CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğuna' dair açıklamasıyla başlayan tartışma sürüyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya 'Breaking Bad Süleyman' diye seslenen ana muhalefet partisi lideri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Bu suç duyurusunun detayları ortaya çıktı.
Gazeteci Atilla Güner, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası programında, EGM'nin suç duyurusunda, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Adnan Menderes’i idama götüren 1960 darbesini korumak için 1963'te aldığı karara atıf yapıldığını aktardı.
Güner'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilen EGM’nin yazısında, Anayasa Mahkemesi’nin bir kararına atıf yapılıyor. Kararda 'Toplum hayatına zarar veren düşünce ve kanaatlerin açığa vurulması devletin güvenliğini sarsar. Bu itibarla bu hürriyeti toplum yaşayışını demokratik nizamını icaplarıyla bağdaştırmak ve toplumsal yaşayış ile düşünce ve kanaat hürriyetini denge halinde tutmak gereklidir' ifadeleri yer alıyor.
'FUAT KÖPRÜLÜ İÇİN ALINMIŞTI'
"59 yıl önceki Türkiye’de Anayasa Mahkemesi bu kararı, CHP’den ayrılıp Demokrat Parti’nin kurucuları arasında yer alan Fuat Köprülü’nün 21 Nisan 1962’deki bir konuşmasındaki sözleri nedeniyle alıyor. Hakkında dava açılınca avukatları ‘Düşüncesini açıkladı, dediğinde bir suç yok, Anayasa Mahkemesi’ne götürelim’ diyorlar. Anayasa Mahkemesi bugün Türkiye Cumhuriyetinin EGM hukuk bürosunun dayanak gösterdiği o kararı alıyor. 1963’te 27 Mayıs darbesinin eleştirilmesinin önlenmesi için AYM’nin aldığı o karar şöyle diyor: 'Yargı mercilerinin kararlarının kötülenmesi ve mahkum edilenlerin övülmesi 27 Mayıs devriminin meşruluğunu inkara yol açar. Bu yoldan vatandaşları birbiri aleyhinde tahrik ederek onlar arasında kin ve düşmanlık yaratır.'
HUKUKÇULAR KARAR İÇİN NE DEMİŞTİ?
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Şefik Taylan Akman bu konuda bir çalışma yapmış. 'Söz konusu karar yine Anayasa Mahkemesi’nin 27 Mayıs darbesinin herhangi bir eleştiri karşısında zarar görmemesine yönelik, bir yönüyle de siyasi olan refleksinin açık bir göstergesi niteliğindedir' yorumunu yapıyor. Hukukçu İlhan Arsel de, 'Anayasa Mahkemesi’nin esas kaygısı, devletin 'devam ve bekası'nı korumak, onun 'yüceliğine ve kutsallığına' bir zarar gelmesini engellemektir; bir başka ifadeyle, bir Osmanlı-Cumhuriyet geleneği olarak devleti topluma karşı koruma görevini layıkıyla yerine getirebilmektir' diyor."
