Petrol için 10 yılda 5,7 milyar dolar harcadık

Petrol arama faaliyetlerine yapılan yatırım 2002-2011 döneminde 13 kat artarak 100 milyon dolardan 5,7 milyar dolara çıktı.

Petrol için 10 yılda 5,7 milyar dolar harcadık

Sadece 2010'da arama faaliyetlerine 1,3 milyar dolar harcandı. Petrol aramada aslan payı özel sektör alırken TPAO'nın açtığı kuyu sayısında da ciddi artış gerçekleşti. Aynı dönemde kazılan sondaj miktarı da 5 kat arttı. 2002 yılında 51,7 bin metre olan sondaj miktarı 2011 yılında 299,2 bin metreye çıktı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti hükümetleriyle beraber petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine ayrılan bütçenin 700 milyon dolar civarında olduğunu söyledi. Özel sektörle yaptıkları anlaşmaların bunun dışında olduğunu belirten Yıldız, "Eğer petrol varsa bunu bulmalıyız, eğer doğalgaz varsa bunu bulmalıyız." dedi. Türkiye'de petrol arama ve üretim yapan şirketler ilk kez bir toplantıda bir araya geldi. Antalya'da Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı, Petform ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün işbirliğinde düzenlenen Petrol Arama Üretim Sektörü 1. İstişare Toplantısı'na Türkiye'de petrol ve doğalgaz arama faaliyeti yürüten 50'ye yakın şirketin yöneticisi katıldı. Toplantının açılışında konuşan Enerji Bakanı Yıldız, bu alanda yaptıkları çalışmaları anlattı. Yıldız, petrol arama çalışmalarına 2002 yılında 40 milyon dolar civarında bütçe ayrılmışken bugün rakamın 18 katına varan bir artış gösterdiğini ifad ederek, "2002'de 50 bin metre civarında olan sondaj uzunluğumuz 2011'de 300 bin metre civarına çıktı. Bu da 6 kartlık bir artış yaşandı. Geçtiğimiz 9 yıl içinde 1,8 milyon metre sondaj rakamına ulaşıldı." bilgisini verdi. Sektöre ilişkin hazırlanan kanun tasarısını Bakanlar Kurulu'na ve TBMM'ye verileceğini aktaran Bakan Yıldız, petrol arama ve üretiminin istihdamıyla, vergileriyle vazgeçilmez bir sektör olduğuna işaret etti. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) başında bulunduğu 46 şirketin binlerde istihdam sağladığını kaydeden Yıldız, şöyle konuştu: "Geçen yıl içinde 2011 yılında 4,3 milyar TL'lik de vergi oluştu. Bu vergi ülkemiz için de ne kadar önemlidir. Dünya petrol üretiminde hükümetlerimiz iktidar olmadan önce yaklaşık 72 milyon varillik üretim vardı. Geldiğimiz noktada 88-89 milyon varillere çıktığını görüyoruz. Ve bu rakamın 2035 yılında da 150 milyon varil civarında olacağını söyleyebiliriz. Bu şu demek; petrol ve doğalgazın hatta 2050 yılına kadar uluslararası enerji ajansının yaptığı öngörülerle dünya enerji üretiminin en az yarısını karşılayacak olmasıdır. Böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. O yüzden bir yandan ithalata bağımlılığını azaltmaya çalışan ülkeler diğer yandan da arama faaliyetleriyle bildiğiniz gibi yerli kaynak haline getirmeye çalışıyor." "DOĞALGAZA İHTİYAÇ ARTACAK" Doğalgaz çalışmalarına da değinen Bakan Yıldız, 2035'de dünya enerji talebinin yüzde 25'ten fazlasını doğalgazın oluşturacağına işaret etti. Yıldız, "Büyüme rakamlarına baktığımızda