Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Resmi Gazete'de ihaleye çıkarılan ocak için, "Gerek Resmi Gazete'de yayınlanan ihale ilanı, gerek TMMOB Maden Mühendisleri Odası'ndan aldığımız bilgiler madenin kaçak olmadığını gösteriyor" dedi.
Öztürk'ün "7 işçinin öldüğü ocak kaçak değilmiş, ihaleye çıkarılmış" başlığıyla (20 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Şırnak'tan ya şehit ya teröristlerin eylemleri ya da kömür ocaklarında meydana gelen göçükler sonucu maden işçilerinin hayatlarını kaybettiklerine ilişkin haberler gelir. Sınır ötesinden şehit haberinin geldiği gün Şırnak kömür ocağından da 7 işçinin göçük altında kalıp öldüğü haberi ulaştı.
Hemen açıklamalar yapıldı. “Bu kömür ocağı kaçak işletiliyordu” diye. Peki, kaçak işletiliyorsa siz buna niçin seyirci kalıyorsunuz. Göreviniz kaçak işletmeyi de önlemek olduğuna göre görevini yerine getirmeyenler var, görevini ihmal edenler var.
Kamu görevlilerine gerçek dışı açıklama yapmak yakışmıyor. 7 işçimizin ölümünden sonra da gerçek dışı bilgiler verilmeye başlandığını belgelere ulaştığımızda daha iyi anlıyoruz. Siz değil misiniz, bu kömür ocağını ihaleye çıkaran? Yoksa, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) Genel Müdürlüğü'nün haberi yokken mi 11 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete'de kömür ocağının ihale ilanı yayımlandı? Kaçak olan bir maden ihaleye çıkarılamaz.
Biz bu konuyu araştırırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başdanışmanı ve CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akın'la yollarımız kesişti. Hükümet gizlemeye çalışsa da resmi belgeler madenin kaçak olmadığını, 2505 ( S:16399) ruhsat numarası verilerek üç firmadan oluşan bir iş ortaklığına rödövans sözleşmesi ihale edildiğini gösteriyor. Gerek Resmi Gazete'de yayınlanan ihale ilanı, gerek TMMOB Maden Mühendisleri Odası'ndan aldığımız bilgiler madenin kaçak olmadığını gösteriyor. Maden Mühendisleri Odası'nın yaptığı açıklamalara ve işçilerle yapılan görüşmelere göre bölgede çıkarılan kömürün TKİ'nin kantarlarından geçirilip çevrede bulunan iş yerlerinde hatta bölgedeki kamu kurumlarında kullanıldığı belirtiliyor. Hem bu nasıl kaçak işletme ki, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından, bu kömür yoksul vatandaşlarımıza, okullara dağıtılıyor?
Teröristlerden korumak için
Maden ocağının bir kilometre ötesinde karakol bulunuyor. Onun bulunma nedeni de kömür ocağının teröristler tarafından basılmasını önlemek, kaçak kömür çıkarılmasını engellemek. Askeri operasyonların güzergahında bile kaçak kömür çıkarılıyorsa vay devletimizin haline…
Bölücü örgüt mensupları, kömür ocağını işletenlerden geçmişte ya pay alıyor, ya da “Çözüm süreci” döneminde operasyonlar yapılmadığı için kömür ocaklarını kendileri işletip terör örgütüne gelir elde ediyorlar, yandaşlarına kömür dağıtıyorlardı. Bir taraftan terörle etkili mücadele ettiğinizi açıklayacaksınız, bir yandan da karakolun hemen dibinde kaçak kömür çıkarılıp götürülmesine seyirci kalacaksınız.
Eğer kaçak üretim yapılıyorsa, bunun teröristler tarafından yapılmadığını kim söyleyebilir? Maden ocağının bulunduğu bölge, Cudi Dağı'na yakın olduğu için askeri operasyonların güzergâhı olarak da kullanılıyor. Hem operasyon bölgesi, hem karakol var ama bir yandan da kaçak üretim yapıldığı belirtiliyor. Peki bu denetimsizliğin sorumlusu kim?
“4 yıl önce kapatıldı" dediler
CHP Milletvekili Ahmet Akın'ın, seçim bölgesindeki sloganı “Ahmet Akın, herkese yakın”dır. Şırnak'ta hayatını kaybeden işçilere de yakın. Onların göz göre göre ölümleri için şöyle diyor:
“Madenin kaçak olduğuna ve 4 yıl önce kapatıldığına dair yapılan resmi açıklamalar gerçeği yansıtmıyor. Şırnak'taki bu ocak yıllardır Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından özel sektöre ihale usulü veriliyor. 2017 yılının Mart'ında en son ihale yapıldı ve özel bir firma işi aldı. Nasıl oluyor, bakanın 2013 yılında kapatıldığını açıkladığı ocak, TKİ Genel Müdürlüğü tarafından 11 Mart 2017 tarihli Resmi Gazete ilanıyla ihaleye çıkarılıyor?”
Kimse “kaçak” deyip işin içinde sıyrılmasın. Hadi basın “yalan yazıyor” diyeceksiniz. Peki, Resmi Gazete'deki ilan da mı yalan?