Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti ve Tekirdağ’da 2 yaşındaki Sıla bebeğin cinsel istismara maruz bırakılmasının ardından TBMM'de daha önce çocuk istismarı ve çocuk ölümleriyle ilgili kurulan komisyonların raporları tekrar akıllara geldi. Diyarbakır ve Tekirdağ'daki olaylarda olduğu gibi bu raporlarda da en öne çıkan tedbirsizlik, ailenin mutlak kutsal kabul edilmesi sebebiyle, olası şiddetin gözardı edilmesi ve soruşturmada vakit kaybedilmesi oldu. Bu uyarı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuyla ilgili "Aile kurumunu hedef alıyorlar" sözleriyle çelişmesiyle dikkat çekti.
Cumhuriyet'in haberine göre; Giresun’da 11 yaşındaki Rabia Naz’ın ölümünün ardından Meclis’te kurulan araştırma komisyonu Temmuz 2020’de raporunu kamuoyu ile paylaştı. Raporda, olay yeri inceleme ekibi bulunmayan ilçelerde olaylara müdahalede yaşanan zaman kaybı nedeniyle delillerin kaybolması veya bulunan delillerin niteliğinin değişmesi gibi sorunların yaşandığı aktarıldı. Raporun muhalefet şerhinde “Aile içinde yaşanabilecek şiddetin gözardı edilmesi, ailenin mutlak bir kutsal ve ideal yapı olarak görülmesi, çocukların da şiddet riskinden korunamaması sonucunu doğurmaktadır” gibi uyarıların yer aldığı görüldü.
Karaman’da Ensar ve KAİMDER üzerinden gündeme gelen öğrenci yurtlarındaki cinsel istismar olayı sonrası kurulan çocuk istismarıyla ilgili araştırma komisyonu da Kasım 2016’da hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Bugün adalet bakanı olan Yılmaz Tunç’un başkanlığı yaptığı komisyonun raporunda ulusal bir çocuk politikası geliştirilmesi gerektiği belirtildi.