Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısı sona erdi.
“YARGIMIZIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelerin ele alındığı toplantı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
* “Son kabine toplantımızdan bugüne kadar ülkemize ve milletimize hizmetle dolu günler geçirdik. MGK’nın eylül ayı toplantısında sahadaki sonuçları, daha sonra ortaya çıkan önemli kararlar aldık. Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda stratejimizi sürekli geliştirerek hayata geçiriyoruz. Bu yıl İstanbul ve Ankara’nın ardından 29 Eylül’de İzmir’de de düzenlenen Teknofest’in heyecanını gençlerimizle yaşadık. Teknofest’te evlatlarımızın dinamizmi bize güç ve enerji veriyor.
* Ülkemizde düzenlenecek olan Uluslararası Uzay Kongresi’nin 77’ncisine inşallah Antalya’da ev sahipliği yapacağız. Gazi Meclisimizde milli iradenin temsilcisi sıfatıyla ülkesine ve milletine hizmet etmek için görev yapan tüm milletvekillerine yeni yasama yılında bir kez daha başarılar diliyorum. Türkiye Yüzyılı’nı inşallah adaletin yüzyılı hayalimize adım adım yaklaşıyoruz. İnsanımızın adalet özlemini giderme yanında terör örgütleri başta olmak üzere ülkemize ve milletimize yönelik tehditler karşısında sağlam duruş sergileyen yargımızın yanında olmayan devam edeceğiz.
“EKONOMİNİN GÜNCEL SORUN VE İHTİYAÇLARINI İHMAL ETMİYORUZ”
* İstanbul’da hoşgörü ve dayanışma ikliminin Kudüs başta olmak üzere dünyanın her yerine örnek olmasını temenni ediyoruz. Yeni akademik yılın, YÖK, üniversitelerimize, hocalarımıza, öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu süreçte Ankara ve İstanbul’da yaptığımız çok sayıda görüşme ve toplantıyla ülkemizi büyütme, milletimizin refahını yükseltme mücadelemizi kesintisiz sürdürdük. Dünyada ve bölgemizde tüm yaşanan gelişme, elbette yakın takibimiz altındadır. Ekonomideki sorunların çözümü, depremde yıkılan şehirlerimizin ayağa kaldırılması, terörle mücadele önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürmektedir.
* Ekonomi alanındaki programlarımızı dikkatle ve belirlenen takvimi içinde yürütüyoruz. Eylül’ün ilk haftasında OVP’yi milletimizin ve iş dünyamızın takdirine sunduk. 12. Kalkınma Planımızın hazırlıklarını önemli ölçüde tamamladık. 30 yıla dair hedef ve vizyonumuzun yol haritasını teşkil edecek planın detaylarını kamuoyumuzla paylaşacağız. Orta ve uzun vadeli programlarını yürütürken ekonominin güncel sorun ve ihtiyaçlarını ihmal etmiyoruz.
* Küresel ekonominin geleceği ile ilgili tahminlerin giderek kötümserleştiği dönemde Türkiye bir kez daha kendini farklı güzergaha taşımayı başarmıştır. Yaşadığımız enflasyon, daha doğrusu hayat pahalılığı sıkıntısı çözmek için özgün ve akılcı politikalara dayalı bir yol izliyoruz.
EMEKLİLERE 5 BİN TL ÖDEME YAPILACAK
* Emeklilerimizin çektiği sıkıntıları biliyorum. Kabine toplantımızda yaptığımız değerlendirmelerin ardından emeklilerimizi rahatlatacak yeni karar aldık. Emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin Türk Lirası ödemeyi yapmayı kararlaştırdık.
* Emekli olup, fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi bu düzenlemenin dışında bırakıyoruz. Bu ödemeler Kasım ayının ilk yarısı itibariyle emeklilerimizin hesabına yatırılmış olacaktır. Yılbaşında emeklilerimizin durumunu tekrar gözden geçirip her türlü fedakarlığı sergileyeceğiz. Bu kararın hayırlı olmasını diliyorum.
“EN BÜYÜK SORUNU TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK VEREN MÜTTEFİKİMİZLE YAŞADIK”
*Türkiye terörle mücadelesini aynı zamanda insani ve ahlaki olarak alnının akıyla yürüterek başarıya ulaştırmış bir ülkedir. Aynı ilkeli duruşla mücadelemizi sürdürüyoruz. Son dönemde terörü kaynağında kurutma stratejimizi önemli ölçüde sınırlarımızın dışına taşıdık. Sınırlarımız dışındaki mücadeleyi uluslararası hukuka riayet ederek insani ve ahlaki çizgileri asla ihlal etmeden yürütüyoruz. Sadece terör örgütü mensuplarını, teröristlerce kullanılan tesisleri, terörün gelir kaynaklarını hedef aldığımız operasyonumuzun ilk safhası başarıyla sonuçlandı. Hava kuvvetlerimizin harekatlarıyla teröristlere ait toplam 194 hedef imha edildi. 162 terörist etkisiz hale getirildi. Her operasyonumuzda olduğu gibi son harekatta da en büyük sorunu DEAŞ bahanesiyle terör örgütüne destek veren müttefikimizle yaşadık.
