Ulaştırma'da dev adımlar!..
Ulaştırma, Denizcilik ve Habercilik Bakanı Sayın Binali
Yıldırım'ın ortaya koyduğu performansı takdir etmemek mümkün değil.
Olan biten ortada;
ulaşım imkânlarının genişlemesi istisnasız herkese büyük faydalar sağlıyor...
Artık çok daha çabuk, rahat ulaşıyor ve ulaştırıyoruz.
Yollarımız büyüdükçe hasretimiz küçülüyor.
Ulaştırma, her
ülke için önemlidir ve
Türkiye gibi "
köprü" pozisyonundaki bir ülke için büsbütün önemlidir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bu bilinçle hareket edilmiştir.
Denizyolu ve
demiryolu ulaşımındaki atılımlar ile dönemin ekonomisinde büyük yer tutan tarımsal üretimin artması sağlanmıştır.
Ne var ki, ilerleyen yıllarda özellikle
demiryolu alanındaki çalışmaların yetersizliğinden dolayı, ağırlık
karayoluna kaymış ve ülkemizdeki ulaştırma alternatifleri arasında -karayolları lehine- büyük çapta dengesizlikler meydana gelmiştir.
Sayın
Binali Yıldırım yönetimindeki ekibin başarılı çalışmaları sayesinde, ulaşımda alternatif yolların kullanımı büyük ölçüde yaygınlaşmıştır.
Evet, bugün itibarı ile karayollarının yolcu ve yük naklinde ezici bir üstünlüğü vardır.
Mesela; 2010 yılında yolcumuzun %97.28'i ve yükümüzün yüzde %91.25'i karayolu ile taşınmıştır.
Ancak şunu da görmekteyiz ki; ülkemizde diğer ulaşım modellerinin kullanımı da gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Şimdi, bu "diğer yollara" yakından bakalım:
Demiryolunda büyük atılım
Cumhuriyetin ilk yıllarında iyi mesafe aldık.
Sonra
trenimiz durdu.
"Kara tren gecikir belki de hiç gelmez" türküsü halimizin ifadesi oldu.
Son yıllarda, bu durumun hızla değiştiğini görüyoruz.
Kara tren gelmiyor
evet, gelmiyor zira...
Artık hızlı trenimiz var!..
Konya git gel altı saat dönemi bitti;
Eskişehir Ankara'ya iyice bitişti.
Son on yıllık dönemde dile kolay 1000 kilometrenin üzerinde yeni demiryolu yapıldı.
Ve
yurt, şimdi tam manasıyla demir ağlarla örüldü.
Bir zamanlar, Avrupa'nın demiryolu ağına bakıp bakıp iç çekerdik.
Şimdi, yine fark var ama bu fark hızla kapanmakta.
Bakın, fark ne kadar?
Buyurun şu tabloya:
Not: Karayolu uzunlukları 2008, demiryolu uzunlukları 2009 yılına aittir.
Denizyolu dış hatlarda çok güçlü!..
Üç yanı denizle çevrili ve üç kıtanın kesişme noktasında olan Türkiye, denizyolu
taşımacılığı açısından avantajlı bir konumdadır. Türkiye'deki 150 GT ve üzerindeki gemi sayısı son 10 yılda %50'nin üzerinde artarak 1832 sayısına ulaşılmıştır. Büyük oranda yük naklinin gerçekleştiği denizyolu taşımacılığında, yurtdışına yapılan yük taşımacılığının oranı %87.6 seviyesindedir. Bu oran, ülkenin dış ticaretinde en çok
tercih edilen ulaşım şeklinin denizyolu olduğunu açıkça göstermektedir.
En büyük atılım
havayolunda!..
Havayolu taşımacılığını incelediğimizde ise son dönemdeki en büyük gelişimin
havacılık sektöründe olduğundan bahsedebiliriz. Türkiye'nin yurtiçi ve yurtdışı uçuşlarının gerçekleştirildiği birçok havaalanına sahip olması havacılık sektöründeki potansiyelin ortaya çıkmasında itici güçlerden birisi olmuştur. Örneğin, 2002 yılında 138 olan
uçak sayısı 2010 yılında neredeyse 3 katına çıkarak 332'ye yükselmiştir. Havayolu taşımacılığında gerçekleşen gelişmeler karşısında, havayolu şirketleri taşıma kapasitelerini artırarak yeni uçak alımına girişmiştir. Hükümetçe sağlanan
vergi indirimi sayesinde havacılık sektörüne dahil olan özel havayolu şirketleri gün geçtikçe filo sayılarını artırmaktadır. Bu gelişmeler doğrultusunda artan yolcu sayısı ve taşınan yük miktarları başta
pilot ve teknisyen olmak üzere nitelikli personele olan talebi artırmıştır.
Havayolunda jet hızıyla ilerliyoruz...
Binali Yıldırım'lı dönemde, dış hat yolcu sayısında %100'lük bir artış söz konusu.
İç hatlarda ise tam manasıyla
patlama:
Artış oranı yüzde 600!..
Bu arada, yük taşımacılığında da "hava hakimiyetini" sağladığımız görülmekte.
Artış oranı, dış hatlarda yüzde 200, iç hatlarda ise yüzde 300.
Müthiş!..
Sonuç olarak...
Ulaştırma alanında işlerin iyi hem de çok iyi gittiğini, Türkiye'nin
2023 vizyonundaki en parlak atılımlara
Ulaştırma'nın
imza attığını ve atacağını söyleyebiliriz.
Yolun açık olsun Türkiye...