CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup gazeteciyle gündemi değerlendirdi. “Ortadoğu politikasında Türkiye, iflas noktasına gelmiştir” diyen Kılıçdaroğlu, CHP’nin tezkereye evet demesinin doğru bir politika olduğunu iddia etti.
Kılıçdaroğlu, “Türkiye gerçekten de IŞİD ile mücadele edip kendi toprağını korusa, bugün dünyada Türkiye’nin pozisyonu çok farklı olurdu” diyerek şöyle konuştu:
“IŞİD’e karşı mücadele eden, haklı gerekçe ile kendi toprağını koruyan, IŞİD’i yenilgiye uğratan, bütün Batı’nın gözünde de saygınlık kazanan bir ülke konumuna gelirdi. Büyük bir stratejik hata yapıldı. Çünkü IŞİD’i o dönem Erdoğan ve ekibi terör örgütü olarak tanımlamıyordu. Ankara’da 103 kişi hayatını kaybederken bile buna kokteyl terör örgütü dediler. IŞİD’in terörü demediler. Halbuki Süleyman Şah türbesinin verdiği çok önemli fırsat vardı, kendi toprağımız, meşruyduk, gideceğiz, toprağımızı koruyacağız, bayrağımız orada, üstelik uluslar-arası anlaşmalarla tescil edilmiş, bize ait olduğu belli. Ama biz terör örgütüne teslim ederek kaçtık. O mücadeleyi Batı, PYD’ye yaptırdı ve PYD de bütün dünyanın gözünde meşru bir organ olarak ortaya çıktı. Üzülerek söylüyorum ama Batı medyasının ve Batı’nın gördüğü tablo bu.”
‘ERDOĞAN AMERİKA’YA GİTMEMELİ’
Cumhuriyet‘in aktardığına göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ABD’ye 13 Kasım’da gerçekleştireceği ziyaret ile ilgili olarak da, “Erdoğan Amerika’ya gitmemeli. Amerika’ya ne diye gidecek? ‘Giderken mektubu yanımda götüreceğim’ diyor. Bundan daha büyük bir saçmalık olamaz. Sen oturacaksın, o mektuba milletin şanını ve şerefini koruyacak şekilde yanıt vereceksin. Diplomatik kurallara uygun ama onun hak ettiği bir cevabı vereceksin. Yani Amerika’ya mektubu iade etmek için mi gidiyorsun? Büyük bir saçmalık. Kesinlikle gitmemesi lazım” değerlendirmesini yaptı.
‘AB FONLUYOR’
CHP’nin tezkere konusundaki tavrı hakkında ise Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
Tezkereye “evet” dememiz doğru politikaydı. Biz, Saray hükümetinin bilmediği pek çok gerçeği biliyoruz. İdlib’de, Afrin’de sivil toplum örgütleri var ve bunların harcamalarının büyük bir kısmı AB tarafından fonlanıyor. Orada Suriye halkına olağanüstü güzel hizmetler götürüyorlar. Fotoğraflarını gördüm, bana bilgi verildi. Şimdi eğer askerlerimiz çekilseydi, bu hizmetlerin tamamı yok olacaktı. Biz oradaki Suriyelileri düşünmek zorundayız. Hatay Büyükşehir Belediyemiz o bölgeye düzenli içecek su götürüyor. Türk askeri çekildiği zaman ne olacak oraya? Oradaki insanlar da Türkiye’ye gelecekler. Çekilmenin Türkiye’ye maliyeti çok daha ağır olacaktır. Dolayısıyla askerlerin o bölgede kalmasının, hem bizim hem o bölgede yaşayan, özellikle kadın, çocuk, yaşlı insanlar için zorunlu olduğu gerçeğini gördük. O çerçevede kararımızı verdik.
ERDOĞAN’A TOPLU KONUT DESTEĞİ
Kılıçdaroğlu, “Gerekirse Tel Abyad ve Resulayn arasına şehir inşa ederiz” diyen Erdoğan’ın sözleri ile ilgili de, “Bugüne kadar Suriyeliler için 30 milyar dolar para harcadık” dedi. Ki bu Türkiye’deki sığınmacılar için. Suriye politikasının Türkiye’ye maliyetini şu anda arkadaşlarımız araştırıyor. Maliyetini çıkaracağız ortaya. O bölgeye kutu deniliyor. Bütün görüşmelerde de kutu olarak ifade edilmiştir. Suriyelilerin oraya ev yapılarak yerleştirilmeleri ve buradaki insanların gönüllü gitmelerini yapabilirlerse memnun oluruz. Yapsınlar. İmkânları vardır herhalde. Bunu söyleyen Erdoğan.” dedi.