TÜRKMEN TERZİ
Filistinli militan grup Hamas'ın 7 Ekim'deki İsrail saldırısı, Hamas üyelerinin yüzlerce İsrailli sivili ve çok sayıda askeri öldürmesiyle dünyayı şok etti.
Saldırının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir savaş kabinesi kurarken, ülkenin hava kuvvetleri de Hamas'ın yönettiği Gazze Şeridi'ni sürekli bombalıyor. Dünya soykırımı canlı yayından izlemeye devam ediyor.
ABD ve büyük Avrupa devletleri İsrail'in askeri operasyonlarını desteklerken, Arap dışişleri bakanları Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi için uluslararası eylem çağrısında bulunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Hamas saldırısının ardından, İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk teklifinde bulundu.
Erdoğan, İsrail’in intikam için Gazze'yi bombalamaya başlamasının hemen ardından Netanyahu hükümetinin Gazze’de soykırım yaptığını söylemekten de çekinmedi ve sivil ölümlerin artmasıyla ve en son beş yüzden fazla insanın ölümüyle sonuçlanan hastane saldırısının ardından eleştirilerinin dozunu artırıyor.
Gazze’deki savaş 12. gününde aralıksız devam ediyor. Batılı ülkeler ve medya kuruluşları, İran ve Hizbullah’ı Hamas’ın 7 Ekim operasyonuna destek vermekle suçluyorlar. Öte yandan Hamas liderlerini Türkiye’de barındıran ve destek veren Erdoğan’ı pek eleştiremediler. Hatta Erdoğan, 7 Ekim’den sonra Hamas ve İsrail arasında arabulucu role bürünerek bir barış elçisi gibi hareket etmeye başladı.
İsrail-Hamas çatışması yakında Lübnan ve İran'a da sıçrayabilir ve bundan sonra, İsrail’in komşu Arap ülkeleri ile normalleşmesini öngören İbrahim Anlaşması’nın geçerli olacağını beklemek hayal. Dün Netanyahu’ya destek ziyareti için İsrail’e giden ABD Başkanı Joe Biden'ın, Suudi-İsrail ilişkilerini başlatma umutları kısa vadede artık gerçekçi değil.
Erdoğan’ın Hamas desteğinin sebepleri arasında İbrahim Anlaşması’ndan duyduğu rahatsızlık var. İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında 15 Eylül 2020’de imzalanan Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşmesi anlaşmaları Erdoğan’ı çok rahatsız etti.
Erdoğan, geçtiğiniz Temmuz ayında Ankara’da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ile Kahire’deki görüşme öncesi bir araya geldi. Eylül ayında da New York'ta Netanyahu ile görüştü. Netanyahu, Erdoğan'ın Hamas'la yakın ilişkilerini sürdürmesinden memnun değil ama Hamas üzerinde İran nüfuzuna karşı Türk nüfuzunu tercih ettiği açık.
Türkiye uzun süredir Hamas üzerinde ılımlı bir rol oynadığını iddia ediyordu, ancak 7 Ekim saldırısı, Hamas'ın operasyonlarının İŞİD gibi radikal örgütlerinkinden daha az şiddet içermediğini gösteriyor. İsrail, Erdoğan'ın arabuluculuk çağrısını samimi bulmuyor ve komşusu Mısır’ın arabulucuğunu, son derece Hamas yanlısı olan AKP iktidarına tercih ediyor.
Erdoğan, 2009 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nda Gazze konulu bir panelde, İsrail'in o zamanki Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile sert tartışmasının ardından Davos’u terk ettiği günden beri Müslüman halklar ülkeler arasında popüler ve Filistin davasının sadık bir destekçisi olarak görülmek istiyor.
Erdoğan ve iktidardaki AKP üyeleri Filistin'e destek sözü vermeye devam ediyor ve İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmesinin Filistin davasına zarar vereceğini söyleyerek İbrahim Anlaşması'nı hoş karşılamıyor.
Ayrıca Türkiye, İsrail'in bölgede ekonomik olarak Türkiye ile rekabet eden bir ülke olan BAE ile ekonomik, siyasi ve askeri işbirliğinden de endişe duyuyor. Çünkü İbrahim Anlaşması BAE'ye Akdeniz'de yer edinme fırsatı verecek.
