İşte Yüz binlerce OHAL mağdurundan bir tanesinin yaşadıkları..
Sürecin başından beri yaşadıklarımı eşime yazdığım mektupla dile getirdim. Belki faydası olur, ses olur soluk olur, duâya vesile olur, mazlûma masuma ferahlık olur niyeti ile...
Ey kabul olmuş duâm, 1 yıl oldu bugün. 4 yıllık evliliğimizden çalınan 1 yıl. Daha 2 ve 3 yaşlarındaki yavrularımın babasız geçirdikleri 1 yıl.
Baba deyip koşamadıkları, sarılamadıkları, oynayamadıkları, işten dönmesini bekledikleri 1 yıl. Kocamın en güzel anlarını, kızımızın ilk adımlarını göremeden geçirdiği 1 yıl..
Bir zamanlar akşam eve geciktiğinde surat asarken, şimdilerde yarım saat olsun seni görebilmek için 2 ay beklediğim 1 yıl...
Mesajıma cevap vermedin diye kızarken, 15 günde bir, 10 dakikalığına arayacağın o saati saatler öncesinden elimde telefonla beklediğim 1 yıl..
Her yere birlikte gitmeye, her şeyi birlikte yapmaya alışmışken, tek başıma dik durmaya çalıştığım 1 yıl..
Eskiden her kapı çaldığında ‘sevdiklerimiz gelmiştir’ diye heyecanla kapıya koşarken, şimdi çaldığında ‘bu sefer kimi alacaklar?’ diye korkuyla geçirdiğim 1 yıl.. 4 aile, 8 babasız çocukla, üç odalı bir evde yaşamaya alıştığım 1 yıl..
Haftanın 6 günü ders vermek zor gelirken, haftanın 3 gününü cezaevi ziyaretlerinde geçirdiğim 1 yıl..
Karakol, adliye yolu bilmezken, oralara gitmediğim hafta kalmadığını gördüğüm 1 yıl. Gezmek, yemek-içmek haftada 1 gün olsun bari derken, dünyanın gözümde sıfırlanmasını yaşadığım 1 yıl..
Sensiz ne yaparım diye düşünürken, senden sonra abimin, eniştemin, 70 yaşındaki babamın, “El insaf! Bu kadarı da yapılmaz!” dediğim 65 yaşında tekerlekli sandalyedeki annemin bile cezaevine konulabildiğine şahit olduğum 1 yıl..
Babasız 8 çocuğa hem anne, hem baba olmaya çalışırken, ablamın da alınmasıyla asıl annesizliğin zorluğunu anladığım 1 yıl. 2 çocuğum var derken, 8 meleği yavru bildiğim 1 yıl. Ayağa halhal takma nedir bilmezken, her yere savcılık izni ile çıktığım, ayağımda elektronik kelepçe ile gezdiğim 1 yıl.
Sadece Rabbimin rızası yolunda, vatana millete hayırlı insanlar olsunlar diye yetiştirmeye ve haklarında hep duâ etmeye çalıştığım, canımdan öte öğrencilerimden, öğretmenlik hayatımdan terörist gözlüğüyle bakılıp uzaklaştırıldığım 1 yıl...
Senden, evimden, ailemden, işimden edildiğim 1 yıl. 1 yıl demek dile kolay.
3 yaşındaki yavrumun kendi kendine o masum hissiyatıyla “Allah’ım babamı getir” diye ettiği duâlar hürmetine, her saniyenin kıymetini bileceğim günlerin habercisi olsun artık bu 1 yıl.