Trump ve Erdoğan ne konuştular, Washington’daki hava ve kulisler
13 Haziran’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘önümüzdeki günlerde’ Katar konusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump’ın görüşeceğini söylemesinden 17 gün sonra Trump nihayet Erdoğan’ı aradı.
Washingtonhatti.com'un haberine göre görüşme bazı kaynaklara göre 30 bazılarına göre ise 40 dakika sürdü. Trump, Beyaz Saray’ın Batı Kanadı (West Wing) kapısında Güney Kore lideri Moon’u DC saatiyle 10.10’da karşıladığına ve telefon görüşmesi en erken 9.30’da başladığına göre konuşmanın 40 dakikadan az sürdüğü kesin denebilir. Arayı tercümanları kattığınızda ortalama 20 dakikalık bir konuşma gerçekleşti.
Trump tekrar Katar’ı terörizmi finans ile suçladı
Trump Çarşamba akşamı Washington’daki otelinde 2020 yılı kampanyası için ilk bağış toplama organizasyonunu yaptı. Toplantı Trump’ın International Otelinde yapıldığı için büyük eleştirilere muhatap kaldı ama onun da ötesinde Trump’ın basına kapalı olan bu toplantısının kayıtları, konuşmasının tümü dışarı sızdı. Bu kayıtlarda söylenenlere göre Trump, yine Katar’ı terörizmi destekleme ile suçladı ve S.Arabistan’a desteğini bir kez daha açıkladı. Trump Katar hakkında şunları söyledi: ”onların teröristleri finans etmemesini tercih ederim.” Sonrasında ise Trump, S.Arabistan hakkında ise ”onlar gerçekten çok zor bir mücadeleyi veriyorlar” diyerek övgüyle bahsetti.
Bu, Trump ile Erdoğan’ın konuşmasından sadece bir gün önce Trump’ın yaptığı bir konuşma idi ve Trump’ın Katar ile ilgili düşüncelerinin değişmediğini gösterdi. Trump’ın bu pozisyonunun damadı Kushner, baş stratejisti S.Bannon ile birlikte Beyaz Saray’daki ‘şahinler’ tarafından hazırlandığı ve Dışişleri bakanlığındaki Tillerson kanadının bunun karşısında çaresiz olduğu biliniyor.
Rakka, SDF ve Afrin
İçlerinde Suriyeli Kürt savaşçıları YPG’nin ağırlıkta bulunduğu SDF güçleri Rakka’yı bu hafta tamamen çevrelediler. Bundan sonra IŞİD’in birkaç yıldır başkent olarak kullandığı Rakka’nın düşüşünü seyredeceğiz. Trump’ın ABD içinde büyük zaferlere olan ihtiyacı doruk noktalarda. Sürekli skandallar ile ‘onama’ oranı %36’lar ile modern tarihin en düşük yerlerinde gezinen Trump, acilen Rakka’yı alarak, ‘Obama’nın yapamadığını ben yaptım’ ‘zafer’ konuşması yapmak istiyor.
Bunun içinde Türkiye’nin Suriyeli Kürtlerin ellerinde bulundurduğu, Afrin de dahil kantonlara karışmasını hiç şüphesiz Rakka’yı geciktirici ve dolayısıyla çok can sıkıcı buluyor.
ABD Dışişleri’nden WHattı’na: Tekli girişimlerden kaçının
Perşembe günü görüştüğüm bir ABD Dışişleri bakanlığı yetkilisi, Türkiye’nin Afrin’deki çatışmalarını sorduğumda yaptığı uzun açıklamanın bir kısmı şöyle idi: “SDF çok cesur bir şekilde savaşarak metodik olarak IŞİD’in sözümona başkentini özgürleştirmeye devam ediyor. Bu konuda yerel ortaklarımızla birlikte bu hedefin sonuçlandırılması hususunda çok kararlı olduğumuzda hiçbir şüphe olmamalı. Biz IŞİD’e karşı çoklu milletlerin yaptığı çabaları engelleyecek kendi başına girişimlerde bulunulmaması konusunda bütün taraflara güçlü bir şekilde çağrı yapıyoruz. Daha önce de söylediğimiz gibi güçlerin IŞİD’i yenmek üzere odaklanması çok kritik.”