* Yıllardır bölgedeki terör örgütleriyle yakın ilişkisi içerisinde olanlara çağrı yapıyoruz. Yapacağımız harekatlarda zarar görmemeleri için bölgedeki askeri ve istihbarı unsurları uzak tutmalarını istiyoruz. Adeta ak sütün içindeki ak kılı ayırt etme hassasiyetiyle teröristler dışında kimseye zarar vermeden bu operasyonu yürüttük. Buna rağmen tatsız ve üzüntücü verici hadise yaşanmasını engelleyemedik. Bu olay milli hafızamıza kayıt edilmiştir, vakti saati geldiğinde gereği muhakkak yapılacaktır. Terör örgütüne ve kontrolündeki yerlere daha bir kararlılık, daha bir şiddet ve etkili harekatlara devam edeceğiz. Sınırlarımızda ne tek bir teröristin barınmasına, terör koridoru kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Esasen müttefiklerimiz bu sözü verdiler ama sözünü tutmadılar.
“SINIR ÖTESİ HAREKATLARA DEVAM ETME TÜRKİYE’NİN MEŞRU HAKKIDIR”
* PKK’ya SDG demekle Amerika’ya Birleşik Devletler, Büyük Britanya’ya Birleşik Krallık demekle burada hiçbir şey değişmiyor. PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin şu anda cezaevinde bulunan eski genel başkanının ve yönetiminin çağrısıyla bundan 9 yıl önce yaşanan hadiseler bile tek başına böyle bir tavrı gerekli kılar. Güvenlik görevlilerimizin yanı sıra aralarında Yasin Börü’nün de olduğu onlarca sivil vatandaşımızın vahşice katledişlerine arka çıkanlar da sorumludur. PKK’yı tamamen ortadan kaldırana kadar sınır ötesi harekatlara devam etme Türkiye’nin meşru hakkıdır. Bir gece ansızın gelebiliriz sözünün gereğini her gün, her an yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Bu konsept sadece PKK ile sınırlı değildir. DEAŞ ve ülkemizi hedef alan terör örgütlerinin hepsini kapsamaktadır.
* Kuzey Irak sınırlarında oluşturmaya başladığımız güvenlik koridorunu her geçen ay biraz daha tahkim ediyoruz. Bu çalışmaları tamamlayarak çemberi kapattığımızda terörle mücadelede yeni bir safhaya geçeceğiz. Irak’la geliştirdiğimiz siyasi ve ekonomik ilişkilerin geleceği bakımından da bu sürecin başarıyla sonuçlanmasını hayırlı adım olarak görüyoruz. Karabağ’da Azerbaycanlı kardeşlerimizin kararlı ve cesur mücadelesiyle elde edilen zaferi bir kez daha tebrik ediyoruz. Zengezur koridorunun açılması başta olmak üzere verdiği sözleri tutarsa Ermenistan’la ilişkilerimizi adım adım geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
“TEK BİR MASUMUN BURNUNUN KANAMASINA RAZI OLMADIĞINI SÖYLÜYORUZ”
* Müslümanlar olarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve onun içinde yer aldığı Kudüs’ü Şerif’in gönül dünyamızda ayrı yeri vardır. Kudüs merkezli coğrafyadaki her köken ve inançtan insanlar ecdadımızın idaresinde asırlarca barış ve huzur içinde yaşamıştı. Ecdad bölgenin dini zenginliğine El Halil kapısının üzerine La ilahe illallah İbrahim Halilullah ibaresini yazacak kadar özenle ve itinayla yaklaşmıştı. Bu bölge 1. Dünya Savaşı’nın ardından orayı terk etmek zorunda kalmamızla birlikte kanın, çatışmanın, işgalin, gözyaşının eksik olmadığı bir yere dönüştü. BM’nin ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin’le ilgili aldığı kararların neredeyse hiçbiri uygulanmadı. Bizim bu konudaki tavrımız en başından itibaren nettir. 1949 yılından beri İsrail devletini tanıyoruz. Kimi zaman kesintiye uğrasa da diplomatik ilişkilerimizi sürdürüyoruz.
* 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğine inanıyoruz. Filistin halkını sürekli taciz ederek evlerine ve arazilerine el koyarak, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülemeyeceği açıktır. Böyle bir yaklaşım çatışmaların artmasına, her iki tarafın da sürekli kanının dökülmesine, barış arayışlarının hüsranla sonuçlanmasına yol açar. İsrail’in Filistin halkının temel haklarının hiçe sayan yaklaşımı kendi halkının güvenliğini tehdit etmektedir. İsrail ve Filistin topraklarında tek bir masumun burnunun kanamasına razı olmadığını söylüyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan inanç, kökenine bakmadan insanı bu şekilde savunuyoruz.
“ŞİDDET SARMALI İLAVE ACIDAN BAŞKA BİR ŞEY GETİRMEZ”
* İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskı ve zulme nasıl karşıysak İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere karşıyız. Gazze’nin hava saldırılarıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, kadın, yaşlı, çocuk, sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur. İsrail şehirlerinde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa bunları kesinlikle tasvip etmiyoruz. Her şeyin olduğu gibi savaşın bir ahlakı ve adabı vardır. Adil barışın kaybedeni olmaz. Şiddet sarmalı ilave acıdan başka bir şey getirmez. İsrail yönetiminden Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanı, Filistinlilerden de İsrailli yerlere saldırılarını sonlandırmasını istiyoruz. Gün devlet aklıyla, soğukkanlılıkla, insanlık vicdanı ile hareket etme günüdür.
* Türkiye olarak tarafların talep etmesi dahil esir takası dahil her türlü arabuluculuğa hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Bugün Filistin Devlet Başkanı ve İsrail Cumhurbaşkanı ile son derece verimli telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Sivil ölümlerinden duyduğumuz derin üzüntüden bahsettim. Çatışmaların sonlandırılması için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu belirttim.”