Özgür medyayı susturmaya yönelik girişimlere ve Zaman Gazetesi'ne baskı yapılması tepkiler artarak devam ediyor.

Bugün gazetesine hukuksuz bir şekilde atanan kayyumların işine son verdiği gazetecilerin yasa ve mevzuata uygun olarak çıkardığı 'Özgür Bugün' gazetesinin basılması gerekçe gösterilerek Zaman gazetesine polislerin TOMA'lı, helikopterli aranmaya gelmesi tepkilere neden oldu. Son zamanlarda bağımsız ve özgür medya üzerinde artarak devam eden baskılar, köşe yazarları ve gazetecilerin yazılarından dolayı adliye koridorlarına taşınması ülkede basın özgürlüğüne darbe olarak nitelendirildi.

'BÜTÜN BUNLAR YILDIRMA, KORKUTMA BASKIDIR'

Erzurum Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Naci Turan, Türkiye'de basın özgürlüğünün baskı altında olduğunu söyledi. Turan, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilgili son olarak açıkladığı raporda 'basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu' endişesini vurgulamasının önemli olduğunu kaydetti. Naci Turan, Zaman gazetesi matbaasına yapılan baskının söz konusu endişeyi haksız çıkarmadığına dikkat çekerek, "Avrupa Birliği, Türkiye kriterlerini açıkladı. Basın özgürlüğünden endişe edildiği raporda dile getirildi. İşte bu AB'nin endişelerinde haklı olduğunu Zaman gazetesinin baskı tesislerinde başka bir gazetenin aranması, basın üzerindeki baskıdır, yıldırma taktiğidir. Bütün bunlar yıldırma, korkutma baskıdır. Basını hür olmayan ülke gelişemez, kalkınamaz. Basın üzerindeki siyasi baskılar, o iktidarların sonunu hazırlar." diye konuştu.

'BASINA BASKI, ZULÜM MERTEBESİNE ULAŞTI'

Erzurum Ajans Haber sitesinin sahibi, gazeteci, yazar ve siyasetçi Orhan Bozkurt ise Türkiye'de son yıllarda basın özgürlüğünün ortadan kalktığını söyledi. Bozkurt, basın üzerindeki baskı, korkutma ve sindirmelerin zulüm boyutuna ulaştığını dile getirdi. Ülkede basın özgürlüğünün ciddi olarak tehdit altında olduğuna işaret eden Bozkurt, "Türkiye'de özgür ve bağımsız medyadan bahsetmek adeta imkansız hale geldi. Komünist Rusya'da bir dönem yaşanan devlet medyasına dönüldü. Muhalif her ses, yazı, yoruma izin verilmiyor. Anayasal güvence altında olması gereken basın üzerinde oluşturulan korku, sindirme ve baskılar zulüm mertebesine ulaştı. Gazeteciler yazılarından dolayı göz altına alınıyor. Yasalara, mevzuata, hukuka uygun gazete basın matbaalara hukuksuzca, fütursuzca polis baskını yapılıyor. Kaleminden başka silahı olmayan gazetecilere terörist muamelesi yapılıyor. 21. Yüzyıl Türkiye'sine yakışmayan bu görüntülerden bir gazeteci, bir insan olarak utanıyorum." CİHAN