Eski Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk: Bir grubun yok edilmesine yönelik söylenen ifadeler ve yapılan uygulamalar ancak faşist rejimlerde olan şeylerdir. Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları talihsizdir. Belli gruba karşı nefret dili olarak değerlendirilebileceğinden kuşku yok. Faşizme doğru hızla ilerliyoruz. Bu ifadeler kim söylerse söylesin başlı başına suç oluşturur. Bir bankanın ve bir grubun olduğu ifade edilen yayın organlarının yok olmasını beklemek, onların yok edilmesi yönünde bir talimat biçimindedir. Kendilerinin bir çeşit hasım olarak gördükleri kurumlara karşı savaş açtılar. Ancak Anayasa'nın 48. maddesine göre özel ve hür teşebbüslerin güvenli ve kararlılık içinde çalışması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
SUÇ İŞLİYOR
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan: Cumhurbaşkanı, Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağına, aldığı görevi tarafsızca yerine getireceğine dair şerefi ve namusu üzerine yemin etmiştir. Yaptığı açıklamalarla her gün suç işlemektedir. Bu yemine sadık kalmalı. Hele hele kendine hedef seçerek, bir gün öğretmene, bir gün avukatlara, akla hayale gelemeyecek herkese çatmasının örneği dünyada yok.
KUTUPLAŞTIRIYOR
Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Tahir Elçi: Cumhurbaşkanı’nın tutum ve çalışmaları Anayasa'nın açık hükümlerini ihlal ediyor. Bir Cumhurbaşkanı, Anayasa hükümlerini göz ardı etmemeli, toplumsal barış ve esenliğe zarar verici davranışlardan kaçınmalı. Sayın Cumhurbaşkanı her fırsatta toplumun yüzde 52’sinin desteğiyle göreve geldiğini ifade ederek, halkın birliğini temsil etme görev ve sorumluluğunu unutarak toplumu adeta kutuplaştırmakta.
NEFRET SUÇU
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: Cumhurbaşkanı'nın söylemleri öncelikle görevin kötüye kullanma suçudur. Ciddi manada nefret ve ayrımcılık söylemi var. Toplumun bir kesimi hedef haline getiriliyor. Bir taraftan nefret suçu işleniyor. Halk kin ve düşmanlığa yönlendiriliyor. Bu ötekileştirme, beraberinde kaosa, fetrete, ihkak-ı hakka yol açıyor. Anayasal düzen ortadan kalktı. İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesi gereği etkili başvuru yolları tükendi. Artık Türkiye’de hem bireyler, gruplar uluslararası hukuk mekanizmalarını devreye sokabilir. Uluslararası Ceza Mahkemesi, Lahey Yargılama Divanı gibi uluslararası yargı kuruluşlarına başvuru yapılacaktır.
BİRLİĞİ BOZMA GİRİŞİMİ
MHP Milletvekili Faruk Bal: Bir cumhurbaşkanının herkesi bir millet birliği içinde görmesi gerekirken, siyasi söylemlerle bu birliği bozmaya çalışması yanlış. Bu ötekileştirmeden herkes nasibini aldı.
Bugün