Türk Lirası’nın değer kaybı ve rekor enflasyon ile birlikte hayat pahalılığı son bir yılda büyük ölçüde arttı. Hayat pahalılığının sebebini ekonomi politikası yerine zincir marketleri gösteren AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın, 8 bin 506 lira olarak açıkladığı yeni asgari ücret yeni yılda gelen zamlarla şimdiden eridi.
ENAG’DAN RAPOR: TÜRKİYE POTANSİYELİN ALTINDA BÜYÜDÜ
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), 2022 yılı Türkiye Ekonomisi Analizi raporu yayımlandı. Raporda, 2022’nin en büyük sorununun yüksek fiyat artış hızı olduğu kaydedilerek yüksek enflasyonun hem gelirleri düşürdüğü hem de karşılaşılan fiyatların rahatsızlık uyandırdığı belirtildi.
Türkiye’nin 2018’den beri cılız bir büyüme performansına sahip olduğunun yazıldığı raporda, baz etkisi bir kenara bırakıldığında Türkiye’nin hep potansiyelinin altında büyüdüğü vurgulandı. Bu durum “Günümüze kadar yapıldığı belirtilen onca yatırım ve harcamaların esasında etkin olmayan bir yöntemle gerçekleştirildiğinin göstergesi olan cılız büyüme sürecine bir plansızlık olduğunu ortaya çıkarmaktadır” ifadeleriyle analiz edildi.
“PİYASALARDA DURUM KARANLIK”
Raporda, ayrıca finansal piyasalarda durumun karanlık olduğu, alternatif yatırım araçlarının “faiz belirleme yaklaşımıyla” yok olduğu ifade edildi. Borsa yönlendirmelerin hem bir balon yarattığı hem de gelir eşitsizliğini arttırdığına dikkat çekildi:
“Finansal piyasalarda ise durum çok karanlık bir görünümdedir. Alternatif yatırım araçlarının tamamen faiz belirleme yaklaşımıyla yok olması yatırımcıları tamamen borsaya yönlendirme girişimi finansal piyasalarda balon yaratmakla kalmamış, gelir dağılımını da büyü derecede bozmuştur. Basit anlamıyla tasarruflarını bankalarda değerlendiremeyen hane halkının döviz ve altın alımındaki kısıtlamalar ve farklı alış ve satış fiyatları ile de güvenli limanlara gitmesi engellenmiştir.
Özetle, para ve maliye politikasındaki yanlış uygulamalar ile birleşen cılız büyüme ve kurumsal zayıflama ekonomideki kaynak dağılımını daha geniş bir yaklaşımla etkinliği azaltmış ve günümüzdeki dağınık görünüm ortaya çıkmıştır.
“BU DURUM MERKEZ BANKASI REZERVLERİNİ HEP EKSİDE TUTMA SONUCUNU YARATMAKTADIR”
ENAG raporunda, iktidarın uyguladığı politikalar sonucu artan dış borç talebine de değinildi:
“Raflarda oluşan fiyatların bir yüzdesi olan KDV ve benzeri vergilerin fiyat artışları ile beraber hükümetin vergi gelirlerini de artırdığı bir gerçektir. Sürekli bir fiyat artışına bağlı kalan tüketicinin harcanabilir gelirinde bu kapsamda oluşan erime, ulusal gelirin yüzde 65-70'ini oluşturan tüketim harcamalarında eksiklik ortaya çıkarmaktadır. Bu ise bir yanda tüketimsizlik ile ekonomik büyümesi potansiyel büyümenin çok altına getirmekte, bazı zamanlarda ise onu eksiye çekmektedir. Daha da önemlisi gelirinde aralıklı maaş zamları ile artış elde eden tüketicinin bu geliri ancak tüketim harcamalarına yönelttiği için ulusal tasarruflarda eksiklik oluşmaktadır.
Bu ise doğal olarak dış borç talebinin inanılmaz artışını beraberinde getirmekte ve bununla da ancak ertelenmiş ya da yerine koyma yatırımları tamamlanmaya çalışılmaktadır. Diğer bir ifadeyle tasarruf açığı dış borç talebini artırmakta ve çoğu zamanda bu durum Merkez Bankası rezervlerini hep ekside tutma sonucunu yaratmaktadır.”