Hollandalı AP milletvekili Kati Piri, AB liderlerinin mülteciler konusundaki endişelerini anladığını ancak yine de Türkiye’ye demokratik insan hakları değerlerine dönmesi yönünde baskı yapmaları gerektiğini söyledi.

TR 724'ten Basri Doğan'a konuşan Piri'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Malumunuz ben 5 yıl Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye raportörü olarak görev yaptım. O günden bugüne Türkiye'de insan hakları her geçen gün daha da kötüye gitmeye başladı. Çok uzun bir süre bekledik. 'Düzelebilir mi acaba' dedik. Maalesef düzelme sinyalleri AKP rejiminden göremedik. Bu işlerin olamayacağını anladık. Bu arada mülteci sorunu vesaire gibi durumlar ortaya çıktı. Bunun yanında Türkiye iki seçim atlattı. Bu seçimlerde AKP’nin eskiye oranla bu iki seçimlerde ciddi oy kayıplarına uğradı. Umarım Avrupa Birliği Türkiye’ye insan hakları ihlalleri konusunda baskı yapar. Böylelikle Türkiye’deki bu baskıcı tutuma hem seçmenler hem de AB bir an önce son verdirirler.

Ne yazık ki Türkiye parlamentosunda ki bu yaşanılanlara ilk defa şahit olmuyoruz. HDP milletvekillerine yönelik bu baskıda ilk defa olmuyor. HDP’den önceki partinin milletvekilleri polis zoru ile sürüklenerek meclisten atılmıştı. HDP Başkanı Demirtaş hala tutuklu. Diğer taraftan Türkiye Parlamentosunda milletvekilliği haksız bir şekilde düşürülen Sayın Gergerlioğlu'na yönelik yapılanları tasvip etmiyorum. Özellikle polisin evinden Gergerlioğlunu alırken, yaptıkları itmeleri ve çekiştirmeleri daha doğrusu yaptıkları baskıyı da çok korkunç buluyorum. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Avrupa Birliğine aday üyeliği çabasında olan Türkiye’nin insan haklarına uyacaklarına dair AB sözleşmeleri net bir şekilde dile getirmelerine rağmen uymamaları kabul edilemez bir durumdur. Ben şu anda Hollanda Temsilciler Meclisi’ne İşçi Partisi Dışişlerinden sorumlu bir milletvekili olarak, bir soru önergesi vereceğim. Hollanda hükümetinin bu konuda Türkiye’ye baskı yapmasını isteyeceğim.

Avrupa Birliği liderleri Türkiye ile Doğu Akdeniz’den gelebilecek mülteciler ile bir anlaşma içerisindeler. Bu durumu evet anlıyorum. Lakin Avrupa Birliği liderlerinin elinde bu konu ile ilgili pozitif ajandalarının olduğunu düşünmüyorum. Öncelikli olarak AB’nin Türkiye’nin demokratik insan hakları değerlerine dönmesi yönünde baskı yapması lazım. Erdoğan sadece AB’ye söz ve lafta insan hakları ve demokratikleşme konusunda 'tamam' diyor. Lakin uygulamada bunların hiç birisini gerçekleştirmiyor ve yapmıyor. Bu açıdan Erdoğan’ının bu söylemlerini oldukça çelişkili ve tutarsız buluyorum. Diğer taraftan Avrupa Birliği Türkiye ile yeni ekonomik anlaşmalar yapmalar imza peşinde koşarlar iken, Türkiye’de demokrasi ve insan hakları ihlalleri artarak devam ediyor. Bu konuda AB’nin somut bir çaba içerisinde olmasını bekliyoruz.”