Erdoğan'ın oynadığı kumar!

Bütçe açığı, artan işsizlik ve muadili ülkelere göre daha yüksek enflasyona rağmen dolar ve euro Türk Lirası’na mukabil değer kaybetmeye devam ediyor. Kur düştüğüne göre döviz rezervleri de artmalı. Tablo hiç öyle değil. Merkez Bankası tarihinde eşi görülmemiş şekilde alavere dalavere ile emanet dövizleri piyasa satıyor.

SHABER3.COM

Erdoğan’ın oynadığı döviz kumarı
GÖLGE BANKACI

Bankalardaki döviz tevdiat hesaplarının tutarı 225 milyar Amerikan Doları ile tarihin en yüksek seviyesine tırmanırken bile döviz kurları düşüyor. 

Bütçe açığı, artan işsizlik ve muadili ülkelere göre daha yüksek enflasyona rağmen dolar ve euro Türk Lirası’na mukabil değer kaybetmeye devam ediyor. 

Diğer taraftan rezervler de artmıyor, azalıyor!

İktisatçıların içinden çıkamadığı bu tablo hakikaten izaha muhtaç! 

DÖVİZ REZERVLERİ ARTTI MI?

TL değer kazandığına ve yabancı para birimleri düşüşe geçtiğine göre Merkez Bankası (TCMB) bu düşüşü döviz alarak fırsata çevirmiş olmalı. 

Dolayısıyla net döviz rezervleri muazzam bir şekilde artmalı. Rakamlar dikkatle incelendiğinde artış bir tarafa TCMB’nin net rezervlerinin altın hariç neredeyse sıfırlandığı görülecektir.  
 
Rakamlara olabildiğince sadeleştirerek anlatmaya çalışacağım. 

2019 yılının ilk 9 aylık döneminde net uluslararası rezervlerin (NUR) 34,7 milyar dolar olması icap ediyordu. Ancak bu kalemde artış sadece 5,5 milyar dolar. 29,2 milyar dolar kayıp! 

İhracatçılardan satın alınan dövizi “reeskont” kaleminde, kamu enerji şirketlerine satılan döviz tutarları ise BOTAŞ kaleminde gösteriliyor. 

TMCB, bankalardan aldığı emanet dövizleri ise “swap” kaleminde yer veriyor. Hazinenin iç ve dış piyasadan aldığı döviz borçları ise NUR rakamına dahil ediliyor. 

DÖVİZ MEVDUATI ARTTIKÇA MERKEZ’E GÜN DOĞDU

Eylül sonu itibarıyla döviz mevduatları 31,5 milyar dolar arttı. Şahıslar, şirketler, kooperatifler, vakıf ve derneklerin yatırdığı dövizler bir şekilde satın alındı. 

Ekseriyeti itibarıyla bu dövizleri bankalar sattığına göre bankalar bu dövizlerin yerine yenisini koymuş olmalı ki döviz açığı artmasın. 

Zaten mevzuata göre bankalar özkaynaklarının ancak yüzde 20’sine kadar açık pozisyonda kalabilir. 

Eylül sonunda bankalarda açık pozisyon olmadığına göre bankaların müşterilerine sattıkları kadar dövizi (31,5 milyar dolar) tekrar satın aldıklarını gösteriyor. 

2019 yılının ilk 9 ayında Merkez Bankası'nın doğrudan döviz satışı yok denecek kadar az olmasına rağmen piyasaya bu kadar döviz nasıl giriyor?

BANKALAR 31,5 MİLYAR DOLARI KİMDEN ALDI?

Dananın kuyruğu da burada kopuyor. 2019’un ilk 9 ayında net yabancı sermaye girişi yok denecek kadar az olduğuna göre bankalar bu kadar dövizi kimden aldı?

Devam edelim aynı izden… 

TCMB TL fonlama miktarına bakalım. Merkez Bankası döviz satmışsa, yani piyasaya belli bir fiyattan döviz satarak müdahalede bulunmuşsa buna mukabil TL almış olmalı. 

TCMB dönüp piyasada eksilen TL’yi bankalara geri borç verir. Dolayısıyla TCMB’nin verdiği borç, o miktarda artmalıdır. 

Bu sene eylül sonu itibarıyla TCMB bankalardan 158,3 milyar TL daha fazla alacaklı. 

Buradan ne anlıyoruz? 

TCMB aynı dönemde yaklaşık 28 milyar dolar tutarında dövizi sattı. Satış ihalesi olmadığına göre bunu nasıl sattı?

