SAMANYOLUHABER.COM- ANALİZ
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in suikastla öldürülmesine dair soruşturma, Erdoğan’la Bahçeli’nin kanlı ve kirli ittifakını bir kez daha gözler önüne serdi. Suikast soruşturması MHP’li Ankara Başsavcıvekili Durdu Özer’e verildi.
Özer’in ilk icraatı ise katilleri Ankara dışına çıkardığı iddia edilen ve Olcay Kılavuz’un kullandığı evde yakalanan Tolgahan Demirbaş’ı serbest bırakmak oldu.
AKP Bursa il başkanını, Sinan Ateş’in ailesine gönderip suikastı işleyenlerin üzerine sonuna kadar gidileceği sözünü veren Erdoğan, Bahçeli’nin burnunu biraz sürtüp istediğini, yani “tam destek” beyanını bir kez daha alınca, aslına rücu etti.
Ciğeri kediye emanet etmenin daha makul kalacağı bir şekilde, soruşturmayı MHP yöneticileriyle fotoğrafları basına yansıyan MHP’li Başsavcıvekili Durdu Özer’e teslim etti.
Aklına, “Erdoğan’ın söz konusu görevlendirmede ne dahli olabilir ki?” şeklinde bir soru gelen safdil kalmış mıdır bilmem ama yine de cevap sadedinden ifade edeyim; şu an büyük davalarda Erdoğan’ın talimatının ve bilgisinin olmadığı hiçbir hadise yok.
2014 yılındaki HSYK seçimlerinde MHP’li ve Perinçekçi yargı mensuplarıyla yaptığı ittifakla birlikte, yargıyı tamamen kontrolü altına aldı Erdoğan.
Son yıllarda yargının muhalifleri sindirme aracı olarak kullanıldığı her hadisenin altında, Erdoğan - Bahçeli - Perinçek koalisyonunun imzası bulunuyor. Daha açık ifadesiyle, Erdoğan - Ergenekon ittifakı, Perinçek’in “siyasetin köpeği” olarak gördüğü yargıyı tepe tepe kullanıyor.
Maalesef, ülkü ocaklarıyla iç içe geçmiş uyuşturucu ve fuhuş çetesine ihale edilerek öldürülen Sinan Ateş’e yönelik suikastın soruşturmasında da bu tablo değişmedi.
Erdoğan, Bahçeli’yi grup toplantılarındaki sözlerine de yansıdığı şekliyle biraz yalvartıp soruşturmayı MHP’li başsavcıvekiline verdi. Bu saatten sonra, konjonktür değişmediği müddet, Sinan Ateş’in katillerine ve ölüm emrini verenlere ulaşmak mümkün değil.
MHP genel başkan yardımcıları Edip Semih Yalçın ve İzzet Ülvi Yönter ile Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz rahat bir nefes almıştır muhtemelen. Ancak her şey bitmiş değil. Erdoğan, tahkikatın herhangi bir aşamasında, soruşturmayı katillerin değil, adaletin lehine yürütecek bir savcıyı göreve getirebilir. O kozu şantaj ve tehdit unsuru olarak hala elinde bulunduruyor.
İlanihaye bu devran böyle gitmeyecek elbette. Türkiye’nin Erdoğan - Ergenekon Narkoterör diktasında geçirdiği bedbaht yıllarında yaşadığı tüm hukuksuzlukların, hırsızlıkların, cinayetlerin ve zulümlerin hesabını soracak namuslu ve dürüst yargı mensuplarının söz ve hüküm sahibi olacağı günler, Allah’ın inayetiyle illa ki gelecek.
O günler geldiğinde, Erdoğan son hamlesiyle katline ortak olduğu için Sinan Ateş’in yönelik suikastın ve soruşturmayı engellemesinin de hesabını verecek yargıya.