir artış gözlenebilir. Bu olabilecek bir
senaryo'' dedi.
Başçı, enflasyon raporunun açıklandığı toplantıda soruları da yanıtladı.
Enerji fiyatlarına ilişkin bir soru üzerine Başçı, enerjiye ilişkin otomatik fiyatlama mekanizmalarının çalışacağını varsaydıklarını belirtti.
Yüzde 10,5'a yakın bir enflasyon seviyesinden yüzde 5'e düşmenin bir yıl içinde mümkün olduğunu belirten Başçı, şöyle devam etti:
''2013 yılının ortalarında yüzde 5'e gelmesini öngörüyoruz. Fakat buna mukabil şöyle bir senaryo var; bu tabii çok tartışılabilir. Gelişmekte olan ülkeler bu defa ayrışacak. Yani Lehman
krizinde olmayan şey bu defa olacak diye bir yaklaşım var. En son katıldığım Davos'taki toplantıda da bu tema biraz ön plandaydı. Çünkü bu defa kriz seçici olarak vuruyor. En zayıf ülkeyi vuruyor. Büyüme açısından da öyle, diğer göstergeler,
kredi riski açısından da öyle.''
Gelişmekte olan ülkelerde ise kamu maliyesi açısından sorun olmadığını anımsatan Başçı, ''Bazı ülkelerde
bütçe açıkları yüksek ama çok az bunların sayısı...
Türkiye, bütçe
disiplini, mali disiplin iyi olan ülkelerden birisi. Ona ilaveten bankacılık sektörleri de bu ülkelerde iyi'' dedi.
Bu ülkelerde ciddi bir kredi açlığı bulunduğunu da hatırlatan Başçı, ''O yüzden Avrupa'nın kendi içinde seçici olarak etkilediğini gördüğümüz bu kriz, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri de gene ülke bazında ayrıştırarak farklı sonuçlara yol açabilir. Öyle bir durumda toplam yatırım pastası içinde gelişmekte olan ülkelerin payında bir artış gözlenebilir. bu olabilecek bir senaryo'' dedi.
Erdem Başçı, böyle bir durumda döviz kurlarında da tekrar bir değerlenme baskısının söz konusu olabileceğinin
altını çizdi.
2012 yılında önceliği enflasyondaki düşüşe verdiklerini belirten Başçı, ''Çünkü dış denge ile ilgili alınan tedbirler etki göstermeye başladı. O etki zaman içinde aylar geçtikçe daha fazla görülecek. O nedenle enflasyonun daha hızlı düşmesi olumlu karşılanır.
Aktif bir
politika çabasıyla değil de kendiliğinden değerlenme sonucunda enflasyon daha hızlı düşerse ve 2012 sonunda hedefe daha yakın olursak biz bunu
tercih ederiz'' diye konuştu.
Başçı, finansal istikrarı da yine her zaman arka planda gözetmeye devam edeceklerini vurguladı.
Kredilerdeki artış konusunda artık kur etkisinden arındırılmış olarak konuşmaya başladıklarını söyleyen Başçı, bu varsayımların da kur etkisinden arındırılmış olarak yapıldığını kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, döviz kurlarının daha hızlı şekilde enflasyonu etkileyen bir unsur olduğunu belirterek, ''O yüzden o anlamda enflasyonu düşürücü yönde katkı gelebilir. Çünkü şu ana kadar gelişmeler olumlu. Yıl sonuna kadar Türk Lirası'nda önemli değer kazancı gözlendi. Onun katkısı olacak. Bu ay olmazsa gelecek aydan itibaren bunun kademeli şekilde faydasını enflasyon üzerinde göreceğiz'' dedi.
Başçı, Merkez Bankası
Enflasyon Raporunu açıkladığı toplantıda soruları da yanıtladı.
Kanunda kendilerine verilen temel amacın fiyat istikrarı ve finansal istikrara katkı yapmak olduğunu, bununla ilişkili olarak döviz kurlarındaki gelişmelere baktıklarını ifade eden Başçı, geçen sene enflasyonun hedefin altında olduğunu ve döviz kurlarındaki değerlenme baskısının enflasyonu hedefin belki daha da altına getirebilecek şekilde olduğunu söyledi.
