Erdoğan’ın Hüda-Par ile seçim ittifakı arayışı, önemli tartışmaları ve soru işaretlerini beraberinde getirdi. Siyaset kulislerinde ve medya mecralarında, “Erdoğan, Hizbullah’ı terör örgütü olarak kabul etmeyen ve Kürt sorununa dair HDP’den daha ileri talepleri olan Hüda-Par’la neden ittifak kurmak istiyor?” sorusuna cevap aranıyor. Acaba Erdoğan sadece, Hüda-Par’a oy veren 150 bin seçmeni mi hedefliyor?

Erdoğan’ın siyasi tarihin gördüğü en makyavelist ve pragmatist politikacılardan biri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Söz konusu iktidarı ve saltanatı ise gerisi teferruattır onun için. Bu yüzden, değil Hüda-Par ile, domuz bağlı cinayetlerin, mezar evlerin, diri diri gömmelerin faili ve Gaffar Okkan, İzzettin Yıldırım ve de Konca Kuriş gibi birçok insanın katili Hizbullah’la da ittifak etmekten çekinmez.

Etrafında kümelenen güruha baktığınızda, Erdoğan’ın makyavelist ve pragmatist karakterinin resmini görürsünüz. Doğu Perinçek, Devlet Bahçeli, Mehmet Ağar, Süleyman Soylu, Abdullah Öcalan’ın mektupları, onun kardeşi Osman Öcalan, Mustafa Destici, Cumhuriyet Gazetesi’ni teslim ettiği İnan Kıraç, Tansu Çiller, Sezgin Baran Korkmaz, Alaaddin Çakıcı, Kürşat Yılmaz, Mehmet Ali Ağca, Sinan Ateş’in katilleri, irili ufaklı mafya babaları, uyuşturucu baronları, millete küfreden Mehmet Cengiz ve beşli çete, bahşişçi Reza Zarrab, Kuran’la alay eden Egemen Bağış vesaire; hepsi Erdoğan’ın müttefiki olarak bu resmin içinde.

Bunların yanına bir de Hüda-Par eklenmiş, çok mu? Erdoğan’ın tüm bu şahıslarla ittifak etmesini sindiren seçmen kitlesi, Hüda-Par’dan mı rahatsız olacak? Belki bir kaç mırın kırın olur ancak ciddi bir defansla karşılaşmaz Erdoğan. Hüda-Par ile ittifak yaparken, kitlesindeki bu sessizliği elbetteki hesap etmiştir. 

Fakat yine de zahiren mantığı çok güçlü görünmüyor bu hamlenin. MHP’den ve AKP’deki milliyetçi ve merkez sağ kitlelerden itirazlar gelebileceği gibi, HDP ile temas kurmaktan korkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın da eline önemli bir koz vermiş oldu AKP lideri. Nitekim muhalif mecralarda günlerdir Erdoğan’ın aslında Hizbullah ile ittifak yaptığı teması işleniyor, Hüda-Par’ın programındaki Kürt sorununa dair talepler ve genel başkanı Zekeriya Yapıcı’nın açıklamaları gündeme getiriliyor. 

Erdoğan ve müttefikleri bu saatten sonra, Millet İttifakı’nı HDP üzerinden terörle işbirliği yapmakla suçlayamaz. Suçlasa da hemen Hüda-Par hatırlatmasına muhatap olmak zorunda kalır. Kemal Kılıçdaroğlu’nu vurmak için kullandığı en etkili silahından ve o silahın etki gücünden mühim bir ölçüde vazgeçmiş oldu Erdoğan.

Peki neden? Sadece her halükarda kendisine gelecek olan 150 bin oy için mi? O oylar zaten kendisine gelecekken neden güçlü bir silahından vazgeçmeyi ve itirazları göze almış olabilir? 

Erdoğan 150 bin oy için bunca bedeli sineye çekmez. Daha büyük bir hedefi olacağı aşikar. O hedef de elbette seçmenin oyundan başka bir şey değil?

Kürtler arasında hem HDP’ye hem de MHP’ye soğuk bakan büyük bir kitle var. Kabataslak Kürtlerin yüzde 60 HDP’ye, yüzde 25-30 civarının da da AKP’ye oy verdiği belirtiliyor. Arada kalan yüzde 10-15 civarında bir seçmen grubunun olduğu görülüyor. Bu grup, MHP’ye ve dolayısıyla Erdoğan’ın Bahçeli’yle ittifak yapmasına çok soğuk baktığı gibi, AKP’ye oy veren seçmenler arasında da MHP’yle ittifaka dair ciddi rahatsızlığın olduğu aşikar.

Erdoğan, Hüda-Par ile zımni ittifakını alenileştirerek ve resmiyete dökerek, Kürtlere “Benim Kürtlükle ve Kürtlerin değerleriyle, talepleriyle bir sorunum yok. Benim meselem sadece PKK ile!” mesajı veriyor. Hüda-Par’ın İslamcı kesimlerde revaç bulan talepleri sayesinde de seçmen kitlesindeki İslamcılara ve dindar Kürtlere bir sinyal daha vermiş oluyor. 

Erdoğan, MHP ile yaptığı ittifaktan duyulan rahatsızlığı, Kürtlük ve İslamilik söylemleri çok güçlü olan Hüda-Par ile işbirliği yaparak dindirmek istiyor olabilir. AKP’ye oy veren dindar Kürtlerden önemli bir kısmının DEVA Partisi’ne yöneldiğini hatırlamakta fayda var. 

Hüda-Par ile ittifakın düşünülmeden atılmış hesapsız bir adım olduğunu sanmak bence büyük hata olur. Erdoğan’ın, Devlet Bahçeli’ye Hüda-Par’la yapacağı ittifakı anlatırken hangi argümanları kullandığını bilmiyoruz. Lakin, az önce bahsettiğim hususların söz konusu olma ihtimali yüksek. 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakı’nın, Erdoğan’ın Hüda-Par ile yaptığı ittifakı değerlendirirken, bu ihtimalleri de dikkate alması ve dindar Kürtlerin hassasiyetlerini gözetmesi çok yerinde olur.