AKP'den ayrılarak Gelecek Partisi'ni kuran Ahmet Davutoğlu'nun mütevelli heyetinde yer aldığı Bilim ve Sanat Vakfı’na bağlı olan ve geçen aylarda kayyım atanan Şehir Üniversitesi’ni kapatmaya imkân tanıyacak bir yasa teklifi, AKP tarafından TBMM’ye sunuldu.
Karar gazetesinin aktardığına göre vakıf üniversitelerinin faaliyetlerinin durdurulması, öğrencilerinin eğitiminin devamı gibi konularda düzenlemeye yer verilen teklifin 13. maddesi, Şehir Üniversitesi’ni kapatmaya da imkân veriyor.
Söz konusu düzenleme şöyle:
"Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izinin kaldırılması, kurucu vakfın tüzel kişiliğini etkilemez. Faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurum adına mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan taşınmazlara ilişkin tesis edilen irtifak hakları ile verilen kullanma izinleri iptal edilir ve bu taşınmazlar ile fiilen kullanılan taşınmazlar aynı amaçla kullanılmak üzere garantör üniversiteye tahsis edilir.
Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin kaldırılması halinde, kurucu vakfa atanan kayyumun görevi sona erer.
Faaliyet izni geçici olarak durdurulan vakıf yükseköğretim kurumunun, eğitim öğretim faaliyetleri için mülkiyetinde yeterli taşınmazı bulunmadığının veya mevcut malvarlığıyla eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceğinin garantör üniversite tarafından tespiti ve yükseköğretim kurulunca onaylanması halinde, üçüncü fıkra uyarınca faaliyet izni kaldırılır."
Teklife göre Yükseköğretim Kanunu'nun, vakıf yükseköğretim kurumlarına devlet yardımı yapılmasını öngören hükmü de yürürlükten kaldırılıyor.
Teklifte ayrıca bir teminat düzenlemesi de yer alıyor:
"Vakıf üniversitesi öğrencilerinin eğitimlerinin, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin geçici olarak durdurulması ya da kaldırılması durumunda tamamlattırılmasında kullanılmak amacıyla; vakıf yükseköğretim kurumu, her yıl öğrenci gelirleri toplamının yüzde 2'sini, bir kamu bankasında kendi adına açılan hesaba teminat olarak aktaracak."
Karar gazetesi, düzenlemeyi "nokta atışı" olarak yorumluyor.
Gazete, mevcut yasada bir vakıf üniversitesinin denetlenmesi ve hangi koşullarda garantör üniversiteye devredileceği gibi konularda yeterli düzenleme olmasına rağmen ‘kapatma’nın önünü açmak için kanun maddesine nokta atışı eklemeler yapılmasına dikkat çekiyor.
Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi AK Parti Grup Başkanvekilliği tarafından 8 Nisan’da komisyona sunuldu. Kararın kısa bir süre sonra TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor.
Şehir Üniversitesi’ne kayyım atanmasının ardından yeni parti kurma hazırlığıdna olan eski AKP'liler ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında medya üzerinden yürüyen bir tartışma çıkmıştı.
Erdoğan, geçen yıl aralık ayında yaptığı bir konuşmada özetle şunları söylemişti:
"Şehir Üniversitesi’nin tahsisini başbakanlığım sırasında ben yaptım. Tahsisini ben yaptığım halde malum zat başbakan olunca bunu mülkiyet devrine dönüştürdü. Bu yapılamaz. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri yoktur, olmamıştır. Bu mülkiyet devrini yaparken (Davutoğlu’nun) yanında Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Feridun Bilgin var. Halkbank’tan kredi alıyorlar. Bunlar Halk Bankası’nı da dolandırmaya çalışıyorlar."
Şu an DEVA Partisi Genel Başkanı olan Ali Babacan Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından "Açıkçası Cumhurbaşkanımız, pek çok insanı tanır; ama beni de iyi tanır. Altı ay önce beni beraber çalışmaya niye davet etti?” diye sormuş, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da TBMM’de araştırma komisyonu kurulması için çağrı yapmıştı:
"Madem ki bu ülkeye hizmetten gayrı hiçbir hedef gütmemiş ve bütün bir ömrünü buna adamış bir başbakana ‘dolandırıcılık’ iftirasında bulunulmuştur, o zaman şu anda görev yapanlar da dahil olmak üzere yaşayan bütün Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, kamu bankalarının bağlı olduğu bakanlar ve özelleştirme yüksek kurulunda görev yapmış yetkililerin ve onların birinci ve ikinci derece hısımlarının ve akrabalarının mal varlıklarını ve bu varlıklardaki değişimi, bu kişilerin siyasete girdikleri/devlet görevi üstlendikleri günden bugüne kadar araştırmak ve soruşturmak üzere TBMM’nde gerekli komisyonlar oluşturulmalı ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği vechile yetimlerin hakları son kuruşuna kadar korunmalıdır. Ben şahsım adına artık üyesi olmadığım yüce TBMM’ne hesap vermekten bir an bile imtina etmem."