Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, isim vermeden Aydın Doğan'a sert sözlerle tepki gösterdi. Yerli ve milli tartışmasına da değinen Erdoğan, "İstanbul'un en mutena köşelerinde yaşıyor olmak, holdinglerin, kıymetli mülklerin sahibi olmak yerli ve milli dairesinde bulunmanızı sağlamaz." diye konuştu. "Tayyip Erdoğan, yalandan en fazla kaçınan insandır. Ama siz, bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz." diyen Erdoğan, "Tayyip Erdoğan'a oradan mektup falan göndermene de gerek yok. Senin gönderdiğin o mektupların da kıymeti harbiyesi yok." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 11. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Güvenlik güçlerinin operasyonlara ara vermeksizin devam ettiğini kaydeden Erdoğan, "Bunların yurtiçindeki sözde şehitlikleri varmış ya. Buralara koydukları o taziye evleri adı altında mühimmat depoları var. Ve o mühimmat depolarını biz aynen yek ile yeksan ediyoruz. Bir taraftan bombalanıyor, bir taraftan temizleniyor." dedi. Terör örgütünün bölgedeki esnafı haraca bağladığını ifade eden Erdoğan, teröristlerle mücadelenin kesintisiz devam edeceğini söyledi. Teröre karşı düzenlenen mitinglerden söz eden Erdoğan, "Onlar yatıyor, kalkıyor 'Kürdün hakkını vermediniz'. Yok ya, senin Kürt kardeşlerime getirdiğin bir şey yok. Bunlar, sadece benim Kürt kardeşimin istismarını yapıyorlar. Bunlar istismarcı. Siz, terör örgütünü arkasına alanlar hendek kazmaktan başka ne yaptınız bu ülkede? O kazdığınız hendekler Cizre'ye hizmet mi götürüyor? Silopi'ye hizmet mi götürüyor?" diye sordu. Erdoğan, muhtarların atanmış memur olmadıklarını seçilmiş olduklarını ifade ederek "Bana göre seçilmişler atanmışların önündedir. Buradan hareketle teröre karşı mücadeleyi yılmadan, usanmadan beraber vereceğiz. Bu ülkeyi teröristlere bırakamayız." diye konuştu.
SİYASİ MUHATAPLARIN GEREKLİ İRADEYİ GÖSTERMEMESİ TERÖRÜ YENİDEN HORTLATTI
Çözüm sürecinden de söz eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Terörü tamamen bitirmek için başlattığımız süreci gerçekten ümit verici bir noktaya kadar da getirdik. Ancak, Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan olaylar ile bu sürecin siyasi muhataplarının gerekli iradeyi ortaya koyamamaları terörü yeniden hortlattı. Tabii biz bu işin arkasında iç ve dış destekleri, varılmak istenen hedefleri, bu amaçla oynanan oyunları, kurulan tezgâhları gayet iyi biliyoruz. Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde sürdürdüğü büyük kalkınma hamlesinden rahatsız olanlar terör örgütünü kullanıyor."
KÜRT VE ZAZA KARDEŞİM DE YERLİDİR, MİLLİDİR
Yerli ve milli tartışmasına da değinen Erdoğan, şöyle konuştu: "İşte şimdi burada söylüyorum; benim bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her bir vatandaşım gibi Kürt kardeşim de, Zaza kardeşim de yerlidir, millidir, bu ülkenin öz evladıdır. Tıpkı Türkmen, Arap, Boşnak, Laz, Roman kardeşlerim gibi. Terör örgütü ile burada çok büyük farklılıklar var. Çünkü o vatandaşlar benim bu ülkenin değerleriyle hemhal oluyorlar. Diyorlar ki 'ben her ne kadar Kürt isem ben vatanımı seviyorum, bayrağımı seviyorum'. Ama terör örgütü kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir, bu ülke ve milletin bir parçası asla değildir."
HOLDİNG SAHİBİ OLMAK YERLİ VE MİLLİ DAİRESİNDE BULUNMANIZI SAĞLAMAZ
"Hangi ad ve kisve ile olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birlik ve bütünlüğüne kast edenler bu vatana ait değildir. İsterlerse Parlamento'nun içinde olsun. Bakın Hamburg'da toplantı yapıyorlar. Hamburg'daki toplantıda da Trinidad'ın bayrağı asılı ama Türk bayrağı yok. Japonya'nın bayrağın asılı ama orada Türk bayrağı yok. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu?" diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Aynı şekilde terör örgütünü dolaylı ve doğrudan destek veren yayın organların sahipleri de bu tavırları ile yerli olmadıklarını gösteriyorlar. İstanbul'un en mutena köşelerinde yaşıyor olmak, holdinglerin, kıymetli mülklerin sahibi olmak yerli ve milli dairesinde bulunmanızı sağlamaz. Kendileri veya ataları ülkemiz toprakları dışında doğmuş milyonlarca kardeşimiz var ki hepsi de sonuna kadar yerlidir. Sonuna kadar millidir. Halen yurt dışında yaşayan milyonlarca kardeşimiz var ki onlar da sonuna kadar yerli ve millidir. Buna karşılık nerede doğmuş olursa olsun, nerede yaşıyor olursa olsun tavrı ile, tutumu ile, en önemlisi kalbi bu coğrafyadan, bu milletten kopmuş olanları yerli ve milli olarak göremeyiz."
