17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından düzenlenen protesto eyleminde 'Tayyip Erdoğan' aleyhine sloganlar attığı iddia edilen Binali Yıldız, 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yıldız, Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu'na konuldu. Aynı davada yargılanan 5 kişiye verilen 7 bin 80 liralık para cezası ise sanıkların sabıkasız olmaları sebebiyle ertelendi. Arkasında iki çocuğunu bırakarak cezaevine girdiğini belirten Yıldız, "Erdoğan yargılansın aklansın, kendisinden özür dileyeceğim, ne kadar isterse hapis yatacağım." dedi.
26 Aralık 2013 günü Bursa Şehreküstü Meydanı'nda düzenlenen protesto eyleminde bir grup vatandaş iddiaya göre, 'Hırsız Tayyip Erdoğan' diye slogan attı. Polis kameralarının çektiği olayın ardından slogan atanlar tek tek belirlendi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise avukatı Fatmanur Akgün aracılığıyla bu kişilerden şikâyetçi oldu. Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturmada 'Kamu görevlisine kamu görevinden dolayı hakaret ettikleri' iddia edilen Binali Yıldız, A.D., H.A., İ.A., S.E. ve M.K. hakkında Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 17 Şubat 2014'te Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 3-a, 4,62, 53 ve 58. madde kapsamında dava açıldı.
Savunmaları alan mahkeme, görüntülerde sanıkların 'Hırsız Tayyip Erdoğan' dediğinin net şekilde görüldüğü gerekçesiyle sanıkları çeşitli oranlarda cezaya çarptırdı. A.D., H.A., İ.A., S.E. ve M.K. 7 bin 80'er lira para cezası verildi. Mahkeme, duruşmalardaki iyi halleri ve sabıkalarının bulunmaması sebebiyle sanıklar hakkındaki hükmün geri bırakılmasına karar verdi. Mahkeme sabıka kaydı bulunan Binali Yıldız'ı ise TCK 125/1., 3-a ve 4. maddesi kapsamında 1 yıl 2 ay hapse mahkum etti. Ardından TCK 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirerek 11 ay 20 güne hükmetti. Sanığın kişiliği, sabıkalı oluşu ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre kısa süreli hapis cezası kısmını TCK 50. maddesi gereğince seçenek yaptırılmadan herhangi birisine çevrilmesine yer olmadığına hükmeden mahkeme, cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verdi. Yıldız hakkında Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nce mahkumiyet bulunduğuna dikkat çeken mahkeme, cezanın infazından sonra denetimle serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verdi.
ALİESİ VE ARKADAŞLARIYLA HELALLEŞİP CEZAEVİNE TESLİM OLDU
Kararı şaşkınlıkla karşılayan Binali Yıldız, önce ailesiyle, ardından Memleket Sevdalıları Derneği'nde helalleştiği arkadaşlarınca alkışlarla uğurlanarak Bursa E Tipi Açık ve Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na teslim oldu. Cezaevine girmeden önce gazetecilere açıklamalarda bulunan Yıldız, şöyle konuştu: "Operasyonlardan sonra bazı sivil toplum kuruluşlarının protesto eylemleri vardı, ben de katıldım. Toplulukla birlikte 'Hırsız var, hırsız Tayyip Erdoğan' gibi sloganlar atıldı. Biz de o toplumun içindeydik. Arkadaşlarımla birlikte yargılandım ve 11 ay 20 gün hapis cezası aldım. Ülkemiz parçalanmaya gidiyor, siyasi iktidar kendi emelleri uğruna, ülke menfaatlerini hiçe sayıyor, biz de bunları protesto ediyoruz. Tayyip Erdoğan hakkında savcılar soruşturma açtı, anında siyasi gücünü kullanarak savcı ve polislerin yerlerini değiştirdi. Ben eski sabıkalıyım, suçlarım var, yargılandım adalet önünde cezamı çektim. Tayyip Erdoğan'ın çıkıp yargılanıp, aklanmasını istiyorum. Aklandığı zaman ondan özür dileyeceğim. Oğlu Bilal'le yaptığı konuşmasının 'hırsızlık değil' diyerek ispatlanmasını istiyorum. Montaj olmadığı da ortaya çıktı. Ülkemizin geleceğinden kaygılıyız. Siyasi iktidar 13 yıldan beri ülke bölünme aşamasına geldi. Biz bunlara Mustafa Kemal'in askerleri olarak yürüyerek bunların oyunlarını bozacağız."
İKİ ÇOCUĞUM VE EŞİMİ ARKAMDA BIRAKIP GİDİYORUM
Büyük mağduriyet yaşadığını belirten Binali Yıldız, şöyle devam etti: "İki çocuğum ve eşimi bırakıyorum. Mağduriyetim var. İşyerimi kapatmıştım, yeni bir iş kuruyordum. Bunlar alt üst oluyor. Kirada oturuyorum, eşimin emekli maaşıyla geçiniyorum. Adaletten hesap soruyorum. Benim gibi her türlü suç işleyen çıkıyor adaletin önünde hesabını veriyor, suçluysa cezasını çekiyor. Erdoğan ve 4 bakanın adalet önünde hesap vermesini istiyorum. Pişman değilim, asla. Çıkıp o adalet önünde aklandığı zaman önünde el pençe duracağım; özür dileyeceğim binlerce kez. Bilal oğlundan özür dileyeceğim. Herkes ülkesine sahip çıksın. Particilik yapmasın. Dağılmadan önce Yugoslavlara sormuşlar, 'Bir sürü oyunlar oynandı, hiç farkında değil miydiniz?' 'Biz dizi izliyoruz' demişler. Ülkemizin durumu da bu. Herkesi dizi manyağı yaptılar. Herkesin dizisi var; aşağılık evlilik programları var, yemek programları var. İnsanlar evlerine ekmek götürmezken orada çeşit çeşit yemek var."
DİZİ DEĞİL; ÜLKENİN DURUMUNU İZLESİNLER
Cezaevine girerken de açıklamalarını sürdüren Yıldız, "Ülkenin bu durumuna seyirci kalmasınlar. Herkes dizi izlemeyi bırakıp ülkenin durumunu izlesin. Herkes borçlandırıldı, 'Borçluyum, aman bana dokunması, borcumu ödeyemem' Borç da ödenir her şey olur ama vatan elden gittikten sonra kimse bir şey yapamaz. İşgal altındaki bir ülkede bile bunlar yaşanmaz." diye konuştu.
CİHAN