Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hendek kazılması ve sokağa çıkma olaylarından sonra bölgedeki gerilimin arttığını ifade ederek, "Bıçak kemiğe fazlasıyla dayandı. Şu anda yargılanıyorlar. Tabii bu yargılananların sayısı artacak" dedi. Siyasi partilerin kapanmasına prensip olarak karşı olduğunu ancak siyasetçilerin dokunulmazlık zırhının arkasına saklanamayacağını ifade eden Erdoğan, "Milletin kendisine hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları konusunda da, meclis üyeleri konusunda da İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum." diye konuştu. Erdoğan, Suudi Arabistan'daki idamları ise 'bir iç hukuk meselesi' olarak gördüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18. Muhtarlar Toplantısı'nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 2015 yılının zor geçtiğini ifade eden Erdoğan, Güneydoğu Bölgesi'nde operasyonların uzamasının nedenini, güvenlik güçlerinin sivillere yönelik zarar dokunmama gayreti olduğunu söyledi. Dünkü Türkiye'nin yavaşlatılmasının kolay olduğunu, ancak bugünkü Türkiye'nin çok daha dirayetli olduğunu belirten Erdoğan, "Birisi kalkar Moskova'ya gider. Nasihat alır, döner. Ona çok yardımcı yapacaklarmış, onun arkasında ona güç veren terör örgütüne silah yardımı yapacaklarmış. Ne yaparlarsa yapsınlar. Ne diyor ilahi emirde? Allah bize yeter, o ne güzel bir vekildir." diye konuştu.
Geçen yıl 3 bin 100'ü aşkın teröristin etkisiz hale getirildiğini kaydeden Erdoğan, bölücü terör örgütünün tümüyle etkisiz hale getirilmesinin şart olduğunu ifade ederek, "Maalesef hendek kazan teröristleri arkadaşı olarak gören, terör örgütünün eylemlerine billboard ilanları ile destek veren bir ana muhalefetimiz var. Meclis kürsüsünde dizi repliklerinden güvenlik güçlerimizi de töhmet altında bırakacak muğlak alıntılar yapan mektuplar okunarak terör karşısında dik duruş sergilenemez. Terör örgütünün ya yanında olursunuz, ya da karşısında olursunuz. Bu işin ortası asla olamaz." diye konuştu.
'YATIP KALKIP KÜRT SORUNU DA KÜRT SORUNU..BUNU YUTTURAMAZSINIZ'
Evleri yakılan ve yıkılan insanların da Kürt olduğunu belirten Erdoğan, "Bu oyun 1000 yıllık hesaplaşmanın yeni bir tezahüründen başka bir şey değildir. Terör örgütü de, sırtını ona dayayan parti de, bölgede hesabı ve çıkarı olan güçlerin oyuncağı haline dönüşmüş birer kukladan ibarettir. Türkiye'de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır. Bunu böyle bilmemiz lazım. Kimse bunu bize yutturmaya kalkmasın. Türkiye'de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır. Türkiye'de tüm etnik unsurların hepsinin kendine has sorunları vardır. Biz bu sorunları gidermeye çalışmışızdır. Ama Türkiye'de yatıp kalkıp Kürt sorunu da Kürt sorunu.. Bunu yutturamazsınız. Biz bunu 2005'de Diyarbakır konuşmamda kapattık." dedi.
'ÇOK DAHA KARARLI BİR DURUŞ SERGİLEMENİN ZAMANI GELMİŞTİR'
Demokrasi ile terörün yan yana olamayacağının altını çizen Erdoğan şöylekonuştu: "Bizim gözümüzde hendeği kazanla hendeği savunanın, bombayı koyanla bombayı savunanın, silahın kabzasını tutanla onu savunanın hiçbir farkı yoktur. Türkiyelileşmek iddiası ile yola çıkıp varlıklarını hendeklere endeksleyenlerin, Kandil'in şamar oğlanına dönenlerin durumunu hep birlikte ibretle takip ediyoruz. Siyasetin imkanlarını siyaseti imha etmek için, daha önemlisi kendi ülkesine saldırmak için kullananlara karşı çok daha kararlı bir duruş sergilemenin zamanı gelmiştir."
'BIÇAK KEMİĞE FAZLASIYLA DAYANDI, YARGILANANLARIN SAYISI ARTACAK'
Türkiye'nin gereğinden fazla müsamahakâr bir ülke olduğunu savunan Erdoğan, "Bıçak kemiğe fazlasıyla dayandı. Şu anda yargılanıyorlar. Tabii bu yargılananların hem sayısı artacak hem de arazide işte görüyorsunuz dağ, taş demeden silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, geçici köy korucularımız hepsi şuanda bir mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyorlar." dedi.
'İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE YARGININ HAREKETE GEÇMESİ GEREKİYOR VE GEÇTİKLERİNİ BİLİYORUM'
Erdoğan, şöyle devam etti: "Prensip olarak ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Gereksiz görüyorum. Hiç düşünmeye bile gerek yok. Ancak, herhangi bir siyasetçinin yaptığı suç ve hatanın bedelini kurumsal olarak partisi değil şahıs olarak kendisi ödemelidir. Bu genel başkan da olabilir, milletvekili de olabilir, belediye başkanı da olabilir, meclis üyesi de olabilir. Milletvekili sıfatı, belediye başkanı ünvanı, parti yöneticisi pozisyonu hiç kimseyi şayet terör örgütünün yanında saf tutmuşsa hukuk önünde hesap vermekten kurtaramaz, kurtarmamalıdır. Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis'in ve yargının harekete geçmesi şarttır, diye düşünüyorum. Aynı şekilde milletin kendisine hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları konusunda da, meclis üyeleri konusunda da İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum."
'ÜNİVERSİTELERDE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YANINDA YER ALANLARIN SÜRATLE AYIKLANMALI'
Erdoğan, "Üniversiteler, hastaneler, okullar başta olmak üzere kamu kurumları içinde görev yapanlardan terör örgütünün yanında yer alanların da süratle ayıklanmasına ihtiyaç vardır. Kimse ama kimse bu devletin ekmeğini yiyip de bu devlete kılıç çalamaz." dedi.
'DAHA BİSMİLLAH DEMEDEN DAYATILAN ÖN ŞARTLAR YENİ ANAYASANIN İNŞASINI ZORLAŞTIRIYOR'
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Erdoğan, "Daha bismillah demeden dayatılan ön şartlar milletimizin arzu ettiği Türkiye'nin yaşadığı değişimi kucaklayacak, önünü açacak bir anayasanın inşasını zorlaştırıyor. Referansımız mevcut anayasa ise niçin yeni anayasa peşinde koşuyoruz?" diye sordu. Başbakan Davutoğlu'nun bu yöndeki çabalarını desteklediğini ifade eden Erdoğan, muhalefet liderlerine yönelik ziyaretlerin toplumsal mutabakatın sağlanma adımları olduğu söyledi. Milletin de kanaatinin alınmasının şart olduğunu kaydeden Erdoğan, vekiller ile değil kararın milletin aslı ile alınmasının arzu ettiğini belirtti.
'MUHALEFET PARTİLERİ KENDİ GEÇMİŞLERİYLE ÇELİŞİYOR'
Erdoğan, "Yeni anayasa çalışmaları kapsamında üzerinde durulması gereken hususlardan biri de başkanlık sistemidir. Açıkçası muhalefet partilerin bu konuda kendi geçmişleriyle çelişen tutumlarını anlamakta zorlanıyorum. Tutarlı bir politika ortaya koymak yerine sadece 'ötekiler ak diyorsa ben kara diyeyim' diye bir anlayışla yürütülen siyaset kimseyi başarıya götürmez." dedi. Başkanlık sistemin ülke tarihinde adı farklı olsa da var olan bir yönetim tarzı olduğunu savunan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Hitler benzetmesinin çarpıtıldığını ve bundan dolayı şahsına hücum ettiklerini savundu.
'ARI GİBİ ONDAN DA, ONDAN DA, HEPSİNDEN TOPLARIZ'
"Türkiye'nin kendi yönetim sistemini, kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeye ihtiyacı vardır. Ben, Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir başkanlık dedim, başladılar saldırmaya. Yav, bunlar kendi ülkelerinin markasını da istemiyorlar." diyen Erdoğan, "Yav, mecbur muyuz illa Amerikan sistemi, Fransız sistemi söylemeye? Biz hepsinden alırız, adeta bir arı gibi ondan da, ondan da, hepsinden toplarız. Balımızı yapar milletimize sunarız. Olay bu kadar basit." dedi.
SUUDİ ARABİSTAN'DAKİ İDAM İÇİN: BANA GÖRE BİR İÇ HUKUK MESELESİDİR
Suudi Arabistan'daki idamlardan sonra İran'la gerilen ilişkilerden de söz eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Atılmış bir adım vardır. 47 kişi idama mahkum edilmiştir. Türkiye'de bir idam müessesi yok. Doğrudur veya yanlıştır, ayrı bir mesele. Ama, Suudi Arabistan'da bu müessese var. İran'da da bu müessese var. Amerika'da var, Rusya'da var, Çin'de var. Buralarda hala idam çalışıyor. Buralarda yapılan idamlar noktasında ses soluk çıkmıyor. Ama şu anda Suudi Arabistan'da atılan bir iç hukuk meselesidir bana göre. Almıştır böyle bir kararı. Bunların 46'sı Sünni'dir, El Kaide ile bağlantılı oldukları için idam edilmişlerdir. Bir tanesi de Şia. Bunun kararı da daha önceden verilmiş. Bunun adımını da bu şekilde Suudi Arabistan atmıştır. Bunların kararıdır. Tasvip edip etmemek ayrı bir konu." CİHAN