Yüksek enflasyon ortamında faiz artışının olumlu bir adım olduğu konusunda hemfikir olan ekonomistler, seçimlerden önceki faiz indirimleriyle kaybedilen zamana dikkat çekti.
8 Kasım 2020'de Murat Uysal'ın yerine göreve getirilen Naci Ağbal, 2021 Kasım ve Aralık’ta 675 baz puan faiz artırımı gerçekleştirmişti ancak Ağbal, sadece 132 gün görev yapabilmişti.
Ağbal’ın yerine atanan AKP eski milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu döneminde ise toplamda 1050 baz puanlık faiz indirimi yapılmış, bu dönemde dolar kuru 7,28'den 23,63'e kadar, resmi tüketici enflasyonu da yüzde 15'ten yüzde 85'e kadar yükselmiş, sonrasında Mayıs 2023'te yüzde 39'a kadar gerilemişti.
‘ANKARA’NIN NE KADAR TAHAMMÜL EDECEĞİ BELİRSİZ’
Sozcu.com.tr’ye konuşan Prof. Dr. Cem Başlevent, Naci Ağbal’ın Mart 2021’de faizi yüzde 19’a yükselttiği için koltuğunu kaybettiğini hatırlattı ve şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sonrasında dolar kuru neredeyse 4’e katlandı. Enflasyon yuzde 100’e yaklaştı. Bugün gelinen faiz düzeyi, o kararın ne kadar yanlış olduğunu tekrar ortaya koydu.”
Başlevent ayrıca, “Her ne kadar ülkedeki enflasyon oranının hâlâ çok altında olsa da politika faaliyeti beklentilerin üzerine çekildiği için kamuoyunda ve piyasalarda heyecanla karşılandı. Merkez Bankası başkan yardımcılıklarına yapılan atamaların etkisi olmuş gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulundu ve şöyle dedi:
“Politika faizi artışı kredi faizlerini de yukarı çekeceği için enflasyonla daha ciddi bir mücadele yapılacağı anlamına geliyor. Ancak yerel seçimler yaklaşırken Ankara’nın bu duruma ne kadar tahammül edeceği belirsiz. Buna karşılık, döviz kurlarının daha sıkı kontrol altına alınacak olması, iktidarın lehine olacaktır. Hassas bir dengeyi tutturmaya çalışacaklar.”
Ekonomist Murat Kubilay da “Bu kararı genel piyasa beklentisine göre açık bir şekilde sürpriz oldu” dedi.
Gaye Erkan başkanlığında haziran ayındaki ilk PPK toplantısı için politika faizinin yüzde 25’e yükseltilmesi beklentisi olduğunu hatırlatan Kubilay, bugünkü kararın önceki iki toplantının telafisi olarak da değerlendirilebileceğini söyledi.
Karar metninde sonraki faiz artışlarına dair net bir ifade olmadığını, önümüzdeki üç toplantıda yapılması planlanan artışın bugün tek toplantıda yapılmış olabileceğini belirten Kubilay, şöyle devam etti:
“Yine de bu karar, spekülatif nedenlerle TL aleyhine olan durumu biraz düzeltecektir. Son dönemde enflasyonist baskılar nedeniyle dış rekabet gücü bozulmuş ve TCMB döviz satmak zorunda kalmıştı. Orada bir süre biraz rahatlama olabilir ancak bir sonraki toplantıda artırımların devam edip etmeyeceği önem kazandı.
Yine, 20 Temmuz’daki ve geçen haftaki gibi sıkılaştırma ve makro ihtiyati tedbir olarak yeni bir düzenleme gelip gelmeyeceği de takip edilecektir.”
Kubilay ayrıca, “Fakat unutmamak gerekir ki cari açık döviz kurunu tetikleyen ana neden ve o da bu şekilde şimdilik çözülebilecek durumda değil. Enflasyonun da şimdiden çok yüksek seviyelere gittiğini de unutmamamız gerekiyor” uyarısında bulundu.
İktisatçı Prof. Dr. Erinç Yeldan ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bilimin ve aklın sınırlarını zorlayan ‘deney’ sona ermek üzere. Yaratılan tahribatın onarılması ise yıllar alacak. TCMB'nin politika faizi hala neredeyse eksi yüzde 30!”
Ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Türkiye Ekonomi Modeli denen şey bugün itibari ile bitti! Merkez Bankasını tebrik ederim” ifadelerine yer verirken; Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, “MB politika faizinin yüzde 25’e yükseltilmesi, faiz hala enflasyonun çok altında olsa da, insanlarda doğru politikalara dönüş umudu yarattığı için kurda gerilemeye yol açtı” değerlendirmesinde bulundu.
Önceki dönemlerdeki faiz indirimleriyle birlikte 3 yılın kaybedildiğine işaret eden Eğilmez, bugünkü kararı “Yeterli olmasa da olumlu bir adım. Yapısal reformlarla desteklenmesi gerekir” ifadeleriyle değerlendirdi.
Ekonomist Uğur Gürses ise, “Merkez Bankası’nın yeni atanan üyeleri işlerini yapma niyetini ortaya koymuş. Eski metinlerdeki palavra kısımlar tamamen atılmış. Ancak ‘bu yıl gitti, gelecek yıla odaklandık’ demişler” ifadelerine yer verdi.
Ekonomist Özlem Derici Şengül, Merkez Bankası'nda üç başkan yardımcısı görevden alınıp yeni üç ismin atanmasının bu kararda etkili olduğunu savundu.
Şengül, “Yeni PPK üyelerinin varlığı hissedilmiş, doğru zamanda, doğru adım…” diye konuştu.
Sözcü Gazetesi ekonomi yazarı Murat Muratoğlu ise, “Merkez Bankası faizleri 750 baz puan artırarak yüzde 25 ”Hoş Geldin Faizi” seviyesine yükseltti… Doğru hamle. Geç kalmanın bedeli her zaman daha fazla faiz artışıdır… En başta yapması gereken yapılmadığı için bugünlere gelindi… Tanımlamak gerekirse “yerinde” bir karar… Zaman kazandırır o kadar…”
Merkez Bankası (TCMB) Eski Başkan Yardımcısı ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay ise, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Unutmayalım, aşmasına izin verilmeyen düzeyin yüzde 25 olduğu tahmin ediliyordu. Bu toplantıda yüzde 25’e yükseltildi faiz. Bu durumda, kırmızı ışığın sarıya dönüp dönmediğini anlamak açısından eylül ayı faiz kararı önemli hale geldi.
Eylülde yüzde 30’a yükseltilirse, olumluya çevirir havayı (2024 sonu tahmin yüzde 33 çünkü). Yüzde 25’te kalırsa, kırmızı ışık duruyor anlamına gelir; olumsuz olur.
Kararın olumlu karşılanmasının temel nedeni, beklenenin oldukça üzerinde olması faiz artışının ve yarattığı “acaba ışık sarıya döndü mü?” sorusu.
Şahin falan değil bu karar. 6-8 ay sonrası TCMB enflasyon tahmini yüzde 60-65 iken, nasıl bir şahinliği yansıtabilir ki yüzde 25?