Kürtlerin artık çok ciddi bir oyunun, eli silahlı gücü haline geldiğini göremiyorlar. Yaptıklarının bölge halkını daha çok silahlı mücadelenin kucağına attığını fark edemiyorlar.
Çünkü sadece örgüte silahlı mücadelesinden dolayı öfke yok. AKP’yi bırakıp HDP’ye yönelmiş bölge halkına bir nefret var. Seçimdeki tercihinin cezasını devlet eliyle ödettiriyorlar. HDP’ye yüzde 80, 90 civarında oy vermiş yerleşim merkezlerini tarumar ediyor, yargısız infazlar gerçekleştiriyor, zırhlı araçlarından bölge halkına hakaret yağdırıyorlar.
Devletin aklı kaybolursa, olacak olan budur.
Yarın Amerikan desteğindeki Kürt güçleri Suriye’de kırmızı çizgi ilan ettiğin sınırları aşıp kantonları birleştirse, çaresizce izlemekten başka çaren yok. En küçük hamlende Rus güçleriyle karşı karşıya kalacaksın. Üstelik Ruslar orada mevcut Suriye devletinin davetiyle bulunuyor. Senin hamlen, uluslararası hukuk açısından saldırganlık görülecek.
Kapana sıkışmışlık durumu.
SİLAHLI KUVVETLERİN DÖNEMİ
Doğu’daki kadar sert, şiddetli ve yakıcı olmasa da Batı’da benzer tedbirler devreye sokulmuş durumda. Uzun zamandır, iktidara yakın bir mafya liderinin kullanıma sokulduğu dedikodusunu duyuyorduk ki, Ahmet Hakan olayı patladı.
Tek kişiden organize suç örgütü çıkaran emniyet güçleri ve polis, bu saldırının arkasında olduğu itiraf edilen MİT görevlileri veya Reis’in kim olduğunu araştırma zahmetine girmedi bile.
Olayın üzerine gidilmemesi için bazı kulakların çekildiğini, ‘bırakın zamanla unutulsun’ denildiği çok açık ortada.
Bütün bunlar olurken, Rusya’nın Akdeniz’e inmesi, Türkiye üzerinden NATO’ya ayar vermesi, Silahlı Kuvvetlerin Batı nezdindeki önemini bir kez daha ortaya çıkarmış durumda.