Bu açıklamaya rağmen El Kaide’nin propaganda kolu, Eymen el Zewahiri'ye ait olduğu belirtilen ve kayıtların ne zaman yapıldığı belirlenemeyen görüntü ve sesli mesajları zaman zaman servis ediyor.
“Aşırılıkla Mücadele Projesi” adlı sivil toplum kuruluşunun direktörü Hans-Jakob Schindler, El Kaide’nin Zewahiri'nin yerine gelecek halefiyle ilgili ‘garip’ sessizlik içinde olduğunu belirterek, “Bu tür örgütler yalnızca bir liderle çalışır. Her şeyin etrafında birleştiği bir insana her zaman bu örgütlerde ihtiyaç vardır.” diyerek görüşlerini dile getirdi.
"Lawfare" isimli haber sitesinde aralık ayında konuyla bir araştırmayı ortak kaleme alan Raffaello Pantucci ve Kabir Taneja, “Elbette ABD Zewahiri'nin ölümü konusunda yanılıyor olabilir, ancak Başkan Biden'ın saldırıyla ilgili kamuoyu önünde büyük bir özgüvenle konuştuğu göz önüne alındığında bu pek olası görünmüyor." diyerek görüşlerini dile getirdi.
Yeni lider saklanıyor mu?
Diğer bir olasılık olarak El Kaide’nin şu ana kadar Zewahiri'nin olası halefi, ve örgütün eski “iki numarası” olan kod adı Seyfül Adil ile temas kurmayı başaramamış olması gösteriliyor. Bu isim 'Adaletin Kılıcı' anlamına geliyor.
Mısır’da ordusunda özel kuvvetler birliğinde yarbay olarak görev yaparken, 1980’li yıllarda aşırı radikal dinci olan bu kişinin İran’da olabileceği düşünülüyor.
İran, farklı dini inançları yüzünden El-Kaide’ye karşı çıksa da bir çok kişi Tahran’ın bu örgüt ile yakın iş birliği içinde olduğu ve elemanlarına kucak açtığı eleştirisini dile getiriyor.
“Aşırılıkla Mücadele Projesi” adlı sivil toplum kuruluşunun direktörü Hans-Jakob Schindler, Seyfül Adil'in İran rejimi için “hem bir yük hem de oynayacağı koz kartı teşkil ettiği” yorumunda bulundu.
Bu yoruma göre Tahran, çıkarını gözetme açısından ABD’ye bu kişiyi iade edebilir veya Batı aleyhinde düzenlenecek bir saldırıda kullanabilir.
Pantucci ve Tanej ise El Kaide’nin Taliban'ın baskısı altında Zewahiri'nin ölümü konusunda sessiz kalıyor olabileceği görüşünde.