Sebze ve
meyve üretiminde
doğal olaylara bağlı düşme ile nakliye girdi fiyatlarındaki artış göz önüne alındığında bu artışın normal olmadığını ifade eden Yetkin, "Üreticinin eline geçen fiyatlar, halde alınana rüsum ve vergiler düşünüldüğünde hal
satış fiyatının yüzde 10-15 kabul edilebilir. Ancak, halden gelen bir ürününü markete geldiğinde fiyatının yaklaşık yüzde yüzün üzerinde arttığını görüyoruz; ki esas sorun buradadır. Esas üzerine gidilmesi ve önlem alınması gereken alan bu alandır. Ancak, maalesef söz konusu artıştan ötürü suçlanan üretici ve hal esnafı olmaktadır" dedi.
Açıklamasında yeni
Ticaret Kanunu'nu da eleştiren Yetkin,
sebze ve meyve hallerinde bildirim uygulamasının tüccar tarafından alınana ürünün hale getiri getirilmek yerine hale bildirilmesi mecburiyetinin geririlmesinin denetim sorununu doğuracağını kaydetti. Mevcut halerin sebze ve meyve dılında
gıda maddelerinin de satılmasının da gıda güvencesine yönelik önlemlerin uygulanması daha da güçleştireceğini dile getirdi.
Sebze ve meyve üretiminin künyesinin oluşturulmasının da hal
kayıt sistemine kayıt olmayan üreticinin 2013'ten itibaren ürettikleri ürünü satmamaları gibi bir sorunla karşı karşıya kalacağını ileri süren Yetkin şöyle devam etti:
"Ürünün yasal olarak satamayan üretici,
kayıtdışı yollardan yasal olmayan yöntemlerle ve kuşkusuz çok düşük fiyatlarla mal satmalarına sebep olacaktır. Diğer bir hususta,torptancı halinin çevreye altyapıya ve trafiğe getireceği yüklerin göz önüne alınması ise ilk bakışta olumlu ve doğal görünmekle birlikte mevcut toptancı hallerinin giderek
kent sınıları dışına sürülmesi ve halen mevcut hal arsalarının
rant amaçlı değerlendirilmesi gibi uygulamalara yok açacaktır."