SGK verilerine göre geçen ekimde 2 milyon 924 bin olan Bağ-Kur’lu sayısı kasımda 2 milyon 868 bine geriledi. Faaliyetini sürdürenler ise borç batağında. Her beş esnaftan dördü borcunu ödeyemiyor.
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “Benim orta direğim” sözüyle büyük önem verdiği Esnaf, ekonomideki daralmaya yenik düştü. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre sadece geçen kasım ayında 56 bin esnaf, dükkânına kilit vurdu. İşlerdeki durgunluğun yanı sıra fahiş vergi, sigorta primleri ve işyeri kiraları kötü gidişte önemli rol oynuyor. Boşta kalan esnaf, ya maaşlı olarak çalışmaya başlıyor ya da işsizler kervanına katılıyor. Son dönemde kepenk indirenlerden biri de Muhsin Terzi. İstanbul Bahçelievler’deki restoran ve kafesini kapatmak zorunda kalmış. “Müthiş bir iş kaybı var. Piyasalar durgun. Talep yok, insanlar alışveriş yapmıyor. Vatandaş borç batağında, harcayacak parası yok.” diyor. 64 yıldır Bayrampaşa’da üretim yapan Lvnt Tekstil de kriz sebebiyle kapısına kilit vurdu. 95 işçiyi çıkaran şirketin yöneticisi Mehmet Aygün, tekstil sektörünün bitme noktasına geldiğini vurguluyor. Varlığını sürdüren esnaflar da zor günler geçiriyor. 2 milyon 868 bin esnaftan 2 milyon 366 bininin Bağ-Kur prim borcu bulunuyor. Son 10 yılda ise 460 bin esnaf kepenk indirdi.
Ekonomik daralmayı en çok hisseden kesimin başında küçük esnaf geliyor. Ayakta kalamayan berber, manav ya da bakkal kepenk indiriyor. Son yıllarda yüz binlerce kişi işyerini kapatarak ya işçi oldu ya da ticari hayattan tamamen çekildi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri incelendiğinde tablo net olarak ortaya çıkıyor. Kurumun verilerine göre sadece bir aylık dönemde Bağ-Kur’lu sayısı 56 bin azaldı. Ekim döneminde 2 milyon 924 bin olan Bağ-Kur’lu sayısı kasım döneminde 2 milyon 868 bine geriledi. Son 10 yıllık dönemde ise 460 bin esnaf kepenk indirdi. Hem nüfus hem de istihdam hayatına giren kişi sayısı hızla artarken, esnaf sayısının azalması dikkat çekiyor.
Ekonomide büyüme söylemlerine karşın esnafın kepenk indirmesi, sadece belli meslek kollarıyla ilgili değil. Her işkolunda esnaf sayısı, alışveriş merkezleri karşısında tutunamayarak yok oluyor. Kan kaybının en çok hissedildiği meslek gruplarının başında fotoğraf stüdyoları, marangoz atölyeleri, bakkallar, büfeler, tesisatçılar, ayakkabıcılar ve terziler geliyor. Esnafların kan kaybında, sosyal güvenlik primlerinin yüksekliği ve vergiler önemli rol oynuyor. Kazandığıyla vergi ve primini ödeyemeyen esnaf, kurtuluşu kepenk indirmekte buluyor.
Orta sınıftaki kan kaybının 2008 yılından sonra arttığı görülüyor. Esnaf sayısının dip yaptığı dönem ise ekonomik krizin yaşandığı 2009 yılı. 2010’dan sonra da kan kaybı hız kazandı. Nüfusun artmasına karşılık esnaf sayısının azalmasını yorumlayan uzmanlar, bu kesime yönelik özel tedbirler alınmasının önemine işaret ediyor. Hükümetin 2015 programı incelendiğinde de esnafın kan kaybı net olarak ortaya çıkıyor. Hükümet programında yer alan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2009’da çalışanların yüzde 60’ı maaşlı olarak çalışırken bu oran 2013’te yüzde 64’e yükseldi. Aynı dönemde ‘kendi hesabına çalışan’ olarak ifade edilen esnafların oranı yüzde 20,8’den yüzde 18,7’ye düştü. İşveren sayısı da azaldı. Çalışanların yüzde 5,7’si işveren iken, bu oran yüzde 4,6’ya geriledi. Bu tablo esnaf ve işveren sayısının azaldığını, buna karşılık maaşlı çalışan sayısının arttığını gösteriyor. Orta sınıfı oluşturan esnaf ve küçük işverenin devreden çıkması, gelir uçurumunu artırıyor. Küçük esnafın yok olması, pek çok geleneksel meslek kolunun da tarihe mal olmasına yol açıyor.
Küçük esnaf borç batağında
400 bin esnaf kepenk indirirken varlıklarını sürdürenler de zor günler geçiriyor. Borcu bulunan esnaf sayısı hızla artıyor. 2 milyon 868 bin esnaftan 2 milyon 366 bininin Bağ-Kur prim borcu bulunuyor. Bu tabloya göre borcu olmayan esnaf sayısı sadece 558 bin. Her beş esnaftan dördü borcunu ödeyemiyor. Borçlu esnaf sayısı 2011’e göre de artış gösterdi. Hayatta kalma mücadelesi veren işletmeler, prim affına da ilgi göstermedi. Bağ-Kur prim borcu bulunan 2 milyon 366 bin esnaftan 1 milyon 61 bini borçlarını yapılandırdı. Geriye 1 milyon 305 bin esnaf affa başvurmadı. Affa başvuranların önemli bir bölümü de taksitlerini ödeyemediği için yapılandırması bozuluyor. Prim affına ilişkin başvuru rakamları, küçük esnafın içinde bulunduğu ekonomik zorluğu bir kere daha ortaya koydu.
Yüksek kiralar, girdilere zam ve vergiler esnafın belini büktü
Yıllardır İstanbul Bahçelievler’de restoran kafe işleten Muhsin Terzi, geçen yazdan itibaren gittikçe kötü bir hal alan süreci durduramayınca işyerlerini kapatmak zorunda kalmış. Reklam ve tanıtım yapmasına rağmen ekonomik darboğazın kendilerini yuttuğunu belirten Terzi, “Vatandaş harcama yapmıyordu. Ciddi manada satışlar azalıyordu. Yazdan başlamak üzere temel tüketim maddelerinde, un, şeker, yağ, peynir, et ve süt ürünlerinde yüzde 30’a varıncaya kadar zam oldu. Bu zamlar maliyetleri artırdı.” diyor. İşyeri kiralarının da çok yüksek olduğunu vurgulayan Muhsin Terzi, kiraların 5-6 bin liraya ulaştığını, iyi yerlerde ise bu rakamın 10-15 bin liraya ulaştığını kaydediyor. Kimsenin asgari ücretle çalışmak istemediğini belirten Terzi’nin en çok şikâyet ettiği konu ise yüksek vergiler: “Bu sene geçmiş dönemlere göre yüzde 30-40 civarında bir kayıpla çalıştık. Büyük firmalar pastadan payını alıyor; olan küçük esnafa oluyor. Devlet bizden yüzde 18 KDV alıyor, satışlara yüzde 10 zam yapsan da bu açığı bile kapatamıyorsun.” 1951 yılından bu yana Bayrampaşa’da üretim ve ihracat yapan Lvnt Tekstil de kapısına kilit vuran işyerleri arasında. Piyasada iş olmadığını vurgulayan İmalat Müdürü Mehmet Aygün, işletmeyi kapattıklarını belirtiyor. Aygün, iş olursa diye 3-5 personel bıraktıklarını, 95 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldıklarını söylüyor.
ZAMAN