TR724 ÖZEL | TÜRKMEN TERZİ
Afganistan, Doğu Türkistan, Belçika, Yeni Zelanda başta olmak üzere çok sayıda ülkeden gelen sivil toplum temsilcileri, gazeteciler, diplomatlar, avukatlar birlikte hareket etmenin önemine değinen sunumlar yaptı.
GYV’nın BM konferansı için New York’a davet edilen gelen Belçikalı uluslararası insan hakları avukatı Johan Heymans, paneldeki konuşmasının ardından TR724’e konuştu. Heymans, “Ben ve hukuk firmamın çalışanları Türkiye üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Türkiye’deki insan hakları mağdurları için bir çok farklı çalışmalar yapıyoruz. Daha önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nde Türkiye’yi Malezya’da kaçırılan Turgay Karaman ve İsmet Özçelik davalarında yargılattık. Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ile ilgili bir çok davamız devam ediyor. Salı günü Yalçınkaya davasında çok büyük bir karar bekliyoruz. Avrupa (İnsan Hakları) Mahkemesi Türkiye’de adil yargılama olmayan davalar hakkında karar veriyor. Türkiye’de dava dosyalarının içi her zaman boş, insanlar hukuksuz şekilde çok uzun süren tutuklu kalıyor. Bütün bunlardan dolayı Türkiye Salı günü Avrupa Mahkemesi tarafından suçlu bulunacak ve ümit ediyoruz ki Mahkeme kararında gerçekten ilerler ve bir yasal çerçeve oluşturarak Türkiye’nin bu karara saygı duyması ve mahkemelerinin özgürlüğünü ispat etmesi için olanak sağlar.” dedi.
Erdoğan rejimi altında zulüm gören çok sayıdaki insana tek tek yardım edemeyecekleri için geçen yıl “Türkiye Tribunal”ı kurduklarını hatırlatan Avukat Heymans, kendisinin de bu mahkemenin insan kaçırmalar hakkındaki özel raportörü olduğunu ifade etti. Türkiye Mahkemesi’ne dünyadaki önemli hakimleri davet ettiklerini ve bu yargıçların mağdurları dinledikten sonra Türkiye’de “insanlığa karşı suç işlendiğine” karar verdiklerini ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuru yaptıklarını ifade etti.
UCM İNCELEME BAŞLATTI
Belçikalı Avukat Heymans, UCM’ye başvuru nedeninin, Türkiye’de yaşanan süreçte görevlerini kötüye kullanarak insan hakları ihlallerine karışan iktidardaki siyasetçilerin, güvenlik görevlilerinin, polislerin ve hukuksuz kararlara imza atan hakimlerin yargı karşısında hesap vermeleri olduğunu belirtti. Şu anda UCM’nin Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini araştırmak için çok geniş bir inceleme başlattığını belirten Heymans, GYV konferansı gibi etkinliklerle de demokrasi ve barış hedeflerine katkıda bulunmaya çalıştığını söyledi.
Uluslararası insan hakları avukatı Johan Heymans, “Hakkında UCM’nin yakalama kararı olan Sudan’ın lideri Ömer el Beşir’in Batı tarafından izole edildiği, en son Ukrayna’daki savaş suçlarından dolayı hakkında yakalama kararı çıkarılan Rusya lideri Vladimir Putin’in Batı’nın baskısı sonucu BRICS zirvesine katılamadığı ama Türkiye ve özellikle Suriye’de çok büyük şuçlar işleyen Erdoğan’ın Avrupa tarafından hiç bir baskıya maruz kalmadığı” sorusuna ise Avukat Heymans şöyle cevap verdi:
“Bu soruya çok üzülerek cevap veriyorum ki bu meselenin bir siyasi yönü var. Türkiye bir çok Avrupa ülkesi için çok önemli bir ortak. Ama bir Avukat olarak hislerimi paylaşırsam Avrupa diktatörleri bu şekilde tolere etmemeli. Avrupa özellikle Erdoğan’a baskı yapmalı. Bu bağlamda, UCM şu anda hak ihlalleri şikayetlerini inceliyor ve gerekirse Türk yetkililer hakkında gelecek yılın başında arama kararı çıkarabilir ve Avrupa devletleri bu kararı uygulamalı. Bizler de bunun için çalışıyoruz. Bunun yanında bizler, işkence yapanların yargılanması için “evrensel yargı davaları” üzerinde çalışıyoruz. Farklı ülkelerde davalar açıyoruz. Türkiye’de bu işkenceleri yapanlar Avrupa’yı ziyaret ettiklerinde, Avrupa şehirlerinde okuyan çocuklarını görmeye geldiklerinde, tatile geldiklerinde ülkeye indikleri anda tutuklanacaklar. Tabi ki bu işler bir kaç günde olmuyor, biraz zaman alıyor. Ümit ediyoruz ki insan haklarını ihlal edenler adalete hesap verecek.”
