Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, isim vermeden Erdoğan tipi başkanlık rejimini eleştirdi.
Özilhan, "Düşüncenin ve eleştirinin özgürce dile getirilebildiği bir tartışma ortamı, çoğulcu ve özgür bir medya, birbirini dinleyen bir toplum, topluma kulak veren bir siyaset anlayışı, yetkin ve çözüm odaklı bir bürokrasi, ülke yönetiminde hata yapma ihtimalini düşürür. Yine de kul işidir, hata olabilir, ancak bu durumda da hatanın boyutu küçük olur; hatadan dönmek kolay olur." dedi.
ERDOĞAN'I İMA ETTİ: DÜN ALINAN KARARLAR BUGÜN DEĞİŞTİRİLMEZ
"Eğer toplum içinde istişare mekanizmaları sağlıklı biçimde çalışabilirse, karar alma safhaları da aşağıdan yukarıya çalışmaya başlar." diyen Özilhan, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gece yarısı kararlarını ima etti.
Özilhan, "İstişare yöntemi, deneme-yanılma mekanizmasından çok daha iyi çalışır. Daha etkindir ve maliyeti daha düşüktür. Dün alınan kararlar bugün değiştirilmez. Dün yapılan yatırımlar bugün atıl hale gelmez." ifadelerini kullandı.
Ekonomideki yaraların tamamen sarılması kolay olmayacağını belirten Özilhan, "Bir soluklanma fırsatı yakalıyoruz ve bunu, yüksek enflasyon, yüksek faiz, Türk Lirasının değer kaybı, ithalata bağımlılık, ihracatta rekabet gücünün düşüklüğü, borçlanma sarmalı, istihdam yaratamama gibi kronik sorunların çözümü için iyi kullanmamız gerekiyor. Çünkü ekonomide bir süredir sorunların üst üste yığılıp biriktiği bir dönemden geçtik." dedi.
Aynı zamana Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olan Özilhan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi'nde yaptığı konuşmada, "Ekonomiyle ilgili tüm kurumların kanunla tanımlanmış görevlerini, kanunların çizdiği özerklik çerçevesinde yerine getirmesi en büyük beklentimiz." tespitinde bulundu.
ŞOK TEDAVİSİ UZUN SÜRE DEVAM EDERSE...
Yüksek faize dayalı şok tedavinin uzun süre kullanılmaması gerektiğini de belirten Özilhan şu uyarıları yaptı: "Makroekonomik istikrarın ciddi ölçüde bozulduğu durumlarda şok tedavisi olarak faiz artışı kaçınılmaz olur. Ancak adı üzerinde, şok tedavisi uzun süre kullanılmaz. Kullanılırsa bünyede başka rahatsızlıklar baş gösterir. Yüksek reel faiz, sonuçta, para üzerinden para kazanmaktır. Para üretime gitmez."
Özilhan, "Faiz oranlarını kalıcı olarak düşürmek istiyorsak enflasyonu düşürmemiz, ekonomik reformları yapmamız, siyasi ve jeopolitik riskleri hafifletmemiz ve öngörülebilirliği sağlayacak olan hukuk reformlarını tamamlamamız gerekiyor. Aksi takdirde, faizler asansör gibi bir iner bir çıkar." dedi.