Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul ve Ankara’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda büyükşehrin el değiştirmesinin ardından, belediye encümenlerinin yapısında değişiklik sinyali verdi. MHP’nin sıcak baktığı teklife CHP “Menfaate göre yasa olmaz”, HDP “Samimi değil. Atanmış olana değil kimin atadığına bakılıyor” tepkisini gösterirken, İYİ Parti “Cumhurbaşkanı bu ayrıntılara girmeli mi?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında İstanbul örneği vererek belediye encümeninde atanmışların ağırlığının demokrasiye uygun olmadığını belirterek encümen yapısında değişiklik sinyali verdi. Erdoğan’ın önerisi doğrultusunda Meclis’e bir yasa değişikliği teklifi gelmesi sürpriz olmayacak.

Nergis Demirkaya'nın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız büyükşehir belediye başkanının yanı sıra 5 atanmış, 5 seçilmiş toplam 11 kişiden oluşan belediye encümeninde dengenin atanmışlarca bozulduğunu belirterek, “11 kişinin tamamı da seçilmiş olsun. Böyle bir öneriye sıcak bakarız. Bu demokrasiye hizmettir. Seçilmişle atanmış arasında tercih yapılacaksa tercihimizi seçilmişten yana kullanırız. Böyle bir teklif gelirse destekleriz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’na göre ise bu teklif “tezat, iki zıt anlamın bir araya gelmesi” olarak açıklanan “Oksimoron” bir durum. Cumhurbaşkanının yeni sistem ile Meclis’i devre dışı bırakıp atanmışlarla anormal bir yetki kullandığını, demokrasinin temel öğesi güçler ayrılığı ilkesini rafa kaldırıldığını söyleyen Kuşoğlu şunları ifade etti:

“600 kişilik Meclis’in neredeyse hiçbir yetkisi yok. Meclis çalıştırılmıyor. Haftada 3 gün çalışma fiili olarak 2 güne düştü. 2 aydır da faaliyette bulunmuyor. Mümkün olsa TBMM yetkilerini daha fazla alacaklar. Şu anda ana işlev olan ne yasama yetkisi ne de denetim yetkisine sahibiz. Meclis’te durum böyle iken Belediye Meclislerinde, Meclislerin yetkilerinin arttırılması, belediye başkanının yetkilerinin tersine daraltılması oksimoron bir durum teşkil ediyor. Tam bir tezat. Neden? Çünkü İstanbul, Ankara gibi önemli büyükşehir belediye başkanlıklarında CHP var. Meclislerde ise AKP üstünlüğü var. Belediyeleri bu duruma, kendi ihtiyaçlarına uygun hale getirmeye çalışıyorlar. Meclis açıldığında teklif getirecekler görünüyor ama doğru olduğunu düşünmüyorum. Demokrasi açısından da doğru değil. Kendi menfaatine göre yasa anlayışı, böyle bir demokrasi anlayışı olmaz.”

Erdoğan’ın Belediye Encümenlerinde dengeyi seçilmişler lehine çevirme yönündeki öneriyi HDP de samimi bulmadı. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç şöyle değerlendirdi:

“Yerel yönetimlerde genel olarak bir demokratikleşmeye ihtiyaç var. Ama bu parça başı işle olmaz. Doğrusu çok da samimi bulmayız. 96 belediyede seçilmişlerin yerine kayyım atayanlar kendileriydi. 31 Mart seçimlerinde, KHK’li diye seçilmiş belediye başkanlarına mazbata verilmedi. YSK, AKP’lileri kayyım olarak atamış oldu. Buna da itiraz etmediler. Aslında atanmış olanlara itirazları yok. Onları kimin atadığına bakıyorlar. Atanmışlar kendilerinden yanaysa sorun görmüyorlar. Samimi bir tartışma olarak görmüyoruz. Yerel yönetimlerin demokratikleşmesi için tüm partiler Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı kapsamında reformlar yapmak için hareket ederse bundan yana oluruz.”

Daha önce belediye başkanlığı yapmış olan İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ise Cumhurbaşkanının bu konuyu gündeme getirmesine tepki gösterdi, “Cumhurbaşkanı bu ayrıntılara girmeli mi? Neden bugüne kadar yerleşmiş dengeleri bozmaya çalışıyorlar” diye sordu. Siyasetin köşe bucak her alana girmemesi gerektiğini belirten Subaşı, “Bunları konuşmanın, bir takım dengeleri bozmanın zamanı değil. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun takdir ettiğim bir uygulaması var. Sorunların çözümü şeffaflıktadır. Belediye Meclislerini halka açıp şeffaf hale getirdiğinizde bir süre sonra o belediye hangi partide olursa olsun, o şehrin çıkarları konuşulmaya başlar. Halk izledikçe konuların takipçisi olur. Doğru bir yöntem.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında, “Encümenin 5’i seçilmiş, 5’i atanmış, artı bir de belediye başkanı. Fakat bunu demokrasiye uygun bulmuyorum çünkü demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil. Yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda gözden geçirilişinde bunu bir defa ele almamız şart” demişti.