ULAŞIMIN VE ULAŞTIRMANIN EN BÜYÜK ENGELLERİ Ulaşım, tarih boyunca insanlığın en temel ihtilaçlarından birisi olagelmiş. Hayatın şartları icabı aynı yerde yaşayamayıp farklı bölgelere göç eden insanlar özlemlerini ulaşım vasıtaları sayesinde giderebilmişler. Neler kullanılmamış ki haberleşme için? İlk çağlarda ateşle haberleşen, güvercinle hasret gideren insanlık, daha sonra tekerleği icat etmesiyle ulaşım alanında farklı bir noktaya gelmiş. Derken coğrafi keşifler ve sanayi inkılabıyla tekerleği modern araçların emrine veren insanoğlu günümüzde ulaşım alanında da baş döndüren gelişmelere imza atıyor. Belki Kur’an’ı Kerim’de Süleyman (a.s.)’ın Belkıs’ı tahtıyla beraber yanına getirmesi hadisesiyle işaret edildiği üzere, gün gelecek sadece görüntüsü ulaştırılabilen eşyanın kendisi de ışınlama yoluyla ulaştırılabilecek. Modern zamanlarda ulaşım vasıtaları ve bu vasıtaların kullanıldığı yollar bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösterir oldu. Gelişmiş ülkeler demir yollarında çağ atlayıp, karayollarında modern, geniş, duble yollar inşa ederlerken biz ülke olarak anma törenleri ve geçmiş övünmeleriyle vakit geçirip durduk. Birilerinin menfaatine dokunmasın diye vatandaşımızın menfaatinden hep fedakarlık yapmak zorunda kaldık. Ülke içi ulaşımda en çok övündüğümüz karayollarımızda tek şeritli daracık yollarda seyahat etmeye mecbur kıldık vatandaşımızı. Demir yollarımız desen 100- 150 yıllık yollara ve teknolojiye mahkum ediliyordu. Hava yollarında fena değildik ancak o da orta sınıfa çok hitap etmiyordu. Ülkemizde yapılan otoyollar veya duble yolar da Merhum Menderes ve Özallı yıllarda yapılanlardı. Onlardan sonra öksüz ve yetim kalmıştı sanki yollarımız. Ak partinin iktidara gelmesiyle beraber yollarımızda hummalı bir çalışma başladı ve şu anda vatandaşımız duble yollarda bir taraftan rahatça seyahat ederken diğer taraftan da şükran hisleriyle hükümete hayır dualarda bulunuyor. Evet ulaştırma bakanlığı istikrarın meyve verdiği birkaç bakanlığından birisidir Ak Parti iktidarlarının. Ancak bu bakanlığın da ulaşımda aşamadığı büyük bir engeli var. Bu engel cismen de çok büyük olduğu halde kendisinden hem çok küçük hem de çok daha seri olan vasıtalarla aynı yollarda seyahat eden kamyon ve tır gibi büyük araçlar. Bu araçlara her ne kadar yolun en sağ şeridi şart koşulsa da kaçta kaçı uyuyor acaba bu kurala? Yoksa ne hız sınırına ne de şerit şartına uymadan istedikleri gibi seyahat edip yollarda büyük kazalara davetiye mi çıkarıyorlar? Kamyon ve tırların sebep olduğu kaza istatistiklerine bakılarak verilebilir bu sorunun cevabı. Kainatta fıtri meyelan mukavemetsizdir. Ağır giden vasıtası sebebiyle, psikolojik olarak da yıpranan bir tır veya kamyon şöförü ister istemez kendisinden hızlı giden taksiyle rekabet yapmak durumunda hissedecektir kendini. En azından kıskançlık duygularının kabarmasına vesile olacaktır bu hal. Burada son derece nazik ve insani melekeleri gelişmiş şöförlerin hakkını yemek istemem ancak bunlar binde bir çıkmakta. İşte ulaştırma bakanlığımız bu büyük ulaşım problemini de çözerse o zaman taçlandıracaktır şu ana kadarki hizmetlerini. Hızlı ve küçük vasıtalarla, ağır vasıtaların aynı yola sokulmaması kazaları daha da azaltacağı gibi, her iki vasıta şoförlerinin de psikolojilerini olumlu yönde etkileyeceği için bakanlığımız vatandaşına farklı bir alanda büyük bir hizmet yapmış olacaktır. Yazımın sonunda problemin çözümü adına bir teklif yaparken bir de istifham yöneltmek istiyorum bakanlığımıza. Acaba bakanlığımız 50 tane kamyonun taşıdığı yükü 1 tane yük trenine taşıtmayıp, hem kalabalığı azaltıp hem de totalde milli ekonomiye neden katkı sağlamıyor? Doğrusu bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Taha Ünal Din Sosyolojisi Uzmanı [email protected]