Gazeteci Cevheri Güven, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığındaki Bitcoin vurgunu skandalını “Yılın istihbarat skandalı: İstihbarat Binasında Bitcoin Çiftliği” başlıklı Yuotube kanalında ifşa etti
Gazeteci Güven’in ortaya çıkardığı skandalın merkezinde, istihbarat daire başkanlığı eski J şube müdürü Kerim Altıay var. Altıay devlete, tanesi 5 bin 800 dolar olan 72 adet adet grafik kartı ve trafo satın aldırıp emniyet istihbaratta bitcoin madeni kurmuş. Vurgundan elde ettiği paralarla Volkswagen Passat marka sıfır araba ve Eymir gölünün kenarında villa satın almış. Skandallar bundan ibaret değil. Güven, Bitcoin madenciliği, kaçak elektrik kullanımı ve polislerin dolandırıldığı saadet zinciri vurgununa dair çok çarpıcı gerçekleri açıkladı.
Güven’in anlatımlarına göre, Kerim Altıay cemaat operasyonlarında el konulan bilgisayarların şifrelerini kırmak adı altında Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na tanesi 5 bin 800 dolardan 72 tane grafik kartı satın aldırdı ve bu kartlarla devasa bir bilgisayar sistemi kurdurdu. Bilgisayar sistemi, Türkiye’nin en önemli istihbarat biriminin yerleşkesine kuruldu. Bilgisayar sistemini besleyebilmek ve ihtiyacı olan o devasa elektrik ihtiyacını karşılayabilmek için de özel bir trafo alındı. Ancak Kerim Altıay bu sistemle Bitcoin madenciliği yapmaya başladı ve cebini doldurup zengin oldu. Güven videosunda skandalın üzerinin nasıl kapatıldığını da anlattı.
KAÇAK ELEKTRİK KULLANIP HALKA ÖDETİYORLAR
Emniyet istihbarattaki Bitcoin sistemi Çiftlik Bank’taki ile aynı. Jandarma, Çitlik Bank’taki bilgisayarlara el koyup adli emanete almıştı. Güven, bilgisayarların hala adli emanette olup olmadığının bilinmediği ifade ediyor. Türkiye’de Çiftlik Bank benzeri bir çok Bitcoin çiftliğinin bulunduğunu anlatan Güven, kaçak elektrik kullanımına dair de şunları kaydediyor: “Legal olan 2 bin bilgisayarın bulunduğu Bitcoin çiftliklerine aylık 3,5 milyon lira elektrik faturası geliyor. İktidar Bitcoin madenciliği yapanlara çöküp pay istiyor. Paylarını alıyorlar.” Güven, Bitcoin madenciliği yapan fabrikaların milyonlarca liralık elektrik faturalarını ödemediğine işaret ediyor ve sistemi şöyle anlatıyor: “Elektriğin kesilmesi ve icra aşamasına gelince bilgisayarları toplayıp içi boş fabrika bırakıyorlar. Bazıları da elektriği kaçak kullanıyor. Jandarma son aylarda farklı şehirlerde bu tür yerlere baskınlar yaptı. Bitcoin çitflikleri rüşvetle göz yumuluyor.”
TANESİ 5 BİN 800 DOLAR
Bitcoin çiftliklerinin kullandığı kaçak elektriğin faturasını herkes ödüyor. Kaçak elektriğin Güneydoğu’da kullanıldığı söylense de bölgede polislerin bile de sabit noktalarda kaçak elektrik kullandığını ifade eden Güven, sistemi şöyle anlatıyor: “Emniyet istihbarat dairesinde bu yüzden yapıldı. J Şubenin Müdürü Kerim Altıay, Cemaat operasyonlarında ele geçirilen bilgisayarların şifrelerin kırılması halinde çok önemli bilgilerin ele geçirilebileceğini ve K80 grafik kartının alınması gerektiğini söylüyor. Kartların maliyeti 5 bin 800 ila 8 bin dolar arasında değişiyor. ABD Büyükelçliği ile çalışan Devrim Deliorman adlı bir kişiden tanesi 5 bin 800 dolara K80 denilen bu grafik kartlarından 72 adet alınıyor. Ram’ler vesaire de önemli ama kripto madenciliğinde en önemli şey grafik kartı. Ne kadar iyi olursa o kadar çok para kazanıyorsunuz. Kartlar alınıyor, sitem Emniyet istihbaratın mahzen denen bölümüne kuruluyor.
SİSTEM İÇİN ÖZEL TRAFO KURULDU
Bu sistem baraj gibi elektrik çeker. Emniyet istihbaratın elektrik sistemi kaldırmaz” diyorlar. Yine devletin harcamasıyla buraya özel bir trafo kuruyorlar. Trafoyla sistem eşleştirildikten sonra Kerim Altıay’ın zorlamasıyla personellere kripro para madenciliği yaptırılmaya başlanıyor. Bu sistem kurulduktan kısa bir süre sonra Kerim Altıay kendisine sıfır Passat araba alıyor. Emniyet istihbarat daire başkanı da “Faturalar çok arttı. Siz bu sistemle şifre kırdınız mı?” diye zaman zaman soruyor. Bunlar da eski bilgileri getirip “Şu cihazdan çıkardık” diyorlar. Bilgisayarlar sürekli çalıştıkça kripto paralar, dolarla, bitcoinler kazanıyorlar.. Paralar da Kerim Altay ve onunla çalışan Koray Öner’in cebine giriyor. Güven, “Bu ikili Eymir gölünün kenarında iki tane villa satın alıyorlar. Hayatları lüks. Emniyet istihbaratın parasıyla bilgisayar alıyorlar. Emniyet istihbaratın elektriğini kullanıyorlar. Fakat bitcoinden elde edilen paralar bu ikilinin cebine giriyor.”
