Bankadaki paralara el konulacak korkusu...
GÖLGE BANKACI
Bankalarda batık kredi tutarı Merkez Bankası (TCMB) ile Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu’nun (BDDK) törpülediği haliyle bile 113 milyar TL’ye ulaştı.
Sektörde "Grup 2” diye isimlendirilen ve yüzdürülen kredi tutarı ise 100 milyar liraya yakın. Bunlar da ilave edildiğinde batık krediler 200 milyar lirayı aşıyor.
Kriz şartları devam ettikçe fiilen batmış bu kredilerin tahsilatı imkânsız hâle geliyor. Dolayısıyla bankalar için batık kredi tutarı da sermaye ihtiyacı da artacak.
S-400 KRİZİNDE BANKALARDAKİ PARALAR DA TEHDİT ALTINDA
Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Rus hava savunma sistemi S-400 için giriştiği bilek güreşinde Amerika’nın müeyyide kararı alması an meselesi olarak görülünce herkes parasını daha güvenli limanlara taşıyor.
Muhtemel bir ABD müeyyide döneminde hükümetin bankalardaki hesaplara müdahale edilebileceği endişesi hâkim.
Bizim meslektaşlar arasında bugünlerde en fazla cevabı merak edilen soru şu: Mevduat sahipleri niçin paraları bankalardan çekiyor?
MEVDUAT AZALIYOR; PARA NEREYE GİDİYOR?
Her bankacı çıkışın giderek hızlandığında hem fikir. Pekâlâ mevduattan çıkan para nereye gidiyor?
Bazı mudiler bankaların kiralık kasalarına taşıyor paralarını. Kiralık kasalardaki para için mevduata verilen garanti (her hesap için 100 bin TL’ye kadar) söz konusu olmasa da devletin oradaki paraya müdahale etme yetkisi de yok.
Kiralık kasaları bile riskli görenler var. Onlar da parasını kendisine ait çelik kasada saklamayı tercih ediyor.
BANKALARA GÜVENİN NE KADAR AZALDIĞININ RESMİDİR
Prof. Dr. Haluk Savaş, şahsi Twitter hesabında bir fotoğraf paylaştı. Adana’da sokaktan çekilen bir fotoğraf çelik kasa talebinin nasıl patladığını gözler önüne serdi.
Çelik kasanın başşehri Gaziantep’ten bir firmanın kasaları kavun-karpuz gibi kamyonette satılıyor. Kamyonetin üzerinde “Çelik para kasaları satış aracı” afişi asılı.
Kamyonetin kasasında irili ufaklı her çapta esnaf ya da şahsın ihtiyacına göre çelik kasalar istiflenmiş vaziyette.
O fotoğraf bankalardan kaçışı gayet güzel özetliyor. Para kasası, kavun-karpuz kadar ucuz mu ki mahalle aralarında pazarlaması yapılıyor?
Talebin ne kadar canlı olduğunu varın siz hesap edin. Seyyar satıcıya kadar inmiş çelik kasa ticareti.
Vatandaş parasını bankadan çekmeye başladı. Talep patlamasını gören firmalar mahalle aralarında bile çelik kasa satıyor.
2001 KRİZİNDE BATAN BANKALAR HÂLÂ ŞUURALTINDA
Bankalara duyulan güven ile çelik kasa satışları arasında ters bir ilişki vardır. Ne vakit kriz çıkar o vakit kasa satışları patlar.
Çünkü 2001 krizinde 22 bankanın bir gecede nasıl battığı halkın şuuraltına yerleşti. Benzer endişeler yeniden artmaya başladı ki insanlar bankalardan kaçıyor.
Sadece esnafa dönük çelik kasa talebi artmadı. Altın fiyatlarının ve dövizin sürekli dalgalanması vatandaşları ev tipi çelik kasalara yöneltti. Kriz şartlarında bankaların da hükümet müdahalesine daha açık geldiği malum.
Talep artışına yetişmekte zorlanan Gaziantepli sanayici vardiya sayısını artıyor.
Krizde otomotiv gibi sektörlerde işçi çıkarılırken çelik kasacı firmaları ek mesai yapıyor.
Merkez Bankası'nın verilerine göre 14 Haziran'da vadeli mevduat 7 Haziran ile biten haftaya kıyasla 6,3 milyar TL azaldı.
BİR HAFTADA 6,3 MİLYAR TL BANKALARDAN KAÇTI
Mudinin bankalardan kaçtığını Merkez Bankası’nın (TCMB) rakamları da teyit ediyor. 7 Haziran’dan 14 Haziran’a geçen bir haftalık dönemde bankaların mevduat tutarı toplam 6,3 milyar TL azaldı.
Bir haftada döviz tevdiat hesaplarından (DTH) 4 milyar TL çıktı. Türk Lirası mevduattan çıkış tutarı ise 2,3 milyar TL’yi buldu.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi’nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını iptal ettiği 6 Mayıs’tan 14 Haziran’a kadar olan zaman zarfında mevduatların nasıl seyrettiğini tahkik ettim.
BİR AYLIK MEVDUAT ÇIKIŞI 22,8 MİLYAR TL
Tablo vahim: 10 Mayıs-14 Haziran döneminde bankalardan toplam 22,8 milyar TL mevduat kaçtı. Mevduat çıkışının döviz hesaplarında daha fazla olması dikkati çekiyor.
Zahiren enflasyona karşı riski sıfırlanmış olduğu halde DTH’nin azalması başka bir endişeyi ele veriyor.
O endişe de hükümetin geçen ay döviz işlemlerine yüzde 0,1 Kambiyo Gider Vergisi getirmesi ve 100 bin dolar alımı için bir gün sonra valorlü şartı getirmesi ile yakından alâkalı.
Bankacıların bile sabah gazetelerden haberdar olduğu iki kritik değişikliğin sermaye kontrolleri ve döviz hesaplarına müdahale yolunda atılmış adımlar olduğu sır değil.
DÖVİZ HESAPLARI TL’YE SABİTLENEBİLİR
Dolayısıyla bankadaki dövize el konulacağı ya da belli bir kurdan TL’ye sabitleneceği gibi şuyuu vukuundan beter iddiaları Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti kendi kararları ile tescilledi.
Doğu komşumuz İran, Amerika’nın müeyyide kararı aldığı anda ilk olarak döviz alış-verişini yasakladı ve doları belli bir İran Tümeni üzerinden sabitledi.
S-400 krizinde Ankara’nın mevcut temayülü ve ısrarı devam ederse Türkiye temmuz ayından itibaren hiç tahmin edilmeyecek kadar ağır mali şartlarla karşı karşıya gelecek. Böyle bir kriz bankaları derinden sarsacak.
HERKES KENDİ TEDBİRİNİ ALIYOR
Hükümetin geçen yıl ağustos krizinde ne kadar aciz duruma düştüğünü herkes gördü.
Amerika ile yeni bir bilek güreşinin kaybedeni şimdiden belli olduğu için parası olan kendine göre tedbirini de alıyor.
Mevduat ile kredilerin vadesi arasında mevduat aleyhine makasın açık olduğu Türkiye’de bu yetmezmiş gibi para çıkışı bankalar için hiç iyi olmayacak.
Mevduat çıkışının hızlanması ve çelik kasa satışlarının patlaması hükümetin bütün algı oyunlarına rağmen vatandaşın ekonomik krizin bankaların kapısında dayandığının farkında olduğunu gösteriyor.
Vatandaş bizim gibi bankacılara bile şapka çıkartacak kadar ileri görüşlü.
-----------------------------------------
İletişim için e-posta adresim: [email protected]