Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin 400 projeyi içeren 100 günlük eylem planını kamuoyuna açıkladı. 100 günlük eylem planında ekonomik vaatler öne çıktı. Türkiye’nin ekonomik bir savaş ile karşı karşıya olduğunu savunan Erdoğan, vatandaşlara döviz ve altınlarını Türk Lirası’na çevirme çağrısında bulundu. Erdoğan’ın 100 günlük eylem planını değerlendiren uzmanlara göre ise, tarihi seviyelere yükselen dolar kurunu indirmek için halkın döviz bozdurması değil, tutarlı bir makroekonomik program gerekiyor. Erdoğan vatandaşlara çağrı yaparak, “Yastık altından gelin dövizlerinizi çıkarın, dolarlarınızı, eurolarınızı, altınlarınızı çıkartın, gelin TL’ye dönüştürün, yerli millî direnişinizi tüm dünyaya karşı ortaya koyun” diye konuştu. Erdoğan, “Bir ekonomik savaşla karşı karşıyayız. Hiç endişe etmeyin, biz bu savaştan da galip çıkacağız.” ifadesini kullandı.
İktisat bilimine aykırı
Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük programı DW Türkçe’ye değerlendiren Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan’a göre, 5,08 seviyelerine kadar yükselen Dolar kurunu aşağıya çekebilmek için öncelikle dışa açık ve uluslararası makroekonomik sistem ile uyumlu bir program ortaya koymak gerekiyor.
Erdoğan’ın ‘döviz bozdurun’ çağrısının mevcut şartlarda piyasalara herhangi bir etkisinin olmayacağını dile getiren Prof. Yeldan, “Günde 4,5 trilyon dolarlık işlem hacmi olan uluslararası döviz piyasasına, hane halkının bozdurduğu dövizlerle müdahale edilebileceğini düşünmek iktisat bilimine aykırı” diyor. Yaklaşık 800 milyar dolarlık bir ekonomisi olan Türkiye’nin sistemin sağlıklı devam etmesini sağlamak için uluslararası normlara uygun bir program ortaya koyması gerektiğine işaret eden Yeldan, şöyle konuşuyor: “Böyle bir program hazırlanamadığı için ‘ekonomik savaş’ ya da ‘dış mihrak’ söylemleri ile sorumluluktan kaçılmak isteniyor. Türkiye’nin bu krizden çıkması için uluslararası makroekonomik kurallara göre yönetilmesi gerekiyor.”
“Halk dövizini bozdurmaz”
Ekonomist Mustafa Sönmez de, yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın çağrısının piyasalarda karşılık bulmadığına işaret ediyor. “Halkın döviz bozdurması işe yarar mı” diye düşünmeden önce, “Bakalım halk dövizini bozdurur mu?” diye sormak gerektiğinin altını çizen Sönmez’e göre, Türkiye’de vatandaşlar yüksek enflasyona karşı gelirini korumak için her dönemde dövize yöneliyor.
Bugün açıklanan TÜİK verilerine göre, Temmuz ayı enflasyonu yüzde 0.55 ile piyasa beklentisinin altında artış gösterse de yıllık enflasyon ise 15.85’e çıktı. Enflasyondaki yükselişin başta doğalgaz ve elektrik olmak üzere Ağustos ve Eylül ayında yürürlüğe girecek yeni zamlarla yükseliş trendine devam etmesi bekleniyor. TL’nin değer kaybettiği böyle bir ortamda insanlara ‘dövizini bozdurun’ demenin işe yaramayacağını savunan Sönmez, “Bu çağrı hoş bir seda olarak kalır. Nitekim, Erdoğan’ın çağrısından sonra döviz kurunda aşağı bir seyir de olmadı” diyor.