O dönemde Erdoğan, BAE’yi İsrail ile yaptığı normalleşme anlaşması nedeniyle diplomatik ilişkileri kesmekle tehdit etmiş, Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise anlaşmayı F olarak nitelendirmişti.
2020 Ağustos ayında, İbrahim Anlaşması döneminde, Erdoğan ve dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan, Hamas lideri İsmail Haniye ve ABD Hazinesi tarafından Özel Olarak Tanımlanmış Küresel Terörist olarak sınıflandırılan yardımcısı Salih el-Aruri'yi İstanbul'da kabul etmişti. ABD, Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugaylarının kurucularından biri olan ve Ekim 2017’de Hamas Siyasi Bürosu başkan yardımcılığına seçilen Salih el-Aruri’yi ihbar edene 5 milyon Dolara kadar ödül koydu. ABD yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 Ağustos'ta Hamas heyetini İstanbul'da ağırlamasına şiddetle karşı çıkıyoruz" şeklinde sert bir açıklama yapmıştı.
O dönemde İsrailli diplomatlar, Türkiye'yi 12 üst düzey Hamas liderine vatandaşlık verdiği için eleştirdi ve İngiliz The Telegraph gazetesi, Türkiye'nin, dünya genelindeki İsrail vatandaşlarına yönelik saldırılar planlamak için İstanbul'da daha fazla özgürlüğe sahip olacak Hamas görevlilerine vatandaşlık verdiğini yazdı.
İsrail'in, 2017 Irak Kürdistanı referandumunda Kürt bağımsızlığına verdiği destek ve İsrail'in Doğu Akdeniz gaz rezervleri konusunda Akdeniz ülkeleri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan ve Mısır ile artan ekonomik işbirliği Ankara hükümetini kızdırıyor.
Ankara, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararına da şiddetle karşı çıkmıştı. ABD’nin Kudüs kararı, Filistinlilerin kitlesel protestolarına neden oldu ve Gazze'de yüksek ölü sayısıyla sonuçlandı. Türkiye, Trump yönetiminin kararını ve İsrail'in onlarca Filistinliyi öldürmesini resmi olarak protesto etmek amacıyla Mayıs 2018'de ABD ve İsrail büyükelçilerini geri çağırdı. Aynı ay İsrail'in Türkiye büyükelçisini de sınır dışı etti. Dört yıl aradan sonra Türkiye, geçen yılın Kasım ayında İsrail'deki büyükelçisini yeniden atadı; İsrail de Türkiye’nin ardından Ankara'ya yeni bir elçi atadı.
İsrail'le yaşanan tüm siyasi ve güvenlik krizlerine rağmen Erdoğan'ın AKP'si İsrail ile güçlü ticari bağlarını sürdürdü.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, geçen yıl Ekim ayında Türkiye'yi ziyaret ederek iki ülke arasında çok sayıda savunma anlaşması imzalanmıştı.
Ama öte yandan, Türkiye'nin “ilk yerli uluslararası askeri danışmanlık şirketi SADAT” Hamas'a silah sağlıyor.
SADAT'ın kurucusu eski general Adnan Tanrıverdi, 1990'lı yıllarda radikal İslamcı eğilimleri nedeniyle Türk ordusundan ihraç edimişti. Tanrıverdi, 15 Temmuz’daki gizli görevlerinin ardından ise Erdoğan'ın baş askeri danışmanlığı görevine getirilmişti. 2018'de İsrail istihbaratı Şin Bet, SADAT'ı Hamas'ı silahlandırmakla suçladı.
Erdoğan şu anda Hamas liderlerini Türkiye'de ağırlıyor. Netanyahu ise, Hamas'ın İsrail’deki katliamının ardından Ortadoğu haritasının değişeceği tehdidinde bulunuyor. Erdoğan'ın İslamcı AKP'si Hamas'la bağlarını daha da güçlendirmekte kararlı. Türkiye şu anda Suriye'nin kuzeyinin büyük bir bölümünü kontrol ediyor ve bölgedeki çatışmanın Suriye sınırından Türkiye'ye yayılmasından korkuyor. Hamas diğer cihatçı örgütler gibi AKP için kullanışlı bir silahlı grup. Aynı zamanda AKP ve Hamas, Müslüman Kardeşler ideolojisini benimsediği için birbirlerine çok yakın. Erdoğan, Hamas liderliğine ev sahipliği yaparak Müslüman ülkelerdeki popülaritesini artırmaya çalışıyor.