Asliye ceza hakimleri Metin Özçelik ve Mustafa Başer’in yasalar çerçevesinde verdikleri kararlar sebebiyle tutuklamasına tepkiler büyüyor.
Özellikle yargı mensupları, meslektaşlarının maruz kaldığı hukuksuzluğa isyan etti. Hiçbir somut delil gösterilmeden yapılan tutuklamayı, eski hakim Mehmet Tural da sert bir dille eleştirdi. 12 Eylül darbesi sonrası askeri yönetimin hukuksuz talimatlarına tepki göstererek görevinden istifa eden Tural, Darbe dönemlerinde bile hakimlerin tutuklanmadığını söyledi. Tural, “İki hakimin tutuklanması Türk adaletinin yüz karasıdır. 50 yıllık hukukçuluk hayatımda bir hakimin verdiği karardan dolayı tutuklandığını ilk defa görüyorum. Bir hakim yanlış karar verebilir ama hiçbir zaman kararından dolayı tutuklanamaz.” dedi.
'HAKİM VE SAVCILAR İSTİFAYI HUKUKSUZLUĞA TERCİH ETMELİ'
Mehmet Tural, tutuklanan iki hakimin verdiği kararların yasalara uygun olduğunu da kaydetti. Hidayet Karaca ve 62 polis hakkında tahliye kararı veren İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer’in tutuklama için yeterli delil bulmadığına dikkat çektiğini hatırlatan Tural, “Ama hükümet kendi atadığı 10 tane sulh ceza hakiminin kararının dışına çıkılamayacağını söylüyor. Bunun hukuki hiçbir yanı yok.” ifadelerini kullandı. Hakim ve savcıların, iktidarların talimatlarına uyarak karar vereceklerine görevden ayrılmalarının daha ahlaki olacağını ifade ederek, “Eğer hukuka aykırı bir talimat, yönledirme varsa bence yapılacak en güzel şey bu baskıyı kamuoyuna açıklayıp hakimin görevinden ayrılması ya da boykota gitmesidir. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede ne demokrasi ne insan hakları ne de özgürlüklerden bahsedilebilir. Hakimler, mesleklerine yönelik bu saldırıya ilişkin demokratik tepkilerini göstermeliler.” çağrısında bulundu.
'12 EYLÜL'DE BİLE BÖYLESİ YAŞANMADI'
Mehmet Tural, 12 Eylül darbesinde yaşadıklarında da örnek verdi. Darbeden 20 gün sonra sıkıyönetim komutanlığında görevli bir astsubayı tutukladığını belirtti. Buna rağmen kendisinin görevden uzaklaştırılmadığını ve cezalandırılmadığını aktaran Tural, şunları kaydetti: “Askeri tutukladıktan sonra Yüksek Hakimler Kurulu, 2 müfettiş görevlendirdi. Müfettişler baktı ki yaptığım işlemlerde bir usulsüzlük yok. Sadece kurul başkanı bana, ‘Kritik bir aşamadan geçiyoruz. Bunları göz önünde tutarak hareket edin’ şeklinde bir uyarıda bulundu. Benim hakkımda bir soruşturma ya da tutuklama gibi bir şey olmadı. Bence şu anda hukuk hiçbir zamanda olmadığı kadar ayaklar altında.”
'İNSANLAR NE OLDUĞU MEÇHUL BİR YAFTAYLA SUÇLANIYORLAR'
Adliye ve polis teşkilatında yaşanan cadı avına da temas eden eski hakim, bu kurumlar içerisinde yanlış yapan kişilerin olabileceğini ancak ‘paralel’ yaftasıyla insanların suçlanmasının kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Tural, “Ne olduğu belirsiz paralel mekanizması oluşturup bütün herkesi onun içerisine koymak hukukla da ahlakla da bağdaşmaz. Bu farklı insanların mağduriyetine sebep oluyor.” uyarısında bulundu. Birisi suç işlemişse somut delillerin ortaya konulması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Suçsa ona göre cezasını verirsiniz. Ama insanların bu şekilde mağdur edilmesi, hele hele hakimlerin verdikleri kararlardan dolayı cezaevinde olması adaletin ayaklar altında olduğunu gösteriyor. Ve bugün vatandaşın adalete güveni kalmamıştır. Şu anda Türkiye, kanun devleti olmaktan çıktı. İktidardakiler kendi çıkardıkları yasalara da uymuyorlar. Böyle bir hukuk sistemi aşiretlerde dahi yoktur.”
ZAMAN