Bütçe hakkı da en basit ifadesiyle “Halkın, seçtiği parlamentolar aracılığı ile kamu gelir ve giderlerini belirlemesi”. Yani iktidarlara “Keyfi olarak vergi alamazsın, aldıklarını da keyfi olarak harcayamazsın, gelirini giderini seçtiği milletvekilleri aracılığıyla halka açıklamak zorundasın. Bunun denetimini de parlamento, Sayıştay aracılığı ile yapar” deniliyor.
Sayıştay, TBMM adına kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini halka hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetliyor ve hazırladığı raporları hem bilgi verme hem denetimi sağlaması için her yıl TBMM’ye sunuyor.
“Hesap yargısı” olarak da görev yapan Sayıştay, Anayasa ve ilgili mevzuatın kendisine verdiği bu görev doğrultusunda 2023 yılında yaptığı denetimlerin sonuçlarına ilişkin Genel Uygunluk Bildirimi, Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu, Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu ve kamu idarelerine ilişkin 225 adet raporu TBMM’ye gönderdi.
Raporların her yıl içeriğinin daha da sığlaştığı, çeşitli mecralarda dillendirildi. Buna karşın satır araları, kamu idarelerine yağma düzeninin hakim olduğunu, bir ölçüde de olsa gösterdi.
Raporlarda var olan tespitler üzerinden hazırlanan haberler kamuoyunda AKP iktidarları döneminde kamuya hakim olan işleyiş hakkında vergi mükelleflerinin sınırlı da olsa fikir sahibi olmasını sağladı. “Var olan tespitler” dedik, ama esas merak edilen var olmayanlardı. Büyük bölümü aslında denetçiler tarafından tespit edilen ancak oluşturulan ara mekanizmalar sayesinde raporlara yansımasının engellendiğinin görüldüğü tespitler hep merak edildi.
Bunların en önemlilerden biri de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sonuncusu 2023 yılında verilen yetki çerçevesinde aktardığı ödeneklerin adresi ve tutarları idi. Bu yetkinin Anayasa’ya aykırı olduğu, bütçe hakkını Saray’ın devraldığı tartışmalarının o dönemde yapıldığını hatırlatalım. TBMM’nin bütçe ile iktidara verdiği harcama yetkisinin nasıl kullanıldığını denetlemesi bütçe hakkının gereği. TBMM bu denetim hakkını, merkezi yönetim kesin hesap kanunu teklifi ve Sayıştay’ın hazırladığı genel uygunluk bildirimini esas alarak kullanır. Sayıştay, yasa gereğince kesin hesap kanun teklifinin TBMM’ye sunulmasından itibaren 75 gün içerisinde, o yıla ilişkin genel uygunluk bildirimini TBMM Başkanlığı’na sunmak zorunda.
Ancak görevi, kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini, TBMM adına denetleyip sonuçları hakkında “doğru, yeterli, zamanlı bilgi ve raporlar sunmak” zorunda olan Sayıştay’ın hazırlayıp sunduğu 2023 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi, 2023 Yılı Kesin Hesabını açıklamaktan ve şeffaflıktan uzak. Genel uygunluk bildiriminde bütçedeki ödenek artışlarının dayanağı gösterilmediği gibi artan bu ödeneklerin nerelerde harcandığı da açıklanmadı.
2023 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi, 2023 yılı bütçe ödeneklerinin kaynağını tam olarak açıklamıyor.
Sayıştay, konuyla ilgili bilgi verilirken Merkezi Yönetim Bütçesi Başlangıç Ödenekleri Toplamı, 4 trilyon 808 milyar 276 milyon 645 bin lira, yıl sonu ödenekleri toplamı ise 7 trilyon 290 milyar 788 milyon 49 bin 519,82 lira olarak gösteriliyor. Başlangıç ve yıl sonu ödenekleri arasında 2 trilyon 482 milyar 520 milyon 404 bin 519,82 liralık fark bulunuyor. 2023 tarihli yasanın verdiği yetki ile bütçeye 1 trilyon 164 milyar 520 milyon 140 bin lira ödenek eklenmiş. Bu bilgi ve ek bütçeyle verilen ödeneklerin program ve kuruluş bazında nerelere eklendiği genel uygunluk bildiriminde açıklanıyor.