Başçı, o zaman bunun finansal istikrar açısından sağlıklı bir gelişme olmayacağını öngörerek politika değişikliğini belirlediklerini, şu anda ise enflasyonun hedefin oldukça üzerinde olduğunu vurguladı.
Erdem Başçı, ''O yüzden temel amacımız olan fiyat istikrarı çerçevesinde konuya bakmamız gerekiyor. Sadece biz bunlara bakmıyoruz. Kredi gelişmeleri de talep unsurları açısından önemli gösterge. Kredi gelişmeleri hem dış denge hem iç denge açısından olumlu. Bizim ılımlı
büyüme senaryosuyla uyumlu bir gelişme var kredi tarafında.
Döviz kurları daha hızlı şekilde enflasyonu etkileyen bir unsur. Talep unsurları biraz daha gecikmeli enflasyonu etkiliyor ama döviz kurları daha hızlı şekilde yakın dönem enflasyonuna etki ediyor. O yüzden o anlamda da enflasyonu düşürücü yönde katkı gelebilir. Çünkü şu ana kadar gelişmeler olumlu. Yıl sonuna kadar Türk Lirası'nda önemli değer kazancı gözlendi. Onun katkısı olacak. Bu ay olmazsa gelecek aydan itibaren bunun kademeli şekilde faydasını enflasyon üzerinde göreceğiz'' dedi.
-''Faizlerle ilgili hedef oran vermiyoruz''-
Başçı, ''Faizlerle ilgili hedef oran verebilir misiniz?'' yönündeki bir soruya da bir hedef oran zikretmektense, bir hareket alanı vermek şeklinde politikaları olduğunu söyledi.
Başçı, fonlamayı normal dönemde yüzde 5,75'den yaptıklarını, fakat bankalararası piyasada fona ihtiyacı olan bankaların biraz daha yüksek
faize muhatap olduklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Ne kadar yüksek faize muhatap olacakları konusunda bir hedef vermiyoruz. Burada geniş bir harekat alanı var. Bu çok düşük de olabilir fonlamayı fazla artırırsak yüzde 5,75'e kadar düşebilir, fonlamayı bir miktar artırırsak yüzde 11'e kadar çıkma şansı olabilir. Oradaki esneklikten memnunuz. Değişen küresel şartlara risk iştahındaki değişikliklere bağlı olarak oradaki esnekliği kullanmak daha doğru olur. Fakat yine de yön vermek açısından Para Politikası
Kurulu fonlama miktarıyla ilgili aralık verdi. Haftalık vadeli fonlamada 3 ile 7 milyar Türk Lirası arasında bir fonlama yapılacağına dair bir aylık süre için kurul bilgi verdi. Şu anda daha ziyade üst sınırına yakın devam ediyoruz. Buna rağmen Bankalararası piyasadaki faiz 5,75'in üzerinde oluşuyor. Bu bizim sıkı olduğumuzu gösteriyor. Oradaki 7 milyar sıkı.''
Başçı, Avro bölgesi
borç krizi başladığında
zorunlu karşılık oranlarında zaten bir
indirim yaptıklarını, onun dışında bankalara sağladıkları bir esneklik bulunduğunu, Türk Lirası zorunlu karşılığına karşı döviz veya kısmen altın cinsinden zorunlu karşılık yatırabildiklerini söyledi.
Onun da makro ihtiyati araçlarda bir miktar destekleme anlamına geldiğini, bunun genişletici politika olarak düşünülebileceğini, çünkü
maliyet kanalında bankaların maliyetini azaltıcı bir etki yaptığını ve bununla ilgili de adım attıklarını anlatan Başçı, raporda onunla ilgili bir sinyal olmadığını şartlar değişirse onunla ilgili gereken sinyalleri önce vererek daha sonra harekete geçebileceklerini söyledi.