Dolaylı olarak Türkiye’ye ‘kendi başına işler yapma’ çağrısı yapan ABD Dışişleri bakanlığı yetkilisinin yanında IŞİD Karşıtı Koalisyon Güçleri’nin sözcüsü de yine Perşembe günü yaptığı basın toplantısında, SDF’yi “Türkiye’ye karşı savunacak mısınız?” sorusuna, “Ortağımızı IŞİD’e karşı destekleyeceğiz” dedi.
Koalisyon Sözcüsünden Afrin Olaylarına tepki
IŞİD Karşıtı Koalisyon Güçleri’nin Sözcüsü Amerikalı Albay Ryan Dillon, Bağdat’tan video konferans yoluyla Pentagon’a bağlanarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dillon, “Afrin’e yönelik bir kara harekatı yapılması durumunda ABD Demokratik Suriye Güçleri’ni (SDF) Türkiye’ye karşı savunur mu?” sorusuna, “Oraya varmayacağız. Bu konuda spekülasyonlarda bulunmak istemiyorum. Ortağımız SDF’yi Rakka’da ve belki de başka yerlerde IŞİD’e karşı destekleyeceğiz” dedi. Dillon, “Şu anda odaklandığımız yer olan Rakka’dan dikkatleri başka yere kaydıracak ya da aksatacak her şeyden kaygılıyız. Dolayısıyla eğer Rakka savaşında olan SDF odağını başka bir yere çevirirse, bu onların IŞİD ile savaşmadığını gösterir. Bu durumun ortaya çıkmasından kaygılıyız. Bunun nereden geldiği ve kimin sebep olduğu önemli değil” diye konuştu.
Trump’ın önüne konan rapor
Trump birkaç ay önce generallere çok daha geniş yetkiler veren bir kararname imzaladı. Trump’ın zaten Afganistan, Irak ve Suriye konularını generallere havala ettiği biliniyor. Pentagon’un Suriyeli Kürtlerle çalışmaya karar vermiş olduğunu da bütün dünya biliyor. Bütün bunlardan dolayı Trump’ın Erdoğan ile görüşmesinde Rakka operasyonuna referans yaparak, IŞİD’e vurulacak bu son darbe ile ilgili olarak durumu zorlaştıracak hareketlerden kaçındığı yolunda telkinler yaptığını tahmin edebiliriz. Bu her ne kadar Beyaz Saray’ın resmi olarak yaptığı açıklamaya yansımamış olsa da.
Ne konuştular?
Katar’ın geçen ay Cumhuriyetçi eski Adalet bakanı John Ashcroft ile anlaşarak, Doha lehine lobicilik yapmaya başladığını biliyoruz. Ashcroft’un bu konuda sıkı çalıştığı kulis bilgileri Washington’da dolaşıyor. Üstüne, Blackwater özel ordusunun kurucusu Erik Prince’in de Bayramın 2. günü İstanbul’a dört saatliğine gelip, yine Katar konusunda AKP üst yönetimi ile görüştüğü konuşulan bir başka kulis.
Katar konusunda henüz bir gün önce Washington’da pozisyonunu belli eden Trump, bir ‘insider’ in tahmine göre Erdoğan’a ‘bu işe fazlaca karışma’ tavsiyesi yapmış olabilir.
Erdoğan’ın Putin ile Trump’dan hemen sonra telefon ile görüşmesinin verdiği imaj ise ‘Türkiye’nin bir alternatifi olduğu”. Bu kartı NATO, AB ve ABD’ye karşı bir süredir oynayan Ankara’nın ne kadar başarılı olduğu bilinmiyor.
Bilindiği gibi Erdoğan’ın G20 için gideceği Hamburg’da gurbetçilerle görüşmesine izin verilmedi. Bu hiç şüphesiz büyük bir hakaret. İstanbul’da 2018 yılında yapılması planlanan ve geçen yıl Varşova’da NATO liderlerine ‘2018’de İstanbul’da bekliyorum’ diye davet eden Erdoğan bir başka soğuk duş ile karşılaştı. NATO liderleri, 2018 NATO Zirvesini İstanbul’dan alıp Brüksel’e verdiler.
Son olarak Erdoğan’ın ABD’de büyük olaylara karışan 12 korumasına Almanya vizesi çıkmadı.
Görünen o ki NATO, Erdoğan’ın ‘alternatif var’ retoriğine pek inanmıyor.