Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör operasyonlarına ilişkin bildiri yayınlayan bazı aydınlara tepki göstererek, "Bu aydın müsveddeleri ne yazık ki kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız, karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler ne Güneydoğu'yu, ne Doğu'yu buraların adresini bilemeyecek kadar karanlıksınız ve cahilsiniz." dedi.
Erdoğan, 8. Büyükelçiler Konferansı'na katılan büyükelçilerle Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki öğle yemeğinde bir araya geldi.
Erdoğan, "Dünyanın pek çok ülkesinde terör örgütleri konusunda ikircikli bir tavır otaya konduğunu görüyoruz, biliyoruz. Bunlar sizler tarafından da yakından takip edilen, bilinen konular. Buna rağmen bölücü terör örgütünün gerçek yüzünü göstererek söz konusu ülkelerin kamuoylarına hakikati anlatmaktan bizi alıkoyacak bir şey yoktur. Bu konuda sizler elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız, her şeyimizsiniz. Tabi bu çerçevede ülkemizde ortaya çıkan zorlukların da farkındayız. Kendilerine güya akademisyen ve araştırmacı unvanı yakıştırmış bir güruh çıkıyor. Terör örgütünün eylemlerine karşı vatandaşlarını ve topraklarını savunan devletimize dil uzatıyor. Neymiş efendim; hak ve özgürlükler ihlal ediliyormuş. Evet, terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor. Ama bu ihlali yapan devlet değil, terör örgütünün ta kendisidir. Sokakları kazıp, hendeklerle kapatan terör örgütüdür." ifadelerini kullandı.
"AYDIN MÜSVEDDELERİ"
"Tüm bu gerçeklere rağmen kendilerine akademisyen diyen güruh bildiri yayınlayıp devleti suçluyor." diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Sadece bununla da kalmıyor, gelişmeleri takip etmek üzere yabancıları ülkemize davet ediyorlar. Bunun adı müstemleke zihniyetidir, mandacılıktır. Türkiye bu zihniyetin ihaneti ile 100 yıl önce de karşılaştı. O zaman da bu ülkeyi ancak yabancıların düzeltebileceğine inanan ve kendilerine yine aydın diyen mandacı bir güruh vardı."
"Bugün de çoğu maaşını devletten alan, cebinde bu devletin kimliğini, pasaportunu taşıyan, Türkiye ortalamasının oldukça üzerine bir refah seviyesine sahip sözde aydınların ihaneti ile karşı karşıyayız." diyen Erdoğan, Türkiye'ye ve dünyaya bir mesaj vermek istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin, Kürt vatandaşları ile hiçbir sorunu yoktur, yani Türkiye'de Kürt sorunu diye mesele yoktur. Sıkıntıları kendileri ile çözeriz. Bugün Türkiye'nin sorunu, terör sorunudur. Kürt sorunu değildir, kendimizi aldatmayalım. Ama bu aydın müsveddeleri ne yazık ki kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız, karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler ne Güneydoğu'yu, ne Doğu'yu buraların adresini bilemeyecek kadar karanlıksınız ve cahilsiniz. Ama oraları bizler kendi evimizin yolu gibi biliriz."
Erdoğan, "Hiçbirisi Yasin Börü'yü konuşmuyor. Üçüncü kattan aşağı atmak suretiyle ondan sonra da üzerine arabayla geçmek suretiyle onu maalesef şehit ettiler. 6-7-8 Ekim olaylarının faili kim? Orada 50 kişinin ölümüne sebep olan kim? Neredeydiniz sözde aydınlar? Sesiniz çıktı mı, bunu lanetlediniz mi? Sözde akademisyenler bildirisine imza atan isimleri bizde, ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum. Sizden de bu konuda özellikle bir gayret istiyorum." şeklinde konuştu.
YABANCI AKADEMİSYENLERE DAVET
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu şekilde düşünen yabancı akademisyenlere benim bir teklifim var: Kendilerini Türkiye'ye davet ediyorum. Buyursunlar, Türkiye'ye gelsinler. Öyle kuru kuruya imza atmakla olmaz. Gel Türkiye'ye, A'dan Z'ye bütün bu bölgelerde ne oluyor, ne bitiyor biz kendilerine anlatmaya hazırız. Türkiye'deki sorunun devlet tarafından, hukukun çiğnenmesi mi yoksa terör örgütünün vatandaşların hak ve özgürlüklerini gasp etmesi mi olduğunu gelsinler kendi gözleri ile bizzat görsünler. Mesela ABD Büyükelçimiz Türkiye'nin operasyonlarıyla ilgili açıklama yapan Chomsky'i davet etsin, kendisini bölgede misafir edelim. Gerçekleri bu akademisyen sıfatlı 5. kol elemanları aracılığı ile değil, kendi gözleriyle görsün. Diğer ülkelerdeki bu şekilde düşünen gönlü ve zihni açık akademisyenleri de çağıralım. Bölgeyi gezdirelim. Dünya kamuoyuna gerçekleri bu şekilde doğru ve ciddi şekilde aktarabileceğimize inanıyorum. Türkiye açısından terör meselesi ortadan konuşulacak, ortadan yürünecek bir mesele değildir."
"BUNLARIN HALERİNİ BİLMESİ LAZIM"
Erdoğan, "Bu konuda ya devletin yanında olursunuz ya da teröristin ve terör örgütünün yanında olursunuz. Güvenlik güçlerimizin bölgede yürüttüğü operasyonlar her şeyden önce Kürt kardeşlerimizin hayatlarını ve geleceğini güvence altına almaya yöneliktir. Ne bölücü terör örgütü ne onun güdümündeki siyasi parti, ne aynı çizgide bulunan sözde sivil toplum kuruluşları ne de işte kendilerine akademisyenler diyen güruh denen kesimler Türkiye'nin muhatabı değildir, olmayacaklardır. Muhatabımız milletimizdir. Terör örgütü mensupları neyse onların ağzıyla konuşan öyledir. Türkiye, terör örgütü çökertilinceye kadar mücadele devam edecektir. Bizim bu sözde akademisyenlerden izin alacak halimiz yok. Bunu herkesin çok iyi bilmesi lazım. Bunların haddini de bilmesi lazım. Biz 78 milyonun can ve mal güvenliğini korumakla mesuldür." ifadelerini kullandı.
DEVLET KURUMLARINA UYARI
Erdoğan, şunları vurguladı: "Buradan ilgili tüm kurumlarımıza çağrıda bulunuyorum: Bu devletin ekmeğini yiyip de bu devlete düşmanlık eden herkes hiç vakit kaybetmeksizin en kısa sürede hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır. Hiçbir kurumumuzda ülkesinin bütünlüğüne, milletinin birliğine karşı tavır içinde olan kamu çalışanı olamaz. Böyle bir duruma müsaade edemeyiz. Tüm ilgili kurumlarımızı bu konuda hassas olmaya ve görevlerini yerine getirmeye davet ediyorum." CİHAN