DÖVİZ SATIŞ KALEMİ SIFIR!

İhracatçılarla veya kamu enerji şirketlerine verdiği dövizi başta olmak üzere bütün işlemleri her ay düzenli ilan ediyor. 

TCMB’nin döviz alım-satımı yapması halinde bu rakamlar da görülebiliyor. Bütün bu kalemlerde kayda değer bir artış ya da eksilme yok. 

O halde Merkez Bankası net döviz rezervi niye olması gereken tutarın altında? 

TCMB bankalara dövizi bizzat satmak yerine dövizleri arka kapıdan Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) verdi. TVF de bu dövizleri kamu bankaları üzerinden piyasaya sattı. 

Ne de olsa yönetim kurulu başkanlığını Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı TVF her nevi denetimden muaf!

İHRACATÇIDAN GELEN DÖVİZİ DE KENDİNE YAZDI!

Hem brüt hem de net döviz rezervi bu yüzden azaldı. Açığı kapatmak için swap (dolar-TL takası) işlemlerine yeniden başlandı. Böylece bankalar ellerindeki dövizi Merkez’e borç  veriyor, buna mukabil TL borç alıyor. 

Eylül sonunda bankalardan 13,2 milyar dolar swap işlemi geçmiş. Bu rakam rezervde görünse de bunlar emanet dövizlerdir.

Zira TCMB’nin swap piyasasından aldığı dövizler gecelik veya haftalık vadeye sahip emanet dövizlerdir. 

Buna rağmen söz konusu dövizi net rezerv kaleminde göstermek en hafif tabirle “piyasayı enayi yerine koymaktır.” 

İhracatçıdan alınan ve vadesi geldiğinde iade edilecek dövizlerden BOTAŞ’a aktarılan dövizler düşüldüğünde +11,3 milyar dolarlık bir bakiye kalıyor. 

Swap üzerinden borç alınan 13,2 milyar doları da bu rakama ilave eden TCMB bu hileyle net rezervi 25 milyar dolar yükseltti! 

MADEM ÖYLE BRÜT REZERV NİYE 120 MİLYAR DOLAR DEĞİL?

Ancak bu hesaba göre brüt rezervlerimiz 15 milyar dolar daha fazla olmalı ve 120 milyar dolar mertebesine çıkmalıydı. 

Oysa geçen hafta itibarıyla altın dahil toplam brüt rezerv 105 milyar dolar. Mızrak çuvala sığmıyor tabii...

Emanet dövizler er ya da geç asıl sahiplerine iade edilecek. 

Bu dövizler yerine konulurken kur TCMB’nin dövizleri elden çıkardığı tarihe göre ucuzlamışsa TCMB bu kumardan kârlı çıkar. Aksi halde TCMB’nin kambiyo zararı katlanır. 

Amerikan Merkez Bankası (Fed) ekim toplantısında faizi yüzde 1,50-yüzde 1,75 bandına çekti. İlaveten Fed aylık 60 milyar dolar seviyesinde tahvil alımı da yapacak. 

ABD'DEN SON DAKİKA GOLÜ YEMEZSE ERDOĞAN OYNADIĞI KUMARDAN KÂRLI ÇIKACAK
 
Dövizin menbaında vanaların bu kadar çok açılması döviz bolluğuna işaret ediyor.   

Suriye'nin kuzeyinde dengeler böyle kalır+gsa, Türkiye'nin iç siyasetinde bir sürpriz yaşanmazsa ve ABD, Halkbank davasında Türkiye’ye ağır bir ceza vermezse, hasılı şartlar bugünkü gibi kalırsa Erdoğan bu döviz kumarından kazançlı çıkacak. 

Hâliyle faiz, kur ve enflasyon Erdoğan’ın bile tahmin etmediği kadar hızlı düşecek. 

Bütün değişkenlerin aynı kaldığını farzettiğimiz senaryonun muhtemel sonuçları İktisatçılar için çok ilginç bir vaka analizi olacak. 

Piyasalarda ibrenin tersine döndüğünün ilk işaretini 29 Ekim'de "Dolarda okyanus ötesine dikkat" başlıklı makale ile vermiştim.

İbrenin tersine dönmesi Türkiye’de siyasetten ekonomiye pek çok sahada dengeleri doğrudan etkileyecektir.  
---------------------------------------
İrtibat için e-posta adresim: [email protected]


<< Önceki Haber Erdoğan'ın oynadığı kumar! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER