Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) yönetimi, Enerji Bakanlığı`nın 'bakan oluru'na dayanarak Eğitim Merkezi Kurucular Kurulu ve bu kurul kararıyla Proje Uzmanlığı Sertifikasyon ve Eğitim Merkezi (PUSEM) oluşturmasını yargıya taşındı.
EMO'dan konu hakkında yapılan yazılı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın 28 Ağustos 2015 tarihli 'bakan oluru'na dayanarak Eğitim Merkezi Kurucular Kurulu oluşturması ve bu kurulun 21 Ekim 2015 tarihli kararıyla Proje Uzmanlığı Sertifikasyon ve Eğitim Merkezi (PUSEM) oluşturmasını yargıya taşıdıklarını duyurdu.
Açıklamada mühendislerin sertifika almamaları durumunda mağdur olmalarına yol açacak; olmayan yetki devirleri içeren; idari yapıyı altüst eden; Anayasa ve yasalara aykırı işlem hakkında 'idarenin savunması alınıncaya kadar" yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay`a iptal başvurusunda bulunulduğu belirtildi.
Elektrik Mühendisleri Odası'nın açtığı dava dilekçesinde Eğitim Merkezi Kurucular Kurulu`na, bakanlık tarafından eğitim-sertifika vermek üzere yetkilendirme yapma yetkisi tanındığı; bu kurul tarafından da PUSEM`e yönetmeliklerde belirtilmiş tüm eğitimler ve sertifika verme yetkisinin olduğu kaydedildi.
Bu durumunun "idari yapı içerisinde bir yetki devri" bile olmadığı vurgulanan dilekçede, "Bu yetkilendirme işlemi Anayasa`nın 6. Maddesi`nde yer verilmiş hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa`dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağı ve 123. Maddesi`ndeki idarenin yasallığı kuralı çerçevesinde hukuka açık aykırılık taşımaktadır" denildi.
Dilekçede, Kurucular Kurulu`na tanınan hukuksuz yetkiler de şöyle sıralandı:
"Kurucular Kurulu`na ayrıca Bakanlığın tüm merkez ve taşra teşkilatları ile iştiraklerinden personel görevlendirme, araç-gereç, teçhizat, malzeme temini gibi kamu mallarını idare etme, usul ve esaslar yayımlanması gibi düzenleyici işlemler yapma, başkaca kurul ve komisyonlar oluşturma buralarda personel görevlendirme, bütçe oluşturma, ilk kuruluş bütçesi için Bakanlık tarafından içeriği ve miktarı belirsiz mali destek sağlama, hukuki ve mali süreçlerin yürütülmesi gibi idari, mali ve hukuki organizasyon yetkileri tanınmıştır."
Hukuk sisteminde yeri olmayan bir yapılanmanın ortaya çıkarıldığına dikkat çekilen dilekçede, şöyle denildi: "İdari yapılanmadan bağımsız olarak çalışacak, hiyerarşi dışında faaliyet yürütecek, herhangi bir yasa ile tanımlanmamış görevleri, yine yasal dayanağı bulunmayan bir organizasyon yapısıyla yürütecek olan bu oluşum, her şeyden önce Anayasa`nın 123. Maddesi`nde yer bulan 'idarenin bütünlüğü` ilkesine aykırılık taşımaktadır."
YASAL DAYANAKTAN YOKSUN
Dilekçede, bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını düzenleyen 3046 sayılı Yasa`ya göre bu tür kurulların yasayla oluşturulabileceğinin hükme bağlandığı hatırlatıldı. Ayrıca bakanlığın kuruluş yasasında da bu tür eğitim verme konusunda bir yetkiye yer verilmediğinin altı çizildi. Bu yasadaki "Bakan, müsteşar ve her kademedeki bakanlık ve kuruluş yöneticileri, gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir" hükmüne göre Kurucular Kurulu`na yetki devri yapılmasının mümkün olmadığı anlatıldı.
İDARİ YAPI ALT-ÜST
Kurucular Kurulu`nda özel sektör temsilcilerine yer verilerek idari yapının alt-üst edildiği kaydedilen dilekçede, Bakanlığın çeşitli birim ve kademelerinde çalışan personelin de bu hukuksuz yapı tarafından görevlendirilmesinin öngörüldüğü belirtildi. Bu yapılanmanın kamu idaresinde yaratacağı kaosun büyüklüğü dilekçede şöyle ortaya konuldu: "Oluşturulan bu yapının ilk kuruluş bütçesini Bakanlık kaynaklarından nasıl sağlayacağı, daha sonra nasıl bir 'gelir sistemi` oluşturacağı ve harcama yapacağı, hangi idari/yargı biriminin denetim yapacağı gibi konular ise tam bir belirsizlik taşımaktadır. Bağımsız olarak örgütlenen yapının, Bakanlık bütçesinden, hibe proje desteklerinden ve eğitime katılacaklardan alınacak ücretlerden oluşacak gelirleriyle ilgili hangi mevzuata dayalı işlem yaptıkları/yapacakları dava konusu kararın karanlık noktasını oluşturmaktadır."
TASLAK YÖNETMELİK GEREKÇE YAPILDI
PUSEM`in kuruluş gerekçesi olarak yürürlüğe girmemiş taslak bir yönetmeliğin dayanak yapıldığına dikkat çekilen dava dilekçesinde, "Dava konusu işlemde 7.5.1995 tarih ve 22280 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan ve halen yürürlükte bulunan Elektrik Tesisleri Kabul Yönetmeliği`ne değil, içeriği bilinmeyen 'taslak` yönetmeliğe atıfta bulunulmuş olup herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır." denildi.
Gerekçe olarak kullanılan Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği`nin de EMO tarafından yargıya taşınmış olduğu anımsatıldı. EMO, bu yönetmeliğin mühendisliği 'imzacılığa' indirgeyen; mühendislerin yetkilerini yok sayan; çalışma özgürlüğünü kısıtlayan; meslek örgütlerinin ve mesleki faaliyetin yürütülmesine ilişkin yasa ve yönetmeliklere aykırı yetkilendirmeler öngören ilgili düzenlemelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulmasını talep etmişti.
MAĞDURİYET OLUŞMAMASI İÇİN ACİL KARAR BEKLENTİSİ
Mühendislerin mesleki faaliyetlerini yürütürken yaptıkları projelerin onay ve kabul aşamalarında; bu eğitime katılmadıkları ve sertifika almadıkları için başvurularının reddedilmesinin söz konusu olacağına dikkat çekilen dilekçede, bakanlığın eğitim vermek için başvuruda bulunan meslek kuruluşları ve üniversitelerin hiçbirine de yetki vermediği kaydedildi. EMO`nun başvurusunun yanıtsız bırakılarak reddedilmiş olması nedeniyle ayrıca dava açılacağı bilgisine yer verildi.
Dilekçede, bu yasadışı yapılanmaya karşı ivedi olarak karar alınması gereği de şöyle dile getirildi: "Dava konusu işlemle oluşturulan Kurucular Kurulu, Yönetim Kurulu gibi hukuk dışında oluşturulmuş organlar kamu kaynaklarını kullanmakta, usulsüz bir şekilde faaliyet yürütmektedir. Bu nedenlerle mahkemenizce idarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini, tebligatın memur eliyle yapılarak kısa bir savunma süresi verilerek işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi isteminde bulunma zorunluluğu doğmuştur." CİHAN