YERLİLİK VE MİLLİLİK HER TÜRLÜ FARKLILIKLAR ÖTESİ BİR ANLAYIŞTIR
Milliyetçilik adına ırkçılık yapanların da yerli ve milli olamayacağını belirten Erdoğan, Türkçüyüm ya da Kürtçüyüm demenin ırkçılık olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Yerlilik ve millilik köken ötesi, meşrep ötesi, siyasi sınırlar ötesi, her türlü farklılıklar ötesi bir anlayıştır. Bunu idrak edemeyenler meseleyi günlük siyasetin parametreleri içerisine hapsederek ihtiyaç duyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik iklimi zehirliyorlar." dedi.
YERLİLİĞİN VE MİLLİLİĞİN SOMUT TEZAHÜRLERİ OLARAK RABİA
"Yerli ve milli olmak içimize kapanmak değil, tam tersine büyük fotoğraf içindeki yerimizi doğru olarak görmek demektir." diyen Erdoğan, "Yerliliğin ve milliliğin somut tezahürleri olarak kabul ettiğimiz Rabia'mıza sıkı sıkıya sahip çıkacağız." ifadelerini kullandı. Erdoğan, dörtlü Rabia'yı 'tek millet', 'tek bayrak', 'tek vatan', 'tek devlet' olarak sıraladı.
7 HAZİRAN'DA BAŞARDINIZ AMA 1 KASIM'DA MİLLETİM BUNA PRİM VERMEYECEK
Erdoğan, 7 Haziran'da yüzde 10'luk seçim barajını aşan HDP'ye yüklenerek "Siz 'milleti aldatırız' diye birkaç tane Türk bayrağı sallamakla bu milleti aldatamayacaksınız. 7 Haziran'da bunu başardınız ama 1 Kasım'da inanıyorum ki benim milletin buna prim vermeyecek. İnanıyorum ki vermeyecek." diye konuştu.
ERDOĞAN: ELBETTE ANAYASAL SINIRLAR İÇİNDE MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİM
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kim ne derse desin ben ülkemizin ve milletimizin birliği, beraberliği, geleceği için doğru bildiğim yolda, kendi üslubumla ve elbette anayasal sınırlar içinde mücadele etmeyi sürdüreceğim. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu mücadeleyi milletimin desteği ve onun adına vermeye devam edeceğim. Ne zaman ki milletim bana 'tamam' der işte o vakit bu bayrağı yine milletimin takdir ettiği, vazife verdiği kişiye, ekibe teslim eder kenara çekilirim. O zamana kadar hiç kimse kusura bakmasın; durmayacağım, susmayacağım, çalışacağım."
DÜŞMANLIĞINIZI ATTIĞINIZ BAŞLIKLARDA GÖRÜYORUM
İsim vermeden Aydın Doğan ve Doğan medya grubuna yüklenen Erdoğan, şunları kaydetti: "Ey medya, bu oyuna alet olma. Erdoğan'a düşmanlığınız olabilir. Ki bu düşmanlığınızı zaten attığınız başlıklarda görüyorum. Ama bilesin ki siz ne kadar düşman olursanız olun Rabbimin takdir ettiği ömrü hiçbir zaman ömrü hiçbir zaman azaltamayacaksınız. Tabii ben bir Conrad meselesi anlatmıştım biliyorsunuz. Conrad'da bana söylediklerini anlatmıştım. Bunların hepsini inkar ediyor. Şimdi ne kadar hayırlı oldu. O inkar etti bütün kirli çamaşırları şimdi her taraftan piyasaya dökülmeye başladı mı? Her şeyleri, a'dan z'ye. Bu ülkeyi, bu devleti nasıl soyup soğana çevirdiklerine dair her şey şimdi piyasaya dökülmeye başladı mı? Herkes açıklamalar yapıyor mu? Sen busun. Kimin bu ülkede dürüst, kimin dürüst olmadığına zaten bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan, yalandan en fazla kaçınan insandır. Ama siz, bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz. Şimdi de 'ben böyle demedim' diyorsunuz. Herkes çıkıp sizin nerede, neler yaptığınız ortaya koyuyor."
TAYYİP ERDOĞAN'A MEKTUP GÖNDERMENE GEREK YOK
Erdoğan, "Teröristi ekranlarınıza çıkarmak suretiyle 'cici kız' diye gösteren sizsiniz. Sizin ekranlarınız. Onlar için her türlü yolu meşru kılan sizsiniz. Sizin sayfalarınız. İftara atmakta üzerine zaten yok. Tayyip Erdoğan'a oradan mektup falan göndermene de gerek yok. Senin gönderdiğin o mektupların da kıymeti harbiyesi yok. Zira kimin nerede, kim için çalıştığı bellidir. Vatanı için çalışanlar da bellidir, kendi saltanatı için çalışanlar da bellidir." ifadelerini kullandı. CİHAN