Başlangıç ödenekleri ve ek bütçeyle eklenen ödeneklerin toplamıyla yıl sonu ödenek toplamı arasında 1 trilyon 318 milyar 264 bin 519,82 liralık fark bulunuyor. Genel uygunluk bildiriminde bu farkın nereden kaynaklandığı açıklanmıyor.
Bu farkın büyük bir kısmının Cumhurbaşkanı’na bütçeye ödenek ekleme yetkisi verilmesinden kaynaklandığını tahmin etmek zor değil. Bu maddeyle verilen yetkiyi Cumhurbaşkanının nasıl kullandığı, hangi tertiplere ne kadar ödenek eklendiğiyle ilgili olarak genel uygunluk bildiriminde hiçbir açıklamaya yer verilmiyor. Kanun görüşmeleri sırasında TBMM’ye sunulan etki analizinde Cumhurbaşkanının bütçeye 794,1 milyar lira eklemesinin öngörüldüğü açıklanmıştı.
Sayıştay’ın bu maddenin uygulanmasıyla ilgili olanak genel uygunluk bildiriminde herhangi bir bilgiye yer vermemesi, Cumhurbaşkanının, yetkisini aşıp aşmadığı, maddeyle ödenek ekleme yetkisi verilmeyen kalemlere de ödenek ekleyip eklemediği sorularını yanıtsız bırakıyor.
Geçmiş yıllarda raporlarda görülen bu bilgi bu yılki raporlarda yer almadı. AKP iktidarlarının en temel özelliği olan en masum ifadesi ile keyfilikten kaynaklanan bu eksiklik CHP TBMM Grubu’nun deneyimli bürokratlarının da dikkatini çekti. CHP, TBMM Başkanlığı’na bununla ilgili bir dilekçe sundu.
“Halk adına bütçe hakkını kullanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu bilgilere vakıf olması bütçe hakkının vazgeçilmez bir gereğidir” denilen dilekçede, Erdoğan’ın deprem sonrası ilan edilen OHAL döneminde bütçe ödeneklerini yüzde 5’e kadar artırma konusunda yetki aldığı da hatırlatıldı. Cumhurbaşkanının bu yetkiyi kullanıp kullanmadığıyla ilgili olarak da genel uygunluk bildiriminde herhangi bir bilgi bulunmuyor. CHP, dilekçesinde “Cumhurbaşkanı bu yetkiyi kullanmışsa ne kadar ödenek artırıldığı, artırılan ödeneklerin, hangi tertiplere kaydedildiği, nerelerde kullanıldığının da açıklanması gerekmektedir” dedi.
Bu eksikliğin kabul edilemez olduğu vurgulanarak, şu talepte bulunuldu:
“TBMM’nin eksiksiz bir denetim yapabilmesi için Sayıştay’ın 2023 Yılı Genel Uygunluk Bildiriminde tespit ettiğimiz eksiklikleri gidermesi gerekmektedir. Bu nedenle, TBMM’ye sunulmuş bulunan 2023 Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin, Başkanlığınız tarafından Sayıştay’a iade edilip bu eksikliklerin giderilmesi, daha açık ve şeffaf bir şekilde hazırlanmasını sağlamanızı talep ediyoruz.”
Aslında tutarın büyüklüğü, nasıl kullanıldığı, nerelere aktarıldığı aşağı yukarı herkesin malumu… CHP’nin talebine de ne Sayıştay’dan ne TBMM’den yanıt gelecektir. Çünkü bu AKP’nin yönetim anlayışının, halktan çalınanların, halktan gizlenenlerin itirafı olur.