OECD ülkeleri dışında özellikle 2035 yılına kadar hatta 2050 yılına kadar dünya büyümesinin ana orjinin OECD üyesi olmayan üç ülkenin karşılayacağı belirtiliyor. Çin, Hindistan ve Rusya. OECD ülkelerinin analizini yapmaktan ziyade dünyanın genel olarak sektöre baktığımızda büyüme rakamlarının Çin'den çok heyecanlandırıcı bir noktada olduğunu söylemeliyiz. Oran olarak Çin'den sonra ikinci sırada büyüyen Türkiye. Hatta zaman zaman 4 ülke arasında yer almaktadır. Türkiye'nin büyümesini ve bu değişimi yönetim işini de petrol ve doğalgaz işinde de zikrediyor olmamız lazım." dedi. Yıldız'ın verdiği bilgiye göre yıllık 30 milyon ton civarında olan petrol tüketiminin yüzde 92'si, geçtiğimiz yıl içerisinde tüketilen 39 milyarmetreküp civarındaki doğalgazın da yüzde 97,5'i ithel edildi. 141 milyar dolarlık toplam ithalatın yüzde 20'sine karşılık gelen 54,1 milyar doları enerji alanındaki ithalattan kaynaklandı. Toplam 16 milyon araç tarafından kullanılan ham petrolün de enerji ithalatındaki payını unutmamak lazım. Söz konusu rakamlara dikkat çeken Enerji Bakanı, "Bu önemli bir tespit. Adının enerji kaynağı olması, ham petrolün olması illa enerji sektöründe kullanıldığı anlamına gelmiyor. Hatta Yüzde 8,5-9'lar civarında enerji kaynakları, yüzde 12'ler civarında da ulaştırma sektöründe kullanıldığını söylemeliyiz. Biz elektrik üretimi olarak petrol ve türevlerinden özellikle kaçmaya özen gayret ediyoruz. Çok sıkıştığımız anlar dışında petrol ve türevlerini bu anlamda kullanmak istemiyoruz. Dolayısıyla hemen hemen yılda 1 milyon araç civarında artan araç trafiğine karşın ulaşım sektöründe daha fazla kullanılacak anlamına geliyor." şeklinde konuştu. "PETROL ALANLARIMIZIN ANCAK YÜZDE 1'İ TARANMIŞ DURUMDA" Petrol arama sektörüne de değinen Yıldız, 1954 yılından bu yana potansiyel alanların karada yüzde 20'sinin, denizlerde ise ancak yüzde birinin taranabildiğini kaydetti. Karada yapılan aramaların yüzde 75'i Güneydoğu Anadolu'da, yüzde 17'si Trakya'da ve yüzde 8'i diğer bölgelerde gerçekleşti. 1934-2011 yılı arasında toplam 4 bin 103 kuyu açıldı. 7,6 milyon metre sondaj gerçekleştirildi. Açılan arama kuyularının 118 tanesinde petrol, 51 tanesinde de doğalgaz sahası keşfi yapıldı. Toplam 169 üretim sahasında 1.180 kuyuda ham petrol ve 283 kuyudan da doğalgaz üretimi yapılıyor. Bu üretimlerin içerisinde günlük bir varil alınan kuyuların yanı sıra günlük 700 varil alınan kuyu da var. Yıldız, "Bir varil aldığımız ne diye çalışıyor, diyorsanız, 'Damlaya damlaya göl olur' diye düşünüyoruz." diyerek TPAO'nun elinde bin civarında kuyu olduğunu kaydetti. Suudi Arabistan'ın bugün üretimini hemen hemen yaklaşık bu kadar kuyudan elde ettiğine dikkat çeken Yıldız, "48-50 bin varillik toplam yerli üretimin sayısının da özel sektörle beraber hemen hemen Suudi Arabistan'a yakın bir üretim kuyusuyla beraber sayı açısından baktığımızda sayılarının hemen hemen birbirine eşit olduğunu görürüz." şeklinde konuştu. (CİHAN)
<< Önceki Haber Petrol için 10 yılda 5,7 milyar dolar harcadık Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER