İSTANBUL (CİHAN)- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeni bir dönemin başladığını belirterek, parlamenter sistemin artık bekleme odasına girmiş bulunduğunu söyledi. Erdoğan, "Şimdi önümüzde 7 Haziran'da bir seçim var. Bu seçimi yeni Türkiye yolunda yeni anayasa ve başkanlık sistemi için bir fırsata dönüştürmeliyiz." dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda yapılan 'Tokatlılar Buluşması' programına katıldı. Katılıcılara hitap eden Erdoğan, yeni anayasa ve başkanlık sistemine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türkiye'nin darbe dönemlerinde geri gittiğini ve bu süreçte milletin pek çok fırsatı kaçırdığını belirten Erdoğan şöyle dedi: "10 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı seçimi ile Cumhuriyet tarihimizin yeni bir dönemine ilk adımı attık. Artık Cumhurbaşkanını, Cumhurbaşkanımızı siz seçtiniz. Millet seçti. Parlamenter sistem artık bekleme odasına girmiş bulunuyor. Yeni Türkiye'nin ilk işareti 10 Ağustos'tu. Şimdi önümüzde 7 Haziran'da bir seçim var. Bu seçimi yeni Türkiye yolunda yeni anayasa ve başkanlık sistemi için bir fırsata dönüştürmeliyiz. Ben bu seçimde milletime sesleniyorum. Diyorum ki 400 milletvekilini vermeye hazır mıyız?
Yeni anayasa ve ardından gelecek başkanlık sistemi ile Türkiye'nin hız kazanacağını söyleyen Erdoğan, "400 vekil ile istenen, beklenen arzulanan ne gelecek? Yeni anayasa gelecek. Yeni anayasa yeni Türkiye'nin temel taşlarını oluşturuyor. Yeni anayasa ile ne gelecek? Onunla beraber de inşallah başkanlık sistemi gelecek. Bizim hıza ihtiyacımız var. Çok başlılık asla ve karar sürecini hızlandırmamız lazım. Karar sürecini ne kadar hızlandırabilirsek şunu bilin ki Türkiye nasıl ki 12 yılda 230 milyar dolardan 820 milyar dolara yükseldiyse ben diyorum ki 30 yıllık bir sürece, bunun 12 yılı geride kaldı otuz yıla bunu tamamlamamız lazım. Ama 3-4 trilyon dolarlık milli geliri de yakalamamız lazım." dedi.
Başkanlık sistemini kendisi için istemediğini söyleyen Erdoğan şöyle devam etti: "Bunu kendi adıma, herhangi bir paye peşinde olduğum için istemiyorum. Bunu, son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini, ancak bu şekilde garanti altına alabileceğimize inandığım için istiyorum. Zaten kapanmış olan darbeler ve vesayetler dönemini tamamen tarihin tozlu sayfalarına gömmek, milli iradeyi en üste çıkarmak için bunu istiyorum."
Erdoğan, 6-7 Eylül'de meydana gelen sokak olaylarına da değindi. İç Güvenlik Yasası'ndan rahatsızlık duyanlar bulunduğunu belirterek Erdoğan, "Birileri ülkemizi bölmenin gayreti içindeler. Onun için 6-7-8 Eylül olaylarını yaşadık değil mi? Bu olaylarda milletimizi sokağa dökenler, milletimizi paramparça etmek isteyenler, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası vs. Ne bekliyorlardı? Cam çerçeve, tüm kamu araçları, özel vatandaşlarımızın araçları, tüm bunlar yakılıp yıkılırken, insanlar öldürülürken ne bekliyorlardı? Bütün bu gerçekler ortadayken işte şimdi bir iç güvenlik yasası çıkıyor bundan bile rahatsızlar. Neden? İç Güvenlik Yasası bunların performansını düşürecek de onun için. Veya terör eylemlerine zemin bulamayacaklar. Onun için yeni Türkiye'ye, yeni Türkiye için de yeni anayasa ve başkanlık sistemine ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasında böcek soruşturması ile ilgili değerlendirmelerde de bulunarak şöyle dedi: "Çözüm sürecinde üstesinden gelmeye çalıştığımız mesele de aynı mücadelenin bir parçasıdır. Hatta paralel devlet yapılanması diye ifade ettiğimiz şer cephesi ile ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında verdiğimiz mücadele de aynı tarihi sürecin bir parçasıdır. Şimdi soruyorum ey imamlar niye kaçıyorsunuz.? Bunlar bizim arkasında saf tuttuğumuz imamlar değil ha. Bunlar farklı bir cins imamlar. Niye kaçıyorsunuz? Yani Başbakan'ın ofisine böcekleri yerleştirmek suretiyle kalkıp da Başbakan hangi bakanla, uluslararası hangi başbakan ile neyi konuşuyor bunu takip etmek isteyenler siz değil miydiniz? Madem dürüstsün sen emniyetin bir mensubusun. Sen Başbakan'ın yanında bir görevlisin, sen ne zamandan beri ajanlığa, casusluğa başladın. Peki niye kaçıp gidiyorsun o zaman. Nereye kaçarsanız kaçınız, sizi bulacağız. İşte Romanya'ya kaçtığınız orada yakalandınız. Dedik ya bunları inlerinden çıkaracağız. Şimdi inlerinden çıkarılıyor."
CİHAN