GYV’nın BM konferansı için New York’a davet edilen gelen Belçikalı uluslararası insan hakları avukatı Johan Heymans, paneldeki konuşmasının ardından TR724’e konuştu. Heymans, “Ben ve hukuk firmamın çalışanları Türkiye üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Türkiye’deki insan hakları mağdurları için bir çok farklı çalışmalar yapıyoruz. Daha önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nde Türkiye’yi Malezya’da kaçırılan Turgay Karaman ve İsmet Özçelik davalarında yargılattık. Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ile ilgili bir çok davamız devam ediyor. Salı günü Yalçınkaya davasında çok büyük bir karar bekliyoruz. Avrupa (İnsan Hakları) Mahkemesi Türkiye’de adil yargılama olmayan davalar hakkında karar veriyor. Türkiye’de dava dosyalarının içi her zaman boş, insanlar hukuksuz şekilde çok uzun süren tutuklu kalıyor. Bütün bunlardan dolayı Türkiye Salı günü Avrupa Mahkemesi tarafından suçlu bulunacak ve ümit ediyoruz ki Mahkeme kararında gerçekten ilerler ve bir yasal çerçeve oluşturarak Türkiye’nin bu karara saygı duyması ve mahkemelerinin özgürlüğünü ispat etmesi için olanak sağlar.” dedi.
Erdoğan rejimi altında zulüm gören çok sayıdaki insana tek tek yardım edemeyecekleri için geçen yıl “Türkiye Tribunal”ı kurduklarını hatırlatan Avukat Heymans, kendisinin de bu mahkemenin insan kaçırmalar hakkındaki özel raportörü olduğunu ifade etti. Türkiye Mahkemesi’ne dünyadaki önemli hakimleri davet ettiklerini ve bu yargıçların mağdurları dinledikten sonra Türkiye’de “insanlığa karşı suç işlendiğine” karar verdiklerini ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuru yaptıklarını ifade etti.
UCM İNCELEME BAŞLATTI
Belçikalı Avukat Heymans, UCM’ye başvuru nedeninin, Türkiye’de yaşanan süreçte görevlerini kötüye kullanarak insan hakları ihlallerine karışan iktidardaki siyasetçilerin, güvenlik görevlilerinin, polislerin ve hukuksuz kararlara imza atan hakimlerin yargı karşısında hesap vermeleri olduğunu belirtti. Şu anda UCM’nin Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini araştırmak için çok geniş bir inceleme başlattığını belirten Heymans, GYV konferansı gibi etkinliklerle de demokrasi ve barış hedeflerine katkıda bulunmaya çalıştığını söyledi.
Uluslararası insan hakları avukatı Johan Heymans, “Hakkında UCM’nin yakalama kararı olan Sudan’ın lideri Ömer el Beşir’in Batı tarafından izole edildiği, en son Ukrayna’daki savaş suçlarından dolayı hakkında yakalama kararı çıkarılan Rusya lideri Vladimir Putin’in Batı’nın baskısı sonucu BRICS zirvesine katılamadığı ama Türkiye ve özellikle Suriye’de çok büyük şuçlar işleyen Erdoğan’ın Avrupa tarafından hiç bir baskıya maruz kalmadığı” sorusuna ise Avukat Heymans şöyle cevap verdi:
“Bu soruya çok üzülerek cevap veriyorum ki bu meselenin bir siyasi yönü var. Türkiye bir çok Avrupa ülkesi için çok önemli bir ortak. Ama bir Avukat olarak hislerimi paylaşırsam Avrupa diktatörleri bu şekilde tolere etmemeli. Avrupa özellikle Erdoğan’a baskı yapmalı. Bu bağlamda, UCM şu anda hak ihlalleri şikayetlerini inceliyor ve gerekirse Türk yetkililer hakkında gelecek yılın başında arama kararı çıkarabilir ve Avrupa devletleri bu kararı uygulamalı. Bizler de bunun için çalışıyoruz. Bunun yanında bizler, işkence yapanların yargılanması için “evrensel yargı davaları” üzerinde çalışıyoruz. Farklı ülkelerde davalar açıyoruz. Türkiye’de bu işkenceleri yapanlar Avrupa’yı ziyaret ettiklerinde, Avrupa şehirlerinde okuyan çocuklarını görmeye geldiklerinde, tatile geldiklerinde ülkeye indikleri anda tutuklanacaklar. Tabi ki bu işler bir kaç günde olmuyor, biraz zaman alıyor. Ümit ediyoruz ki insan haklarını ihlal edenler adalete hesap verecek.”