Anlaşılan o ki Katar Şeyhi'nin Türkiye'ye hediye ettiği söylenen Erdoğan'ın uçağı aylar öncesinden alınmış ama kimsenin haberi olmamış
Ancak şimdi geriye bakıldığında, bazı izler takip edildiğinde net bilgilere ulaşılabiliyor. Ahwalnes.com'da yer alan haberde bazı detayları ortaya çıkarmış
İşte O haber
Bizim 400 milyon dolar saydığımız ancak gerçek fiyatının 500 milyon dolar olduğu bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Boeing-747 ile ilgili tartışma elbette güncelle bitmeyecek, tarihe kalacak.
Herşeyden önce Türkiye ne Amerika gibi dünyanın en büyük ekonomisi ne de petrol zenginliği üzerinde oturan bir Arap şeyhliği. Ülke tarihinin en büyük kriziyle sarsılır, şirketler batarken 500 milyon dolarlık bir uçak al maktan çekinmeyen bir lider, demokrasilerde olmaz. Bu işin temel kuralı.
Tartışma uçağın yeni alınmış veya hediye edilmiş olması üzerine kurulu.
Öyle mi acaba?
Açık kaynaklardan, yani haberlerden izleyelim.
Önce, Hürriyet yazarı Uğur Çebeci’nin kaleminden uçağın bakım ve Türk bayrağı renklerine dönüştürülmesi görevini üstlenen şirkete bir bakalım:
“Irak’ta Basra’da doğmuş Kadri Muhiddin, Türkiye’de İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan sonra ikinci uçak bakım hangarını Milas-Bodrum Havalimanı’nda açtı. Dünyanın önde gelen iş jeti bakım ve modifikasyon şirketi İsviçre’nin Basel kentindeki AMAC Aerospace’in de patronu...
“Neden Bodrum’a yatırım yaptınız” diye sorulduğunda Türkçe “Yazlığım burada. Bodrum cennet” diyerek cevap veriyor. Kadri Muhiddin’in ilginç bir hayat hikayesi var. Büyükannesi Türk ve Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kuzeni.”
AMAC’ın Bodrum’da 6 bin 600 metre karelik bir hangarı var ve burada 60 kişi görev yapıyor. Şu anda 120’ye çıkmış olabilir.
Şimdi bu AMAC, 29 Mayıs 2018 tarihinde VVIP yani “Çok Çok Önemli Kişi” için Boeing 748-8i tipi bir uçağın, burundan kuyruğa yenilenme işini üstlendiğini duyuruyor.
Nerede? “Avation Week” sitesi haberinde.
Habere göre, uçağın 20 ay sürecek yenilenme çalışmaları “adı açıklanmayan bir ülke devlet başkanı”nın talepleri doğrultusunda yapılıyor.
Grubun Baş İşletme Görevlisi Bernd Schramm, bu sözleşmeyi 600’den fazla yetenekli mühendis ve elemanının çalışkanlık ve yeteneğine bağlıyor ama Bodrum bağlantısı da önemli bir gerçek olarak öne çıkıyor.
Schramm, yenileme çalışmaları kapsamında bir master yatak odası, 4K televizyon setleri, video gösterim sistemi ve bir haberleşme sistemi olduğunu belirtiyor.
Yani daha Mayıs ayı sonunda “Adı açıklanmayan bir devlet başkanı”nın talebi doğrultusunda uçak devreye girmiş. Daha doğrusu alım-satım veya hediye işi o zaman tamamlanmış.
Bunun kadar ilginç bir haber ise, Habertürk’te 12 Nisan 2018 tarihinde yayınlandı.
Buna göre, ”THY tarihinde ilk kez pilot alımıyla ilgili 11 ilana birden çıktı. Bu ilanlardan en dikkat çekeni ise THY’nin uçak filosunda yer almayan geniş gövdeli uçaklarla ilgili verilen kaptan ve ikinci pilot ilanlarında oldu. Dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus 380, Boeing 747 gibi geniş gövdeli uçakların tip eğitimine sahip pilotların da başvurularının kabul edileceği ilanda belirtildi.”
Bu arada önemli bir bilgi daha, uçağın 76 yolcu kapasitesi var ve uçakta 18 mürettabat görev yapıyor. Time dergisinin haberine göre, dünyanın en büyük ve en pahalı özel jetine binmek, petrol zengini emirlik Katar’a bile ağır gelmiş ama cari açığı, kur ve enflasyon artışı rekor kıran, bankaları ve şirketleri sallanan Türkiye için kullanım koşulları uygun bulunmuş.
Türkiye kamuoyu ve belki de muhalefeti için çarpıcı olan ise uçağın serüveni ile ilgili çarpık bilgilerin veriliyor oluşu.
Özgür ve sorgulayan bir medyanın olmamasına güvenle rahat davranıyorlar.
Erdoğan bu uçağı alabiliyor çünkü demokratik bir ülkede olacağı gibi, kamuoyu tepkisinden de çekinmiyor, tıpkı eşinin 50 bin dolarlık Hermes çanta takması ve yurtdışında lüks mağaza kapatmaktan çekinmemesi gibi.
Ama dünya artık küçük.
Gördüğünüz gibi çeşitli kaynaklar, uçağın aylar önce alındığını ve hediye olmadığını gösteriyor.
Uçak uzun zamandır adı şimdi açığa çıkan devlet başkanı için yenileniyor ve THY Nisan ayında bu uçak için pilot aramaya başlamış.