TR724 yazarı Ali Haydar Arslan AB'nin Türkiye raporunu analiz etti. Raporda AB'nin Erdoğan'ın "FETÖ" söylemine hiç bir şekilde itibar edilmediği görülüyor.
İşte o yazı:
AB, ERDOĞAN’IN ‘FETÖ’SÜNE İTİBAR ETMEDİ
Avrupa Birliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin AB üyeliği gibi bir hedefi olmadığını tescil ettiği yıllık ilerleme raporunda ‘fetö’ yaftalamasına yer vermedi. Türk hükümetinin ısrarlarına rağmen Hizmet Hareketi’ni 102 sayfalık ilerleme raporunun hiçbir sayfasında terör örgütü olarak nitelendirmeyen Brüksel, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından atılan adımlardan duyduğu derin endişeye sık sık vurgu yaptı.
1998 yılından bu yana yayınlanan ilerleme raporlarının en serti olma özelliği taşıyan belgedeki, Türkiye’nin AB kriterlerine yaklaşmak bir yana tamamen uzaklaştığı tespiti önemli. Raporun yayınlanmasının ardından Avrupa Parlamentosu’nda geleneksel olarak Türkiye’nin üyeliğini destekleyen siyasi gruplar Ankara ile üyelik müzakerelerinin derhal askıya alınması çağrısı yaptı. Sosyalistler ve Yeşiller yaptıkları yazılı açıklamalarda, müzakereleri askıya almaktan başka çare kalmadığına işaret etti.
Erdoğan’ın propagandası tutmadı
Erdoğan’ın Türkiye’yi terör örgütü olduğuna ikna etmek için bütün propaganda unsurlarını seferber ettiği Hizmet Hareketi, 102 sayfalık raporda 28 kere zikredilmesine rağmen sadece Gülen Hareketi olarak isimlendiriliyor.
Rapor öncesi ‘fetö’ ifadesinin tırnak içinde kullanılabileceği, Ankara’nın bu konuda ısrarlı olduğu yorumları yapılıyordu. ‘fetö’ ifadesine tırnak içinde dahi yer verilmemesi Brüksel’in Ankara’nın tezlerine iltifat etmemesi olarak yorumlanıyor.
15 Temmuz’a sert tel’in
15 Temmuz darbe teşebbüsünü sert şekilde tel’in eden AB raporu, iktidarın darbeden Gülen Hareketi’ni sorumlu tuttuğuna işaret ediyor ancak darbenin arkasında kim ya da kimlerin olduğuna dair herhangi bir yorumda bulunmuyor. İktidarın darbe teşebbüsüne verdiği cevabın orantısız olduğu sık sık vurgulanan raporda, 15 Temmuz’un Erdoğan iktidarının tahkim edilmesi için istismar edildiği ima ediliyor.
Kamuda görevli on binlerce görevlinin Gülen Hareketi ile iltisaklı olduğu iddiası ile işten atıldığı belirtilen raporda, bu işlemlerde kriterlerin son derece belirsiz ve keyfi olduğunun altınız çiziyor. Rapor, Gülen Hareketi ile irtibatlı olduğu iddiası ile çok sayıda özel mülkiyete ‘güvenilir’ dava süreçleri olmadan el konulmasını da tarihe mal etti.
17 Aralık ve Deniz Feneri’ni Avrupa unutmuyor
Raporun, 17 Aralık ve Deniz Feneri gibi yolsuzluk davalarının peşini bırakmaması da dikkat çekiyor. Her iki davadan da hiç bir sonuç alınamadığına işaret eden raporun, iktidar mensuplarının müdahil olduğu iddia edilen davaların neticesiz kaldığını bir daha hatırlatmasının altını çizmek gerekiyor.