Ensar Vakfı Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, akademisyenlere imam hatip liselerinde müdür olma teklifinde bulundu. Erdoğan, "Bazı profesörlerimiz, bazı doçentlerimiz, bazı yardımcı doçentlerimiz veya doktorasını yapmış hocalarımız acaba imam hatiplere müdür olmazlar mı? Geçmişte bunun örnekleri başka okullarda var. Ben de şimdi teklif ediyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Ensar Vakfı'nın 37. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Programda, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve çok sayıda milletvekili de hazır bulundu.
'ERBAKAN HOCAMIZI HAYIRLA YAD EDİYORUM'
Konuşmasına şehitlere rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın ölüm yıl dönümü nedeniyle de şunları söyledi: "Bu vesile ile vefatının 5. Seneyi devriyesinde eski başbakanlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızı hayırla yad etmek istiyorum. Ömrünü bu milletin, bu ülkenin milli manevi değerlerine sahip çıkarak yeniden ayağa kalkmasına adamış bir dava adamıydı. Onun hayatı zorlu mücadelelerle, fedakırlıklarlya sarsılmaz bi inanç ve azimle dolu bir hayattı. Her geçen gün rahmetli hocamızın ülkemize yaptığı hizmetlerin önemini, verdiği mücadelenin değerini çok daha iyi anlıyor, çok daha iyi idrak ediyoruz. Ben kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekanını cennet eylesin diyorum."
İmam hatiplerle ilgili akademisyenlere seslenen Erdoğan, müdürlük teklifinde bulundu. Erdoğan, şöyle devam etti: "Başbakanlığım döneminde bir konuşmamda 'dindar nesil yetiştireceğiz' dedim, birileri çılgına döndü. Bir başbakan böyle konuşamaz dediler. Niye konuşamayacağımı ben de anlamadım. Ben bir başbakan olarak hedefimi böyle belirlemişim ama bu demek değildir ki bu ülkede dinsiz olanlara hizmet vermeyeceğiz. Biz bu ülkede dindarına da hizmetimizi verdik, dinsizine de verdik. Bize hakaret edenlere de hizmetimizi verdik. Orada bir ayrım yok. Hedefimiz dindar nesildi, çünkü biz şunu biliyorduk; bitaraf olan bertaraf olur, böyle yürüdük bu yolda.
Bizim imam hatiplerde proje okullarımız var. Bunlardan seçim yapmak suretiyle bazı profesörlerimiz, bazı doçentlerimiz, bazı yardımcı doçentlerimiz veya doktorasını yapmış hocalarımız acaba imam hatiplere müdür olmazlar mı? Geçmişte bunun örnekleri başka okullarda var. Ben de şimdi teklif ediyorum. Bazı profesörlerimiz çıksın ben varım desin. Doçentlerimiz, yardımcı doçentlerimizi, doktorasını yapmış hocalarımız ben imam hatipte müdürlük yapmaya varım desin."
'KOL KOLA, BİZE KARŞI MÜCADELE YÜRÜTÜYORLAR'
Hizmet Hareketi'ne, Gezi olaylarına katılanlara ve PKK'ya yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son üç yıldır yaşadıklarımızı gözünüzün önüne getirmenizi rica ediyorum. Önce İstanbul'da park, ağaç bahanesi ile başlatılan, çok ince planlanmış bir provokasyonla karşımıza çıktılar. Zannetmeyin ki bu İstanbul'da Türkiye'de planladındı. İçerisi dışarısı bu işi beraber planladılar. Çok enteresan ki yurt dışı seyahatlerimizde bunun ipuçlarını bulduk. Nereden planlandı bunlar, bunu gördük.
Uzun yıllar boyunca milletimizin hayır ve yardım duygularına istismar ederek, eğitimden iş hayatına bürokrasiden siyasete her alan yayıymışy habis bir ur gibi büyüyen bir başka yapı devreye sokuldu. Kim? Paralel devlet yapılanması. Bu ihanet çetesi özellikle güvenlik ve yargı kurumları içinde yuvalanmış emirleri amirlerinden değil, abilerinden alan Pensilvanyla'dan alan, bütün bu militanlar aracılığı ile bir bürokrasi darbesine teşebbüs ettiler. 17-25 Aralık darbe girişimi olarak ifade ettiğimiz bu saldırıya da milletimizin desteği ile hamdolsun boşa çıkardık. Bunların bu girişimi ümmeti parçalama girişimidir. Babayı anneden, yavrularını babadan anneden ayırdılar. Buna karşı duruşumuz çok dik olmalı. 30 Mart, 17 Ağustos, 7 Haziran, 2 Kasım seçimleri hepsini gördük ve hepsinden öte bölücü terör örgütü ile bunları yan yana görmek, bunları omuz omuza görmek, aslında bu işin nereye gittiğinin en açık ifadesidir. Bölücü terör örgütü ile bunları sırt sırta gördüğüm zaman gerçekten kahroldum. Birbirinden bağımsız gibi görünen geziciler, paralelciler, bugün kol kola el ele omuz omuza bize karşı ortak bir mücadele yürütülüyorlar. Bir araya gelmesi mümkün olmayan kesimler üst akıldan aldıkları emirle işbirliği yapıyor, aynı hedefe nişan alıyorlar. Geziciler de paralel ihanet çetesi de bölücü terör örgütü de en çok gençlerimizi istismar etti, ediyor.
Paralel yapının üst yönetimindekiler yurt dışına kaçarak kendilerine yeni ve müreffeh hayatlar kurarlarken, zihinlerini ifal ettikleri, afyonladıkları gençlerin savrulmasını zerre kadar umursamıyorlar. Aynı şekilde terör örgütünün arkasındaki baronlara bakıyoruz Cizre'de, Sur'da, İdil'de, Kandil'de ve birçok izbe köşede Kürt gençlerini ölüme iterlerken, kendileri hizmetlerinin bedelini tahsil etmenin peşindeler. Bu yapıların tamamı, gençlerin kanları, canları ve heyecanları üzerinden kendilerine ikbal kurmaya çalışan kan tüccarlarıdır."
CİHAN