Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kendisi hakkında söylediği sözlere tepki gösterdi. Erdoğan, "Cehaletin ve çirkefliğin bir araya toplandığı kişiliğe hiçbir sözün kafi gelmediğini üzüntüyle görüyoruz. Bu defa hakimleri, savcıları, Yüksek Seçim Kurulu'nu da hedef almış. Halkımız, nerede, ne zaman, kime çatacağını belli olmayan kişiler için serseri mayın gibi derler. Bu da serseri mayın gibi ne zaman kime bulaşacağı belli olmuyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 19. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkari'nin, Yüksekova'ya taşınacağını söyledi. Erdoğan, "Aynı şekilde Şırnak, Cizre'ye geçecek. Çünkü şehir yapılanmasına ne Hakkari şu andaki haliyle müsaitti ne de Şırnak. Zaten tarihine baktığınız zaman Şırnak'ın asıl şehir merkezi Cizre'dir. Temenni ediyorum ki atılacak bu adımla iki şehir kentsel bir dönüşümle bu hale dönmüş olacak." ifadelerini kullandı.
Elinde silahı olanın da onu destekleyenin de bu ihanetin bedelini ödeyeceğini belirten Erdoğan, "Bu eylemlere karışanlardan her kim hemen pişman olur, bizim güvenlik kuvvetlerimize teslim olursa devletimizin de milletimizin de şefkatli kolları ona açıktır. Buradan terör örgütü içindeki gençlere sesleniyorum. Gelin, yol yakınken hatadan dönün." çağrısında bulundu.
"PİŞKİN BİR TİP"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkındaki sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan, "Bu zat bir süredir şahsımla, ailemle ilgili ağzına da kişiliğine de yakışmayan bir şekilde bir namus edebiyatı tutturmuş gidiyor. Bundan kazandığım tazminatlar artarak devam ediyor. Birçok kere ifade ettim. Bazı insanlar vardır ya yüzüne tükürsen 'yağıyor herhalde' der. Bu da işte böyle pişkin bir tip. Cehaletin ve çirkefliğin bir araya toplandığı kişiliğe hiçbir sözün kafi gelmediğini üzüntüyle görüyoruz. Bu defa hakimleri, savcıları, Yüksek Seçim Kurulu'nu da hedef almış. Halkımız, nerede, ne zaman, kime çatacağını belli olmayan kişiler için serseri mayın gibi derler. Bu da serseri mayın gibi ne zaman kime bulaşacağı belli olmuyor." diye konuştu.
"AKIL SAĞLIĞININ OLUP OLMADIĞINI DA BİLMİYORUZ"
7 Haziran seçimlerinden sonra ana muhalefete hükümet kurma görevinin verilmesinin herkes tarafından yazıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Ben de o zaman, 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin adresini bilmeyenle benim kaybedecek zamanım yok' demiştim. Bu zat, hala geçtiğimiz yılın 7 Haziran'ının davasını güdüyor. 7 Haziran'da 400 demiştim, 1 Kasım'da 550 dedim. Türkiye'nin geleceği için güçlü bir parlamento yapısının oluşmasını temenni etmem bu zatı niye bu kadar rahatsız etti acaba ben bunu anlamıyorum. Mesele başka. Aslında bu zatın asıl karın ağrısını ortaya dökerim ama ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum. Türkiye'nin bunca meselesi varken bu namus ve şeref fukaraları için vakit harcamak bana zul geliyor. Teröristleri savunan birisi de bu değil mi? Hangi namus hangi şereften bahsediyorsun sen. Bürokrat olmuş, başına getirildiği kurumu batırmış. SSK'yı batıran bu adam değil mi? İlacımızı alamıyorduk. Siyasetçi olmuş, başında bulunduğu partinin girdiği tüm seçimleri kaybetmesine yol açmış, partisini batırmış. Ana muhalefeti temsil etme şerefini elde etmiş. Ülkenin geleceği için tek bir hayırlı sözü, projesi, hizmeti vaki değil. Bıraksanız memleketi batıracak. Yani neresinden tutsanız elinizde kalan bir zavallı. Bunun herhangi bir eseri olmadığı için akıl derecesini ölçemiyoruz. Hatta akıl sağlığının olup olmadığını da bilmiyoruz. İnsan mücadele ederken kendi sıkletine uygun biri çıksın, mücadele etsin der ya, bunun sıkleti de ölçülemiyor. Yaptığınız her hamlenin enerji kaybı olduğu, teneke gürültüsü kabilinden boş konuşmanın dışında bir varlık gösteremeyen herhangi bir vasfı olmayan birisine ne diyeyim." CİHAN