SAADDET ZİNCİRİNDE 400 MİLYON VURGUN YAPILDI
Diğer birimlerin bu cihazlardan kırılan şifre bilgisi gelmediği için şüpheleniyorlar. Olay ortaya çıkıyor. Sadece Kerim Altıay’ı emniyet istihbarat sınıfından çıkarıyorlar, başka kızak bir göreve gönderiyorlar. Altıay sonra tekrar yükseliyor, Siber daireye geliyor. Olayın üzeri bu şekilde örtülüyor. Kerim Altıay aynı zamanda Futbol Federasyonunun yönetiminde de yer alıyordu. Daha sonra yine Bitocin üzerinden bir saadet zinciri patladı Trabzon merkezli. Orada vurulan para 400 milyon lira. İnsanlardan para toplanıyor. Bunların çoğu bürokrat. Saadet zinciri patlıyor. Güven, bu vurgundan Süleyman Soylu’nun haberinin olmamasının mümkün olmadığını belirterek, “Trabzon’da 400 milyon liralık vurgun var ve bundan Süleyman Soylu payını almayacak! Bu mümkün değil. Bu da patlayınca Kerim Altıay gözaltına alındı. Sonra da Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminden istifa etti. Fakat polislikten istifa etmedi. Kerim Altıay hala daha polis. Açığa alındı ama hala polis” ifadelerini kullanıyor.
SABAH’IN MİT’Çİ MUHABİRİ DE DEVREDE
Sabah gazetesinin MİT’e yakın ismi Abdurrahman Şimşek, Kerim Altıay’ın zenginleşmesi ile ilgili tweetler atıyor. Sonra J Şubede, Hrant Dink suikastıyla ilgili yargılanan jandarma personelinin bilgisayarlarındaki tam da Sabah gazetesinin MİT’in isteyeceği türden bilgiler Şimşek’e Yandex disk üzerinden gönderiliyor. Şimşek’in görüntüler eline geçer geçmez Altıay’la ilgili tweetlerini sildiğini ifade eden Güven, yayında şöyle konuştu: “J Şubenin alt biriminde Cengiz Yetkin isimli bir personel var. Telefon tamiri işlerinde çok iyi bir polis memuru. Kritik görevlerde bulunan isimlerin telefonları tamir için bu memura getiriliyor. Telefon sadece tamir edilmiyor, imajları da alınıyor ve imajlar Kerim Altıay’ın arşivine gidiyor. Efkan Ala’nın telefonunun ekranı çatlıyor. Telefonu emniyet istihbarata gönderiyor. Onun telefonunun da imajını alıyor. Binali Yıldırım ve oğullarının telefonlarının da imajlarını alıyor. Bu depo nedeniyle Kerim Altıay’a dokunulamıyor.”
PARALEL İSTİHBARAT FİKRİ ALTIAY’IN
Güven, emniyet istihbarat dairesinin DEVA ve EDİS adlarında sistemlerini kullandığını ve Türkiye’de herkesin özel bilgilerinin bu programlarda yer aldığını belirterek, sistemin Siber daireye de bağlandığını aktarıyor. Süleyman Soylu’ya sistemin emniyet istihbaratla birlikte Siber daireye de bağlanması fikrini Kerim Altıay veriyor.
BERAT ALBAYRAK’I DİNLETTİ, KIZAĞA ÇEKİLDİ
Altıay bu kez Berat Albayrak’ın telefonlarını dinlettiği gerekçesiyle siber daireden de uzaklaştırılıyor. Obzervasyon aracı denilen ve Türkiye’de 12 tane bulunan bir dinleme aracını bakanlığı döneminde Diyarbakır’a geziye giden Berat Albayrak’ı dinletmek için gönderiyor. Albayrak’ın telefonları dinleniyor. Fakat Albayrak’ın koruma ekibi bu durumu fark ediyor. Bu skandal da patladıktan sonra Kerim Altıay Siber daireden de alınıp kızak pozisyona gidiyor.
İÇİ PARA DOLU VALİZLE YAKALANDI
Altıay, kızak pozisyona geçtikten sonra da saadet zinciri sistemini kuruyor. Trabzon merkezli kurulan bu saadet zincirinde bürokratlardan para toplanıyor. Dolandırılanlar arasında özel harekat polisleri de var. Sistemi kuran kişilerden biri olan bir kadın, içi para dolu valizle kaçmaya çalışırken Edirne’de yakalanıyor. Güven, kadının kendisini yakalayan polislere “Siz Kerim Altıay’ın itleri misiniz?” dediğini kaydetti. Altıay isminin bu şekilde savcının önüne gitiğini ifade eden Güven, “Kısa süre sonra Altıay gözaltına alındı ve hemen serbest bırakıldı. Futbol Federasyonu istifa ettirdi ancak emniyet sadece açığa alıyor. Niye tutuklanmıyor? Elindeki dijital arşiv sayesinde” ifadelerini kullandı.
İNSANLAR ELEKTRİK FATURALARINI ÖDEYEMEZKEN…
Güven çarpıcı bilgilerle dolu videosunu şu sözlerle tamamladı: “İnsanlar evlerindeki elektrik paralarını ödeyemezken hale gelmişken, birileri emniyet istihbaratın içine trafo kurdurup, devletin parasıyla sistem kurdurup, devletin parasıyla satın aldığı sistemlerle, devletin ödediği elektrik parasıyla ceplerini doldurup sıfır passatlara biniyorlar. Eymir gölünün yanında villalarda yaşıyorlar. Şimdi de hala Türkiye’de özgür biçimde bu kadar rezalete rağmen dolaşabiliyorlar.”